“GİDEMEDİĞİN YER SENİN DEĞİLDİR”

Mustafa Balkan

Uzun zamandan beri gidip de görmediğim Halkapınar’daki İvriz Kaya Anıtı, İvriz Çayı ve İvriz Mahallesi’nin o eski nostaljik evleri ile yeşilliği beni son derece etkiledi.

  • Fuat Paşa çok doğru söylemiş; “Gidemediğin yer senin değildir.” diye. Gidemediğimiz haber nasıl bizim haberimiz olmuyorsa, vatanın en ücra köşesindeki bir köyü, beldeyi, ilçeyi ve şehri görmek için gidemiyor ve adlarıyla birlikte tanımıyorsanız o yer sizin olmaktan çıkıyor!

Halkapınar ilçemizi ve İvriz Şenlikleri’ni uzun zamandan beri görmemiştim. Kaç sene oldu hatırlamıyorum ki, o antik İvriz kapartmasının önünde resim çektireli herhalde epey zaman oldu. Eski resimlerine baktığımda, günümüzdeki çevre düzenlemesiyle birlikte arasında dağlar kadar fark olduğunu görüyorum. Eski İvriz Kaya Kapartması ile yeni İvriz Kaya Kabartmasını yan yana koysalar aralarında 6-7 farkı bulmanız mümkün! İvriz Suyu'nun kaynağının çıktığı yerde bulunan bu geç Hitit dönemi eseri, M.Ö. VIII. yüzyıla tarihlenmekte. Altı metre yüksekliğindeki kabartmada, Tuvana Kralı Warpalawas’ın Fırtına Tanrısı Tarhunza’ya şükranı anlatılmaktadır.  Luvi dilindeki kapartma yazıda da şunlar yazılı:

Ben hâkim ve kahraman Tuvana Kralı Warpalawas. Sarayda bir prens iken bu asmaları diktim. Tarhunza onlara bolluk ve bereket versin.”

Hakikaten İvriz, İvriz çayının buraya bolluk ve bereket getirdiği yeşilliğiyle ünlü, Torosların devamı olan Bolkar dağlarının etrafını çevirdiği tabiat harikası güzel bir yer. Suyunu kana kana içtiğimiz İvriz çayı, bu bölgeye büyük bir canlılık ve hayat katıyor. Kiraz ağaçlarıyla bezeli ve suyun çağladığı, ördeklerin yüzdüğü İvriz suyunun çıktığı kaynağın yerinin değiştirilmesini pek anlayamadım.  

İvriz Çayı kıvrıla kıvrıla Delimahmutlu Deresiyle birlikte 1985 yılında işletmeye açılan İvriz Barajı’na dökülüyor. Manzarasına doyum olmayan bu yerde her sene şenlikler yapılıyor. Halkapınar Kaymakamı Erdal Çetinbaş, Belediye Başkanı Fahri Vardar’ın davetlisi olarak geldiğimiz Halkapınar’ın eski adı 1962’ye kadar “Zanapa” idi. Daha önce Ereğli İlçesine bağlı bir nahiye olan Zanapa, 1954’de belediyelik olduktan sonra kasaba olarak teşkilatlandı. Halkapınar, ANAP iktidarda iken 1992’de ilçe oldu.

Konya Büyükşehir Belediyesi Koyunoğlu Kütüphanesi tarafından düzenlenen İkindi Sohbetleri, Halkapınar’da gerçekleştirildiğinden tarihçi Prof. Dr. Hasan Bahar, Halkapınar’ın tarihini anlatırken buranın en eski isimlerinin Luvice olduğundan bahisle, bu isimlerin değiştirilmesinden korkmamak gerektiğini ifade etmişti. Zararlı böcekleri yok etmek için kullanılan zirai ilâçlamada, faydalı olan böceklerin de fazla ilaçlamadan dolayı bu arada yok edildiğine sonradan farkına vardığımızdan yabancı isimlerin yanında bu toprakları bize vatan yapan Oğuz boylarının isimlerinin de değiştirildiğini kaydeden tarihçi Hasan Bahar, “Dodurga’yı değiştirmişiz. Yazır’ı değiştirmişiz. Doğanhisar’da olduğu gibi Çetmi’yi değiştirmişiz. Bunlar hep Oğuz boyları. Kendi kimliğimizi de ilaçlamışız. Onun ötesinde bu kültürel kıyım sadece isimlerle kalmamış, mimaride de betonarme şeklinde yaşanmış” diyerek Belediye Başkanı Vardar’ı, “Tarih kokan ve tabiat harikası güzellikleriyle insanı hayran bırakan İvriz Mahallesi’nde fazla betonlaşma yapmayınız. Burayı tarihiyle, etnografyasıyla ve doğal haliyle koruyunuz” şeklinde uyardı.

Etnoğrafik eserlerin yurt dışına satılmasına da karşı olduğunu dile getiren Hasan hoca, “Kültür satılmaz. Bakın Bergama bizden gitti.  Bergama İlçemize yılda 300 bin turist geliyor.  Ama Bergama Anıtı’nı her sene görmek için Berlin’deki müzeyi 7 milyon insan ziyaret ediyor. Küpümüzü, düğenimizi, yabamızı, kilimimizi satacağız ve daha sonra para verip bunları izlemeye gideceğiz yurt dışına! Kültürümüze ve kökümüze sahip çıkmazsak bizi rüzgâr savurur götürür. Ve bizler yol olur gideriz.” Eğer biz kendi coğrafyamızı tanımazsak bu vatan nasıl bizim vatanımız olacak? Ne diyordu şâirimiz: “Gitmesen de görmesen de o köy senin köyün.” Ama Fuat Paşa’nın biz sözü var. Onu tercih ediyorum: “Gidemediğin yer senin değildir.” diye sanat tarihi açısından önemli bir gerçeğe parmak bastı.

***

Konya’da yaşayan bir insan olarak yaşadığım kendi mahallemi merak ettim. Her gün sokaklarını adımladığım ve caddelerinde gezdiğim mahallemin tarihini araştırdığımda; o mahallede meğer Konya’nın en eski tarihi ve tarih hazinelerinin bulunduğunu öğrendiğimde, bilemezsiniz ne kadar sevinmiştim. Eğer vatanımızı, şehrimizi, mahallemizi ve evimizi sevmek istiyorsak ve milliyetçi olmak istiyorsak her şeyden önce görmeye, tanımaya, bilmeye kendi evimizden, mahallemizden, sokak ve caddeleriyle birlikte o yerin ve bölgenin tarihini öğrenmekle işe başlamalıyız.

Tanımadığınız ve geçmişini bilmediğiniz yer sizin olmuyor. Kuru kuruya vatanseverlik ve milliyetçilik te pek fayda sağlamıyor.  Uzun yıllar görmediğim Halkapınar’da ve gezerken büyük keyf aldığım İvriz Şenlikleri’nde bunu gördüm, yaşadım ve öğrendim. 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.