Ben yurdumu, milletimi, kültürümü seviyorum! Bu yurdu, bu milleti, bu kültürü başkalarına asimile ederek, ihanet çemberinin içinde olsa da bazıları, onları da seviyorum! Benimle sözde aynı duyguları paylaştıklarını söyledikleri için…
Oysa takiye yapıyorlar biliyorum! Adım adım kendi insanını öldürüyorlar biliyorum! Nasıl mı?
Yaşlı Fred, hastaneye kaldırılmış, durumu ağır olduğu için yoğun bakıma alınmıştı.
Aile bireyleri, gereğinde görevini yapması için yakın dostları da olan papazı yanlarına almışlar, hastayı ziyarete birlikte gitmişlerdi. Papaz ve aile bireyleri yalağın çevresinde beklerken, b'red'in durumu birden kötüleşti.
Yatağından yan doğrularak, el işaretleri ile yazacak bir şeyler istediğini anlattı. Papaz, anlayışlı bir tavırla bir kâğıt ve bir kalem uzattı. Fred, titreyen elleriyle hızlı hızlı kağıda bir şeyler yazıp, papaza uzattı ve o anda da öldü.
Papaz, böyle acılı bir anda yazılanları okumanın doğru olmayacağını düşünerek kâğıdı cebine koydu. Birkaç gün sonra, Fred'in cenazesinde, bu kâğıdın cebinde olduğu aklına geldi.
Cenazenin gömülmesinden hemen önce papaz, defin öncesi gerekli duaları yaptıktan sonra, cebinden bu kâğıdı çıkardı ve kalabalığa bu kâğıtta yazılanları okumak istedi:
"Sevgili Fred, ölmeden hemen önce benden kâğıt ve kalem istemiş ve şimdi elimde tul tuğum işte bu kâğıda, son sözlerini yazmıştı" dedi. Papaz, o an hastanede durum uygun olmadığı için okuyamadığını söylediği kâğıttaki bu sözleri, şimdi okumak istediğini bildirdi ve...
Sesini biraz daha yükselterek, kâğıttakileri şu sözleri bir çırpıda okuyuverdi: "Lütfen bir adım sola çekil, papaz efendi... Oksijen hortumuma basıyorsun!"
İşte tamda söylemek istediğim bu… Böyle davranmaya devam edersek ne olur bu memleketin hali? Hiçbir hakikat gizli kalmaz. Gerçekler bir bir ortaya döküldüğünde sana kim kucak açar? Nasıl mı?
Devesiyle birlikte çölde yürümekte olan bir bedevi, güçlükle yürüyen, dudakları susuzlukları kurumuş bir kişiye rastlamıştı. Ona yardım için yanına yaklaştığında bu kişi, kendisinden bir yudum su istedi. Bedevi devesinden indi, yerde bitkin bir biçimde yatan adama su verdi.
Adam suyu alır almaz kabı bir yana fırlattı, bedeviyi itip sırt üstü yere yuvarladı, sonra da onun devesine binip uzaklaşmaya başladı. Bedevi, devesini alıp kaçan hırsızın arkasından bağırdı:
"Tamam deveyi âl git ama" dedi. "Sakın bu olayı kimseye anlatma!" Bu isteği garip bulan hırsız birden durakladı ve nedenini sordu: "Kimseye anlatmamı neden istemiyorsun?'' dedi. Bedevi, hafifçe gülümseyerek karşılık verdi:
"Eğer bir kişiye bile anlatırsan, bu olay kısa sürede her yere yayılır" dedi ve ekledi: "Ondan sonra da hiçbir kişi, çölde kendisinden yardım isteyen bir zavallıya yardım etmez!
Selam ve muhabbetle…