Ekonomi gündemini aşamıyoruz. Bir ileri gitmeye çalışsak anında iki geri adım geliyor. Kur kaynaklı sorunlar milletin canını yakmaya devam ediyor.
Gıda fiyatlarında bu durum kendini ciddi ciddi hissettiriyor. Lakin ben bugünlerde tam anlamı ile bir anlaşılma sağlandığını düşünmüyorum. Birkaç ay sonra bugünleri daha iyi anlayacağız.
Cuma günü ekonomi gündemi üzerine KONTV’de MÜSİAD Konya Şube Başkanı Hilmi Kağnıcı Bey ile beraberdik. Yeni ekonomik modelden tutun Konya’nın krizden etkilenme sürecine kadar birçok konuda sohbet ettik.
Programdan öne çıkan bazı cümleleri sizlere de aktarayım. Sadece sözde kalmasın.
İhracatın önemini elbette biliyoruz. Bizim gibi hammaddeye ve enerjiye bağımlı ekonomilerde ihracat yapmadan ayakta kalabilmek zor. Hilmi Bey’in altını çizdiği en önemli hususlardan biri nitelikli ihracat yapılması idi. Yani katma değeri yüksek ürünleri satabilmek mesele…
Yoksa buğday alıp una dönüştürüp satmışız ciddi bir cari açık düşmesi sağlanmıyor bu şekilde. Savunma sanayi ürünleri tarzında yapılan ihracatlar yani yapılması gerekenler.
‘Konya tek başına 3 milyar dolar ihracat seviyesine yaklaştı. 20 yıl önce bu rakam 200 milyon dolardı. Birim olarak Konya’nın ihracattaki kilogram fiyatı 2 doların üzerine çıktı. Türkiye şuan 1,2 dolar. Türkiye hedefi de 2 dolar. Konya olarak bu noktada iyi bir yerdeyiz.’ dedi Kağnıcı.
‘Medikal, tıbbi aromatik ürünler ve ilaç sektörüne önem verilirse bu konuda katma değer sağlayan ürünler oluşturabiliriz’ dedi. Cari açığın kapanması buna bağlı…
Anlayacağımız özellikle iç piyasada fahiş fiyat artışlarına neden olacak gıda ürünlerini ihraç etmek çok da akıllıca değil. Avrupalı bir vatandaş için 1 Euro’ya süt almak çok sorun değil. Lakin bugün markette 1 litre süte 11-12 TL yazarsanız işin tadı tuzu da kaçar.
Elbette üretici için kazanç esastır. Malını 5 liraya değil de 10 liraya satmak ister.
Avrupa ve Amerika başta olmak üzere gıdaya bağlı kriz kendini gittikçe hissettiriyor. Eskiden yaptığımız her türlü gıda ihracatında kıl tüy muhabbeti yapan büyük devletler dahi şimdi ne varsa sömürme düzeneğine geçmiş.
Devlet bunu geçmişte yaptı. İç piyasada krizi derinleştirecek ürünlere kesinlikle ihracat kotası konulmalı. Programda Başkanın da özellikle vurguladığı husus buydu.
Bu yeni model bize uyar mı uymaz mı zaman gösterecek. Lakin bir şeylerin rayına oturmadığı kesin. Dünya pandemi sonrası ciddi bir buhranda. Her ülkenin enflasyon ve gıdaya bağlı sorunları var. Biz bunlardan asgari etkilenelim derken, kur-faiz dengesizliği meseleyi farklı bir boyuta taşıdı.
Keşke tüm odağını Tayyip Erdoğan’ı yıkmak üzerine kurmamış bugünlerdeki sorunlara yapıcı çözüm önerileri sunabilen bir muhalefet olsaydı da biz de söylediklerine kulak verebilseydik…
Lakin çok zor.