Referandum sonucunu değerlendirmek üzere 20 kadar üniversiteli gençle hasbihal ettim. Ancak bu hasbihali “hoca” kimliğimden sıyrılarak, objektif değerlerle bir nevi istişare yaptım.
Bu görüşmenin gençliğimizin güncel konulara yaklaşma ve değerlendirme biçimini ele alma açısından son derecede önemli olduğunu düşünmekteyim. Gençlerin düşüncelerinin “doğru” veya “yanlış” olasından ziyade güncel ve önemli bir konuya nasıl yaklaştıkları, ne anladıkları, nelerden etkilendiklerini ortaya koymak esastır.
İstişareden çıkan görüşleri ortaya koymadan önce şunu da söylemek isterim ki “evet” veya “hayır” desin tüm gençlik bizimdir ve bu ülkeye aittir. Onlar bu ülkenin geleceğidir, geleceğimizin de teminatıdır. Kimse onlar üzerinde yanlış hesaplar yapmaya hakkı da yoktur. Bu nedenle de gençlere değer verme adına dinleme ihtiyacı duydum. Onların derdi, varsa sıkıntısı, yanlışları, anlaşılmamaları, ülkemin geleceğine kötü yansıyacağı tüm taraflarca bilinmeli ama iyi bilinmelidir.
İstişare sual-cevaptan ziyade kendiliğinden açılan başlıkların karşılığında aldığım gayet samimi cevapları okuyucularımla paylaşmak istedim. Yukarıda da belirttiğim gibi kimse bundan yanlış bir mana çıkarmasın zira “gençliğe verilen değer, geleceğe verilen değerdir”.
Sonunda tüm gençlerin ortak kanaati tartışmadan oldukça memnun olduklarını ifade etmeleri idi. Bu anlayışa çok sevindim ve gençlerin açık konuşma onları da sevindirmişti.
Efendim gençliğin bir adı da delikanlıdır. Gençler gerçekten olgun bir tavırla delikanlılık gösterdiler. Yerinde, bazen de heyecanlı çıkışları oldu. Sabırla ve dikkatle izlediğim gençlerle ilgili tespitlerim oldu.
Yaklaşık % 80 inin hayır dediği Referandumda hayır diyenlerin ortak görüşü şöyle idi;
Atatürk’ün emanet ettiği Cumhuriyet’i koruyamadıklarını, Cumhuriyet’in elden gittiğini,
Laikliğin tehlikede olduğunu, hilafetin ve şeriatın gelme ihtimali olduğunu,
Rejim değişikliğine gidileceğini,
Tek adam sistemine karşı olduklarını, Erdoğan’dan sonra ne olacağını,
FETO kalkışmasına hükümetin zamanla verdiği tavizlerden kaynaklandığını (öyle olsa da yeni bir FETO veya başka bir kalkışmada devletin yanında yer alacaklarını),
Geçmişte PKK ya çok taviz verildiğini (ancak şimdi verilen mücadelenin yerinde olduğunu),
Ülke kalkınmasında yol alınsa da bunun için rejim değişikliğine gidilmemesi gerektiğini,
Ana hatlarıyla bu itirafta bulunan geçlerin birkaçı son seçimlerde AK Parti’ye oy verse de bu Referandumda hayır verdiklerini açıkça ifade ettiler.
Gençlerin bu itirafları Referandum öncesi sık sık ele alınan şeylerdi ancak geleceği teslim edeceğimiz gençliğin büyük bir kısmının böyle düşünmesi manidar değil mi? Çoğunun “moda siyasetten” etkilendiği kabul edilse de “bu tavır” yine de dikkate değer bulunmalıdır. Anlaşılan gençlik çok iyi okunamamış, anayasa değişikliği maddeleri ve değişikliğin ne anlama geldiği iyi anlatılamamış.
Görüldüğü gibi gençlerin “zihinsel karışıklıkları” var. Bir daha ki yazımda evet ve sebeplerini ele alacağım. Kalın sağlıcakla...