Yaz sıcaklarının iyiden iyiye bastırdığı bir dönemi yaşıyoruz… Dün için Konya’nın il merkezinde, gölgede ölçülen sıcaklık 40 dereceye dayandı. Hakikaten dayanılmaz bir sıcak havanın etkisi altındaydık.
Havanın bu kadar sıcak olmasına rağmen bugünlerde Konya çok hareketli. Hareket, şehre bereket olarak yansıyor. Her gün bir belediyenin açılışına ya da temel atma törenine davet ediliyor, mümkün olduğunca da davete icabet etmeye çalışıyoruz.
KARATAY’DA MUHAKKAK GÖRÜLMESİ GEREKEN YER
Temmuz ayının sonuna geldik. Genel olarak Temmuz ayına baktığımızda Karatay Belediyesi tarafından şehre kazandırılan lavanta bahçelerinin yanında bir de gül bahçesi yapılmıştı. Gitmeyenleri, görmeyenleri, tabiatı, çiçekleri sevenleri Karaaslan Mahallesi’ndeki bu görsel şölene davet ediyorum.
MERAM’IN TABİATINA MODERN DOKUNUŞ, ENFES SUNUŞ
Yine bu ay içerisinde Konya’nın tabiat harikası yerleşim yerlerinden Meram’da şehre estetik katacak iki güzel yatırım hayata geçirildi. Bunlardan birisi Dere Mahallesi’ndeki lavanta bahçesi ki Karatay’ınkinden çok daha farklıydı; diğeri de Konya’nın Peri Bacaları olarak nitelendirilen Kızlar Kayası’ydı. Bu iki nadide değeri de gidip görmeyenlere ısrarla tavsiye ediyorum. Özellikle akşam saatlerinde farklı bir ambiyansı var.
SELÇUKLU’NUN TARİHİ MAHALLESİNE USTACA DOKUNUŞ
Önceki gün Selçuklu Belediyesi’nin Konya’nın tarihi bin yıllar öncesine dayanan mahallesi olan Sille’de yaptığı önemli bir yatırımın temeli atıldı. Sille’ye gitmeyen, görmeyen tahminimce yoktur. Özellikle hafta sonları bırakın araç trafiğini insan trafiğinin en yoğun olduğu yer bence Sille’dir. Adım atarken dahi temkinli davranılan bu özel mekana hak ettiği ölçekte bir yatırım geliyor. Sille’nin değerine değer katacak yeni yatırımın temeli mahallenin tam orta yerinde, eskilerde duyduğumuz kadarıyla bir zamanlar askeriyeye ait olan ve ‘Redif Taburu’nun bulunduğu alana, kapalı otopark, meydan ve çevre düzenlemesi, ticari işletmeler ve konut inşasına başlandı. Hedef, 2024 yılında tamamlamak. Şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.
KARATAY, KENDİNE YETİYOR
Dün de Karatay Belediyesi’nin daveti üzerine Tatlıcak Mahallesi’ndeydik. Özüm Karatay olduğu için midir bilmem ama Karatay’ın bendeki yeri biraz farklıdır. Öz kaynakları ile yatırımlarını hayata geçiren, dışarıdan hizmet alımını minimuma düşürerek maliyetleri en aza indirgeme gayretinde olan Karatay Belediyesi, betan elemanları üretimi yapacağı tesisin resmi açılışını gerçekleştirdi. Bu tesis ile birlikte Karatay’ın ihtiyaç duyduğu parke taşı ve bordür Karatay’ın kendi üretim tesislerinden temin edilecek. Bu sayede maliyetler de en aşağı seviyeye çekilmiş olacak.
ŞEHRİ GÜZEL PAZARLIYORLAR
Şöyle genel olarak baktığımız zaman gün içerisinde, sıcak havaya rağmen belediyeler hizmetlerine, hizmet sektörü de gayretine devam ediyor. Sanayiyi hiç katmıyorum bile… Onların bambaşka bir dünyası var. Şehir trafiğindeki yoğunluğu adeta tur otobüsleri besliyor. Turizm alanında da ciddi bir ivmelenmenin olduğunu hissediyoruz. Bunda özellikle son dönemde şehrin birçok değerinin fotoğraf kareleriyle pazara sunulmasının da büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. Çok iyi bildiğim yerleri bile ben de fotoğraf karesinde görünce merak ediyor, gidip görmek istiyorum.
UYKU VAKTİNE KADAR PARKLARDAYIZ
Tabi gündüzü bu kadar hareketli olan şehirde güneş batıp hava biraz serinleyince yeni bir heyecan, yeni bir hareketlilik başlıyor. Uzun yaz günlerinde gecenin ilerleyen saatlerine kadar şehir durağanlaşmıyor, uykuya çekilmiyor.
Gündüzü kımıl kımıl olan şehrin gecesi de cıvıl cıvıl oluyor. Şehir genelindeki yeşil alanlar, parklar, bahçeler tıklım tıkış doluyor. Vaktin nasıl geçtiğinden dahi bihaber olan birçok vatandaş, adeta günün yorgunluğunu atmak, serin havanın tadını çıkarmak için mesire alanlarına akın ediyor. Selçuklu Seyir Tepesi, Kelebekler Bahçesi, Karatay Hadimi Parkı, Olimpiyat Parkı, Meram son durak, Meram Dere, vesaire vesaire… Daha mahalle aralarındaki irili ufaklı parkları hiç saymıyorum bile. Koca şehir uyku vakti gelene kadar dışarıda.
HAYAT PAHALI AMA GÜZEL
Kimileri diyecektir ki her gün her şeye zam gelirken yazacak bir şey bulamadın da bunları mı yazıyorsun… Zamları da yazıyoruz, çok yazdık… Ama delinin uyladığı gibi uylayıp durmanın kimseye faydası yok. Tamam zam geliyor, ekonomik olarak zorluk çekiyoruz. Hep birlikte çekiyoruz. Tamam, zam haberi almadığımız, zam haberi vermediğimiz gün de yok. Ama ne yapalım, hayat daha pahalı hale geliyor diye şehrin bu güzelliklerini ve bu güzelliklerin şehir insanı tarafından nasıl iyi değerlendirildiğini anlatmayalım mı?