Rutin olarak bazı televizyon dizileri ve sinema filmleri ‘ izlemekte olduğunuz bu filmdeki olayların ve kişilerin gerçek olay ve kişilerle hiçbir benzerliği yoktur ’ diye başladığını biliyorsunuz. Bizimkisi ise bu sözün tam aksine gülümseyerek okuyacağınız traji komik siyaset manzaralarıyla dolu bire bir yaşanmış bugünde aynen yaşanan seçim çalışmalarını içermektedir. Öncelikle tüm siyasetçi dostlarımızın da hoşgörüsüne sığınarak kaleme aldığım bu satırlar 17 Aralık ‘tan günümüze gerginleşen siyasi ortamı, kin ve nefreti bir nebze olsun tatlı bir tebessümle yumuşatmaya yöneliktir.
Aday adaylık müracaatları sonrasında ah’lar , vah’lar arasında bazıları kafa karıştıran, bir kısmı antin kuntinlerle, bir kısmı da bileğinin hakkıyla söke söke alınan adaylık ilanından sonra. Kırkpınar güreşlerinde kıspet giyen pehlivanlar gibi ’ adaylar çıktı meydane hepsi de maşallah birbirinden merdane ‘ güreşler başlarken cazgırın yaptığı duanın bir benzerini de bizler adaylarımız için yapalım isterseniz.
Kazananın Türkiye ve Konya olması temennisiyle sonuçların tüm partilerimize adaylarımıza güzel vatanımıza ve aziz milletimize hayırlar getirmesini dileyelim.
Belediye başkan adayları üç aşağı beş yukarı tüm partilerde belirlendi sırada encümenler var sizin anlayacağınız seçim takvimi tıkır tıkır çalışıyor. Adaylıkları kesinleşenlerin sevinç ve coşkusu kaybedenlerin ise isyanı görülmeye değer.
– Bir tarafta yaşasın, hurra.. yuppi gibi sevinç çığlıkları,
- Diğer tarafta hayal kırıklığına uğrayanların feryadı
-Ben böyle demokrasinin içine, beni yazmayan kalemin mürekkebine , gelmişine, geçmişine kadar varan küfürler, sitemler , nakaratlar ; yani görmeye alışık olduğumuz bildik manzaralar. Neticede olan olmuş listeler şekillenmiş seçim start’ı verilmiştir.
Biz de isterseniz Sezen Aksu’nun o güzel şarkısının sözleriyle adaylara “hadi bakalım kolay gelsin bir acayip zor yarış…” diyelim ve seçim çalışmalarına başlayalım.
1.Gün
Ilık bir duş alınıp sinek kaydı bir tıraş sonrasında laciler çekilecek, verevine çizgili nar çiçeği rengi kravat özenle bağlanacak, sıfır kilometre rugan ayakkabılar giyilip, saçlara el yardımıyla ufak ufak şekiller verdirilecek ,parfüm yoksa limon kolonyası sürülerek yola çıkılacak. Büyük otellerimizden birinin ihtişamlı salonunda yapılacak olan aday tanıtım toplantısına iştirak edilecektir.
Sırasıyla adayların kısa bir biyografisi okunacak ismi okunan aday bir adım öne çıkacak elini havaya kaldıracak, misafirleri selamlayacak, seyircilerde kendisini alkışlayarak ‘ya ya ya, şa şa şa’ diye tempo tutacaklardır. Program sonrasında topluca Hz. Mevlana’nın türbesi ziyaret edilecek, dualar ve tekbirler eşliğinde kurbanlar kesilecek, arka planda caminin silueti olacak şekilde resimler çekilecek , özellikle iki el yana açılarak verilecek pozlarla halkımızı kucakladığımızı, yumruğumuzu sıkıp , işaret parmağımızı gözüne sokar gibi yaparak kararlılığımız ortaya konulacaktır.
En güzel birkaç resmin altına, içimizden biri, sizden biri, sözünün eri gibi göze ve kulağa hoş gelen sloganlar yazılıp bunları çoğaltıp bir kısmı billboardlara ve gazetelere servis edilecektir.
Seçmenin mübarek kandil ve bayramlarını da boş geçmeyecek şekilde tebrik mesajlarımızı sunmayı da asla ihmal etmeyeceğiz.
Tabi biz bunları planlarken matbaacılar ve reklamcıların da adaylar nerede kaldılar diye yolunuzu gözlediklerini de hiç bir zaman aklınızdan çıkarmayacaksınız.
2. Gün
Sırasıyla gazeteciler cemiyeti, basın ve televizyonlar zaman elverirse odalar, borsalar ziyaret edilecek ne var ne yok sadedinde havadan sudan tanışma, toplantıları düzenlenecek, yapılacak sunum ve konuşmalarla Konya’mızın sorunları masaya yatırılacak kayda değer bölümler unutmayınız kartlarına not alınacaktır. İlerleyen saatlerde muhtemelen bir odamızda yemek ve çay molası verilecek günün yorgunluğu bir nebze olsun atılacaktır.
3. Gün
Çocuk Esirgeme Kurumu ziyaret edilecek beraberimizde götürdüğümüz bebelere baloncuklar, çıngıraklı oyuncaklar, promosyonlar dağıtılacak, bir köşede sümüğünü çeke çeke ağlayan küçük yaramaz amcalar tarafından kucaklanacak. Verilen pozlarla çocuklara duyulan sevgi ve şevkat vurgusu yapılacaktır.
Kimsesizler yurdu ve hastane ziyaretlerinde ise asker fotoğrafı çektirir gibi yaşlıların ve hastaların omuzlarına koyduğumuz ellerimizle şevkatli kollarımızın her zaman onları saracağı intibaı verilecektir. Kendilerine bu güzel ziyaretin mana ve önemi anlatılırken diğer tarafta güller, karanfiller, mevsim elverirse kasımpatı ve lalelerden oluşan buketler ayrıca takdim edilecektir.
4. Gün
Pazar yerleri ve pazar esnafı tek tek dolaşılıp ziyaret edilecek. Kaymak Dayı ve Kadir Ağa’nın tezgahlarında soluklanılacak. Maksat muhabbet olsun denilerek domatlara, hıyarlara, kabak ve patlıcanlara ellenip ;
- “Nereninmiş bunlar gaçaymış?” diye bildik pazar geyikleri yapılacak. Bu arada daha ucuzunu bulabilir miyim diye ordan oraya koşturup, ayaklarına kara su inen emekli Tahsin Bey amca ile 6 çocuk 14 torun sahibi Fatma Nine’nin koluna girilecek;
- “Hayırlı pazarlar olsun nasılsınız eyi misiniz?” diye ayak üstü sohbete başlanılacak, dilek ve temenniler bölümünde ise;
- “Ak guzum bizim torunun elinden her iş gelir şu oğlanı bir işe gatıver” talebi de alınan notlara ayrıca dahil edilecektir.
Tabi burada ilginç olan bir şey daha yaşanacak ‘sende kendini kuru fasulyeden nimet mi sanıyorsun’ sözünün tarihin tozlu raflarında kaldığı anlaşılacak fakir, fukaranın sofrasının baş tacı kuru fasulyenin 12 TL’ye sarı patenin fiyatının ise geçen yıla göre 10 katı artışla 5 TL’ye fırladığı hayretler içinde görülecektir. Vatandaşın çaresizliğinden kaynaklanan bu duruma duyulan üzüntüyü göstermek adına dudaklar büzülecek, baş kısmı ise emme basma tulumba gibi öne, arkaya hareket ettirilerek tansiyon düşürülmeye çalışılacak. Zaman zaman oluşacak protestolara muhatap olmamak adına da Mehter marşıyla geldiğimiz bu bölgeden İzmir marşıyla usulca sıvışılacaktır. Daha sonra ne mi olacak; neler olmayacak ki sıkılmadıysanız onu da bir daha ki yazıda göreceksiniz.