Başkan Yoon’un sıkıyönetim ilanı ülkeyi karıştırdı. Ulusal Meclis’in müdahalesiyle karar kaldırılırken, siyasi gerilim ve protestolar hız kesmeden devam ediyor.
KABİNE, SIKIYÖNETİM KARARINI KALDIRDI
AA'dan alınan habere göre: Güney Kore Bakanlar Kurulu, yaklaşık altı saat boyunca yürürlükte kalan sıkıyönetim uygulamasını resmen sona erdirmek amacıyla bir önergeyi oyladı. Yerel saatle sabah 04.30'da onaylanan önergeyle birlikte sıkıyönetim yürürlükten kaldırıldı.
ABD'DEN SIKIYÖNETİMİN KALDIRILMASINA DESTEK
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi'nden yapılan açıklamada, ABD’nin Güney Kore’deki sıkıyönetim sürecinin sona ermesinden duyduğu memnuniyet ifade edildi. Beyaz Saray sözcüsü, “Başkan Yoon’un sıkıyönetim ilanıyla ilgili süreci tersine çevirmesi ve Ulusal Meclisin bu yöndeki kararına saygı göstermesi bizi memnun etti. ABD-Güney Kore ittifakı demokrasiyi temel alıyor ve bölgedeki gelişmeleri yakından takip etmeye devam edeceğiz” dedi.
SIKIYÖNETİM İLANININ GEREKÇESİ VE KALDIRILMA SÜRECİ
Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, sıkıyönetim ilanını "muhalefetin devlet karşıtı aktiviteleri" gerekçesiyle savundu. Yoon, sıkıyönetimin Kuzey Kore yanlısı unsurları ortadan kaldırmayı ve anayasal düzeni korumayı amaçladığını belirtti. Ancak muhalefet, bu kararın asıl nedeninin Başkan Yoon’a yönelik azil girişimleri olduğunu iddia etti.
Yaklaşık altı saat yürürlükte kalan sıkıyönetim kararı, Ulusal Meclis’te düzenlenen acil oturumda ele alındı. Meclisin 300 üyesinden 190’ının katıldığı oturumda, sıkıyönetimin kaldırılması yönünde sunulan önerge oybirliğiyle kabul edildi. Bu kararın ardından sıkıyönetim birliklerinin Ulusal Meclis yerleşkesinden çekildiği açıklandı.
SIKIYÖNETİMİN İLANI NASIL GELİŞTİ?
Devlet Başkanı Yoon, sıkıyönetimi ilan ederken, muhalefetin "yasama diktatörlüğü" ve "anayasal düzene tehdit" oluşturduğunu iddia etti. Yoon, görev süresi boyunca hükümet yetkililerine karşı 22 azil önergesi verildiğini ve bunun yürütme organının işleyişini ciddi şekilde engellediğini savundu.
Muhalefet ise bu iddiaları reddederek, sıkıyönetim kararının yolsuzluk suçlamalarıyla karşı karşıya olan Yoon’un kendisini korumak için bir hamle olduğunu öne sürdü. Muhalefet lideri Lee Jae-myung, sıkıyönetimi “anayasaya aykırı ve halka karşı bir hareket” olarak nitelendirdi.
SİYASİ KRİZİN DERİNLEŞMESİ VE PROTESTOLAR
Sıkıyönetim ilanının ardından Güney Kore sokaklarında protestolar başladı. Kore İşçi Sendikaları Konfederasyonu, sıkıyönetim kararını kınayarak Devlet Başkanı Yoon’un istifasını talep etti ve süresiz grev kararı aldığını açıkladı.
İktidar partisi Halkın Gücü Partisi’nin lideri Han Dong-hoon da sıkıyönetim kararına karşı çıkarak, “Bu yanlış bir karar ve halkla birlikte buna karşı duracağız” ifadelerini kullandı.
ULUSAL MECLİSTE YAŞANAN GERİLİM
Sıkıyönetim ilanının ardından Ulusal Meclis yerleşkesine girişler sınırlandırıldı. Askerler ve polisler, yalnızca milletvekillerinin ve parlamento personelinin kontrollü bir şekilde girişine izin verdi. Meclis binasına giriş yapmak isteyen bazı vatandaşlar ile güvenlik güçleri arasında arbede yaşandığı bildirildi.
Muhalefet milletvekilleri, sıkıyönetimin “hükümsüz” hale gelmesinin ardından, Başkan Yoon’un istifasını talep eden yeni bir süreç başlatacaklarını duyurdu. Demokrat Parti lideri Lee Jae-myung, “Başkan Yoon’un azli için gerekli adımları atacağız” dedi.
TARİHSEL BİR BAĞLAM: GÜNEY KORE’DE SIKIYÖNETİM
Güney Kore Anayasası’nın 77. maddesi, savaş, ulusal acil durum veya kamu düzeninin gerektirdiği durumlarda sıkıyönetim ilan edilmesine izin veriyor. Ancak bugünkü karar, Güney Kore tarihinde ilan edilen 13. sıkıyönetim oldu. En son sıkıyönetim, 1979-1981 yılları arasında askeri darbe sırasında uygulanmış ve tam 440 gün sürmüştü.
GÜNEY KORE’NİN GELECEĞİ BELİRSİZ
Başkan Yoon’un sıkıyönetim ilanı ve ardından gelen ani geri adım, ülkede siyasi gerilimi artırdı. Muhalefet, Başkanın otoriter eğilimler sergilediğini savunurken, hükümet, anayasal düzeni koruma gerekçesiyle hareket ettiğini ifade ediyor. Sıkıyönetim kararının kaldırılması, Güney Kore’deki siyasi krizlerin çözülmesine yetmeyebilir. Önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmeler, Güney Kore’nin demokrasiye olan bağlılığını yeniden test edecek.