Sivasspor karşısında Torku Konyaspor maça öyle bir başlangıç yaptı ki, tribünlerde daha ne olduğunu anlamadan, yıllarca unutulmayacak bir karambol yaşadık, bir akında dört gol pozisyonu yaşayarak başladık maç izlemeye. Torku Konyaspor o kadar hırslı ve istekli oynuyordu ki sanki 1 hafta önce hakem hataları ile kaybedilen maçın acısını Sivasspor’dan çıkartacak gibiydi. Sivasspor daha ilk pozisyonun şaşkınlığını üzerinden atamadan ilk golü buldu Torku Konyaspor, çok geçmeden Gekas’ın muhteşem asisti ile Hasan Kabze’nin şutu ile kaleci ile top ayrı köşelere gitti. 2-0 olduktan sonra ilk yarıyı bu şekilde bitirmek için Torku Konyaspor çok akıllı oynadı, ilk yarının son 15-20 dakikası Sivasspor daha baskın gibi görünse de, Ergün Teber’in bir anlık hatası ile Cicinho’nun çektiği şut dışında pozisyon vermediler ve bu pozisyon maçın kırılma anı idi.
İkinci yarının hemen başında Sivasspor tehlikeli denilebilecek birkaç pozisyon üretti bu bölümlerde de Torku Konyaspor sakin bir oyun anlayışı içinde sabrederek bekledi topu gereksiz şişirmedi kanatlara yaydılar bu bölgede de girdikleri ikiye birlerle Sivasspor’un orta alanını çökerttiler. Torku Konyaspor Sazı eline almıştı ve futbol resitali sundu sahada, hazırlanış bakımından üçüncü gol ise canlı izlemeye değerdi ve tribünlerde bu golü izleyenler gerçekten çok şanslıydı, Ergün Teber’in asisti ile güzel futbolunu birde gol ile süsleyen Gekas’ın attığı gol deyim yerindeyse Sivasspor’a havlu attırdı. Mesut hocanın oyuna müdahaleleri çıkarttığı ve aldığı oyuncular hepsinin zamanlaması güzeldi. Mesut hocaya ayrı bir parantez açmak gerekirse maçı kenarda adeta saha içindeymiş gibi yaşıyor, bazı hocalar gibi şov yapmıyor, maçı, o anı yaşıyor, genç bir futbolcunun ilk maça çıktığı kadar heyecanlı, duruşu tecrübesi ve hamleleri ile bir o kadar soğukkanlı yönetiyor takımını.
Özellikle son günlerde mesut hoca üç büyüklere karşı takımı oynatır, sonra takım top oynamaz gibi sözleri sıkça duymaya başlamıştık. Bu maç, insanların bu düşüncesinde ne kadar yanıldığının bir göstergesiydi. Çünkü Torku Konyaspor oynuyor, oynatmıyor, Güzel paslaşıyor ve herkes elinden gelenin en iyisini yapmak için çaba gösteriyordu. Kendi çevremde bu takımın kaliteli ama Uğur Hoca’nın kalması durumunda küme düşebileceğini konuşurken, Mesut hocanın gelmesiyle, evinde oynadığı 2 maçta Eskişehirspor ve Sivasspor gibi takımlardan üçer puan alacaksın, 7 gol atacaksın, sadece 1 gol yiyeceksin ve bu takımların biri ligin 4. sırasında diğeri 6. sırasında olacak ve 13. sırada olmana karşın ligin en çok gol atan 6. takımı pozisyonuna geleceksin. 4 haftada gerçekleşen bu olaylarla, takdir edilesi bir karne.
Djalma ve Hasan Kabze ön plana çıksa da galibiyeti sadece bu oyunculara bağlarsak saha içindeki diğer oyunculara haksızlık etmiş oluruz, hepsi yürekten oynadılar ki büyük bir alkışı hak ettiler. Tüm Türkiye’ye bir hafta önceki Fenerbahçe maçındaki oyunun bir tesadüf ve büyük takıma karşı oluşan motivasyon olmadığını gösterdiler. Öylesine hırslı ve istekli oynadılar ki tüm sporseverlerde maçtan sonra şu düşünce hâkim oldu, “Konya kenetlenmiş ve muhteşem bir takım olmuş, bu takım bu futbolla istedikten sonra her takımı yener.”
Futbol ve takım güzel ama birde takımın geleceğini düşünmek adına bazı adımlar atılması gerekir artık diye düşünüyorum. Bu adımlar uzun bir planlama ile yapılırsa Konya için çok daha hayırlı olur. Örneğin belediyenin otopark firmasının hisselerinden takıma pay verebilir. Konya’ya yatırım yapacak kişilerin önüne Konyaspor içinde bir şeyler yapması ön görülebilir. İş adamlarına farklı ayrıcalıklar sunarak çeşitli sosyal ve spor Kompleksleri kurarak teşvikler yapılabilir. Torku Konyaspor’a katkı sağlayacak işyerleri açılabilir. Şehrin takımının farkına varması gerekli diye düşünüyorum. Şehrin her yerinde takım ile ilgili bir şeyler bulmalı, halk tabiri caiz ise “nereye baksam seni görüyorum Konyaspor” demeli yoksa başarılar gelip geçici olur anlık başarılara sevinir günü yaşarız.