Gün batımına doyulmayan göl: BEYŞEHİR GÖLÜ

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)
  • Eskiden çevresi ormanlarla kaplı olan Beyşehir Gölü; üzerindeki irili ufaklı efsanevî adalarıyla bir inci gibi parlar, gün batımına doyum olmaz manzarası ve insanın gözünü kamaştıran yakamozlarıyla bakanları hülyâlara daldırırdı.

 

 

Çocukluğumdan bu tarafa hak ettiği değeri hâlâ bulamadığını düşündüğüm Beyşehir Gölü, dünyada görülmesi gereken nadide yerlerden biridir.

Karadiken, Bademli kıyıları ile Budak, Kıreli ve Tolca kıyıları en iyi plaj yerleri olan Beyşehir Gölü’nün Üstünler plajının hemen yukarısında izci kampları kurulurdu. Çocukken bu kamplara katılır ve ailecek yılanlı adaya giderdik.

Sultan Alâeddin Keykubad döneminde en güzel ve refah dönemlerini yaşayan Beyşehir’de, Selçuklular Döneminde gölde tersane kurulduğuna göre; küçük gemilere elverişli olan bu gölde yük (odun) ve hayvan taşımacılığı yapıldığı düşünülebilir. Çünkü o dönemde Beyşehir’de tabiat olarak çok güzel yerler olduğunu ve 120 km’lik göl ve çevresinin ormanlarla kaplı, gölde sazandan ayrı lezzetli balıkların, cennetvari adaların, suların, bağ ve bahçelerin olduğunu seyyah İbni Bibi’den öğreniyoruz.

 

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK TATLUSU GÖLÜ

Büyüklük açısından Türkiye’nin üçüncü gölü olmasına rağmen tatlı su gölü olarak birinci olan Beyşehir Gölü, 651 km2 yüz ölçümüne sahiptir. Gölün genişliği 18 km, uzunluğu ise 47 km civarındadır. Denizden yüksekliği 1121 metre olan Beyşehir Gölünün çevresi 2000 metre yüksekliğinde dağlarla çevrilidir. Göl ve çevresi 1993 yılında milli park olarak koruma altına alınmıştır.

Yer altından Manavgat çayına bağlanan ve buradan Akdeniz’e dökülen ve harika gün batımıyla fotoğrafçıların en uğrak yerlerinden biri olan gölün doğusunda Erenler Dağı, batı yönünde ise Sultan Dağları ve Anamas Dağı vardır. Pek çok balık çeşidine ev sahipliği yapan Beyşehir gölünün 33 tane adası bulunmaktadır. Gölün fazla gelen suları eski köprüdeki savakların açılmasıyla Çumra ve bölgesini sulayan Çarşamba Kanalına bağlanmıştır. Ayrıca Konya ovasının sulamasını yapmak gayesiyle bir regülatör kurulmuştur.

 

GÜN BATIMINA DOYUM OLMAYAN GÖL

Gün batımında Beyşehir Gölünün muhteşem manzarası, dünyaca ünlüdür ve pek çok yerli ve yabancı turist tarafından, görülmek için ziyaret edilir. Gölde çok zengin bir balık çeşitliliği vardır. Levrek, sazan, turna, aynalı sazan, kadife balığı gibi pek çok balığa ev sahipliği yapar. Gölün önemli adaları ve adalarda bulunan tarihi eser kalıntıları oldukça dikkat çekmektedir. Dilerseniz adalar, adalarda bulunan kültürel mirasımızla ve doğal güzellikleri ile ilgili kısaca bilgi verelim.

 

BEYŞEHİR GÖLÜ’NDE 33 ADA VAR

Mada adası, gölün en büyük ve aynı zamanda da üzerinde köy bulunan tek adasıdır. Mada Köyü, yıllar önce kurulmuş bir Yörük köyüdür. Camii ve okulu vardır. Köy, Beyşehir Tolca Köyü’ne bağlı iken Beyşehir’den ayrılarak Şarkikaraağaç Gedikli Çiftliği Köyü’ne bağlanmıştır. Bu ayrılış ile gülün bütünü Beyşehir sınırları içinde iken, küçük bir kesimi Isparta sınırları içine girmiştir.

Hacı Akif adası tarım ve hayvan otlatma, orman alanıdır. Köy kumsallarında kum güzelse de kıyı birden derinleşir. Dikit-Sarkıtlarla ilginç mağarasının duvarları, tarihi süslerle bezelidir. Ada, yosun ve böcek türleri yönünden de zengin sayılmaktadır.

ADALARIN EN GÜZELİ: İĞNELİ ADA

İğneli ada geniş kumsalları olan, güzelliği ile görülmeye değer bir yerdir, bu adada da eski yapı kalıntıları bulunmaktadır. Gölün turizm yönünden en gözde adasıdır. Ayça kumsalı ve koy kumları, kızıl kumlarla kaplıdır. Ancak, kıyıları genellikle dik ve derin olup, kumsalları 10-15 metre insan boyunu alır. Adaların en güzeli olup, Üç adalar denilen Orta Ada, Aygır ada ile birlikte eşsiz güzellikte bir boğaz oluşturur.

Aygır adası da doğal güzellikleri ile ön plana çıkan ve ziyaret edilen adalardan biridir. Kızıl ada, Eşek adası ve Ak burun Adası’nda, Selçuklu döneminden kalan yapı kalıntıları vardır. Kız kalesi adasında olan yapı kalıntılarının da Kubadabad sarayının harem bölümü olduğu söylenir. Araştırmacıların her zaman ilgisini çekmiş olan Mındıras adası mağarası ve antik kalıntıları ile görülmeye değer adalardan biridir. Höyük ve Kül adasında bulunan mezar taşları ve kalıntılar da vardır. Kuşkondu Adası ise, mezar höyüktür. Kesme taştan olan mezarları ve duvar kalıntıları vardır. Sular çekilince ortaya çıkan ada oldukça ilginçtir. Bu anlattıklarımızdan hariç görülmeye değer adalarıyla Beyşehir Gölü, 13. yüzyılda Selçuklular Döneminde yerleşim bölgesi olarak kullanılmıştır. Tabiat güzellikleri ve tarihi kalıntıları ile görülmeye değer yerlerdir.

 

KARAGÖL

Karagöl; Anamaslar üzerinde, Kurucuova’nın 15 km güneybatında, 2500 metre yükseltide, 15 dekarlık alanlı bir krater gölcüğüdür. Karagölün batı yakasındaki sarp kayalıklarda, yaz - kış kar ve su hiç eksik olmaz. Kar suları ile beslenen gölün batısı gömgök ve derindir.

 

KÖRÜKİNİ MAĞARASI

Beyşehir Gölü Milli Parkı, Beyşehir’e gelip de görmeden gidilemeyecek yerlerdir. Körükini Mağarası’nı da unutmamak gerekli. Çamlık bölgesinde bulunan ve kolay bir ulaşıma sahip olan mağara, şehrin turizme katkıda bulunan yerlerinden biridir. 1250 m uzunluğunda olan mağaranın içinden uzun su deresi geçer ve bu görülmeye değer bir manzaradır.

 

YARIN: Köşk Kaplıcası ve Sonsuz Şükran Köyü.


İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.