Gündem allak bullak!

Rasim Atalay

Ekim ayının ilk haftasını geride bıraktık… Hayatın su misali akıp gittiği, zamanın hızına yetişmenin mümkün olmadığı, insanın belki de olması gerekenden daha hızlı yaşadığı bu dönemde, hayat döngüsü içerisinde insanı doğrudan ilgilendiren birçok konu gündeme geliyor.

Siyasilerin TBMM’nin açılması ile birlikte meclis kürsüsünden yaptığı atışmalar halka kadar yansıyor. Ankara’da yaşanan gerilim, dört duvarın arasında kalmayıp sokaktaki vatandaşa aksediyor.

Siyasi arenanın kızışmaya başladığı bu süreç, yaklaşan seçimin bir emaresi olarak görünürken, sağlık alanında ortaya çıkan bir skandal bir anda dikkatleri başka yöne çekiveriyor.

Tam da ne oluyor, neyin nesiymiş İstanbul’daki özel bir hastanede yaşanan olay diye odaklanmaya çalışırken, bir de bakıyorsunuz yine hayatımızın en önemli odak noktalarından biri olan ekonomideki yeni gelişmeler hayatın akışını başka bir yöne evirebiliyor.

BAŞÖRTÜSÜ SİYASETİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, affını istiyor… Kimden? Geçmişte haksızlık yaptığını ikrar ettiği mütedeyyin insanlardan… Başörtülü kadınlardan… Yetmiyor, grup toplantısında (başörtüsü sorununu) çözmek için meclise yasa teklifi sunuyor… İyi de başörtüsü sorunu yok ki? Birilerinin insanların kılık kıyafetiyle, başörtüsüyle, tesettürüyle sorunu var.

Karşılığında cevap gecikmedi tabii olarak… Sol görüşlü bir partinin Genel Başkanı başörtüsünü ülkenin gündeminden tamamen çıkaralım diyerek gündemin orta yerine atınca, Cumhurbaşkanı ve sağ görüşlü bir parti olan AK Parti’nin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da, “Samimiysen yasayla değil, anayasal bir düzenleme yapalım da gerçek manada başörtüsü konusu bir daha gelmesin” diyor…

Hakikaten Kemal Kılıçdaroğlu samimi mi bu söyleminde? Cumhurbaşkanı Erdoğan’a katılmamak elde değil. Madem bir daha konuşmamak üzere son defa konuşalım istiyorsunuz, haydi buyurun, el birliğiyle gereğini yapın. Kılıçdaroğlu’nun söylemlerinde samimi olup olmadığı da böylece ortaya çıkmış olsun. Başörtüsü siyaseti de tamamen bitsin.

AKIL SAĞLIĞINDAN ŞÜPHE EDİLECEK SAĞLIKÇILAR

Önceki akşam sosyal medyada gördüm. Ameliyat olmak için hazırlanmış, yaşı da epeyce ileri olan bir kadıncağız İstanbul’daki bir özel hastanenin ameliyathanesinde kendisine tedavi etmelerini beklediği sağlık çalışanları tarafından son derece alçak bir tavırla rencide ediliyor. Utanmadan bunun videosunu da çekip sosyal medyada paylaşabiliyorlar. Ulan seni de doğuran bir ana, o kadıncağıza nasıl reva görürsün bu yaptıklarını, nasıl dilin varır da söyleyebilirsin o küfür dolu sözleri?

Tek tesellimiz hem o sağlık çalışanları hem de ilgili hastaneye yönelik adli sürecin başlatılmış olduğunun Sağlık Bakanı hemşerimiz Dr. Fahrettin Koca tarafından duyurulması. Ancak şuna da gönülden inanıyorum ki, bu dünyada alacakları ceza ne olursa olsun, onların asıl cezası ahirette kesilecek. Zerre miskal iyilik eden de zerre miskal kötülük eden de bunun karşılığını illa ki alacak…

VATANDAŞ = EKONOMİST

Daha önce de bahsetmiştim, ekonominin baş döndüren serüveni, enflasyon adı verilen ve parayı pul eden canavarın doyumsuzluğu parası olsun – olmasın her bir vatandaşı bir ekonomist kıvamına yaklaştırdı.

Enerji olmadan yaprak kımıldamıyor. Dolayısıyla enerji her devirde ve her dönemde kıymetini korumaya devam ediyor. Enerjiye olan bağımlılık, enerjideki devinimlerin doğrudan ya da dolaylı olarak hayatın her alanına aksetmesini de beraberinde getiriyor.

Emtiaları yakından takip eden vatandaş, fosil enerjiler olarak da adlandırılan petrol fiyatlarının ne zaman düşüp ne zaman yükselebileceği konusunda oldukça mahir bir hale geldi. Brent petrol fiyatlarının 80 liraları kadar gördüğü dönemde dolardaki yükselişe bağlı olarak fiyatların düşmeyeceğini söyleyen vatandaş tahmininde yanılmadı. Aynı vatandaş, OPEC’in petrol arzını azaltacağını açıklamasının ardından petrol fiyatlarının ve mamul petrol ürünlerinin artacağı konusunda da yanılmadı.

Keşke yanılsaydık diyenler sosyal medyada veryansın ediyor. Bizim vatandaşımız karnı büyük, doyumsuz enflasyonun yiyip yutmalarını haklı olarak kabullenemiyor, kabullenmek istemiyor, vesselam…

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.