2020-2021 sezonun ilk yarısı bu hafta itibari ile son bulmuş oldu. Takımımız ilk yarıyı 20 maçta 6 galibiyet, 5 beraberlik ve 9 yenilgi ile 23 puanla 15. sırada tamamladı. Bu verilerden de görüleceği üzere 1.15 puan ortalamasını yakaladı ki bana göre kötü bir performans sergiledi.
Son 4 maçta rakibimiz diyebileceğimiz takımlara 10 puan bıraktı. İstanbul takımlarından topladığımız puanlardan dolayı takımımıza İstanbul sefiri dedik. Ancak amacımız Türkiye`nin sefiri olmalıydı. Birçok taraftara göre alınan bu puanlar başarı olarak görülebilir. Ligdeki takımların durumları ve ligin kalitesine bakıldığında başarı olarak değerlendirmek hem kendimizi kandırmak hem de gelecek günlerin sıkıntılarını maskelemek olur.
Peki bu durumdan kim yada kimler sorumlu?
Bunun cevabını bilmeyen yoktur bu şehirde. Ligin başlangıcında yapılan transferlerin başarı ya da başarısızlarından tutun İsmail Kartal`ın kadro tercihlerine kadar birçok nedeni sıralamak mümkün.
Ancak ne hikmetse biz yapılan hatalardan ders alan bir camia olmadık, olamıyoruz.
Ben Hocayı genel olarak destekleyen ve eleştirirken de itidalli davranan biriydim. Hatta "yiğidin hakkını yiğide vermeliyiz" diye de bir cümlem oldu bu köşede. O günün şartlarında bu cümle yersiz değildi. Doğruydu. Kısıtlı kadro ile gayet iyi bir dönem geçirdik. Ancak ara transfer döneminin girmesiyle Hoca bu düşüncemizde kendimizi sorgulamamızı sağladı.
Hocanın isteği ile transfer edilen ve 6 aydan daha fazla oynamamış oyuncuların sahaya sürülmelerinin doğru olmadığını ve zor günlerde her şartta terlerini sonuna kadar damlatan oyunculara haksızlık edildiğini düşünüyorum. Bu oyuncular sakat sakat dahi oynadılar. Ancak şimdi sakat değilken ve övündüğümüz o 3 maçta sahada olan bu oyuncular yedek soyundular ve yeni gelenler geldikleri günün ertesinde sahaya çıktılar. Bu Hocanın forma adaletinin sorgulanmasına neden oldu.
Hoca yeni gelen oyuncuları ligin ikinci yarısına kadar yedek çıkarsa bu kadar tepki görmezdi. Hatta taktir görür, oyuncular için de faydalı olurdu. Ama yapmadı....
Özellikle Trabzonspor, Göztepe, Ankaragücü, Sivasspor ve Antalyaspor maçlarında sahaya sürülen 11`den yapılan değişikliklere kadar İsmail hoca sürekli eleştirildi. Peki, Hoca bu eleştirileri dikkate aldı mı? Almadı. Almayacak gibi de...
Yukarıda da bahsettiğim gibi yapılan bunca hatadan sonra hocayı başarısız buluyorum.
Konyaspor yönetimi ile ilgili olarak yorum yapmak istemiyorum. Yapsak da fayda eder mi bilemiyorum.
Sadece hem yönetime hem taraftara hem de şehrin dinamiklerine şunu sormak istiyorum. Yönetimin başarı ve başarısızlıklarını terazinin iki küfesine koyduğunuzda hangi taraf daha ağır basıyor?
Sorunun cevabını orada bulabilirsiniz.
Saygı ve Selamlarımla...