Süper Ligi ve Türkiye Kupası’nı maç maç düşünen ve buna göre bir oyun planıyla oynayan Konyaspor, önce Galatasaray deplasmanında ilk yarı iyi bir futbol oynayarak puan almayı başardı sonrasında da kupa mücadelesinde ikinci yarı devreye girerek yarı final için avantajlı bir skor aldı. İstanbul dönemecini de arzuladığı gibi geçerek önümüzdeki 20 gün içerisinde Konya’da oynayacağı 4 karşılaşmanın hazırlıklarına başladı.
Galatasaray karşılaşmasının 60-65 dakikalık bölümünde üstün bir oyun oynayan Konyaspor, bu resmin tersini Beşiktaş’a karşı Olimpiyat Stadı’nda sevenlerine gösterdi ama sonuç anlamında bakıldığında her iki karşılaşmada da istediğini alan ekip oldu.
Kupa karşılaşması öncesinde Aykut Kocaman’ın sahaya sürdüğü ilginç 11 açık konuşmak gerekirse bizleri de meraklandırıyordu. Ama bu noktada şunu belirtmeden de geçmemek gerekiyor; bu merak hiçbir zaman ben ve benim gibi Konyaspor’u kalpten seven ve inanan insanları Aykut Kocaman’a karşı ağır ifadelerde bulunmaya itmedi. Genel manada fikir birliğine varılan nokta; Aykut Hoca’nın bir bildiğinin olduğu yönündeydi.
Karşılaşmanın ilk yarısında yine topun arkasında iyi pozisyon almaya çalışan ve alan daraltarak oynamayı hedefleyerek hızlı bir takım olan Beşiktaş’ı önce durdurmayı isteyen bir oyuncu topluluğu vardı sahada. Bunda tamamen başarılı olduğumuzu söylersek yanlış olacaktır ancak istediklerimizi sahaya yansıtamayan bir görüntü çizmemize rağmen birkaç pozisyon dışında kalemizde tehlike görmemiş olmamız da özgüvenimizi arttıran etkenlerdendi. Öyle ya da böyle rüzgara karşı oynanan ilk 45 dakikalık periyotta psikolojik olarak kırılma yaşamadan soyunma odasına gitmemiz, ikinci yarı öncesi avantaj oldu diyebiliriz. Rangelov değişikliğiyle birlikte ikinci yarıda daha agresif ve önde basarak oynayıp, gerçek manada alan daraltmaya başlayınca, Beşiktaş’ın hızlı oynama yetisi de kayboldu. Geçen her dakika karşılaşmaya daha çok ortak olduğunu gösteren Konyaspor’umuz, 65. dakikada kazanılan frikik neticesinde beraberlik golünü bulunca, rakibin de saha içinde sayısal anlamda eksik kalmış olmasıyla karşılaşmanın kontrolünü tamamen almış oldu. Ali Çamdalı hamlesiyle oyunu tamamen rakip sahaya yıkan Aykut Kocaman, adeta galibiyet golünü de buldurttu Konyaspor’lu futbolcularımıza. Motivasyon anlamında sıkıntı yaşayan Beşiktaş’lı futbolcular bu rehavetin bedelini belki de elenerek ödeyecekler, kim bilir…
Karşılaşma öncesinde ve ilk yarı oynanırken kadro tercihleri sebebiyle, kendisiyle bazı kişisel sorunları olan insanların sosyal medya vasıtasıyla hedef adam haline getirmeye çalıştığı Aykut Kocaman’ın, gerçek Konyaspor taraftarının ettiği duaların yanı sıra kısmeti de bu karşılaşmada yanındaydı diyebiliriz. Sosyal medyada o kadar çok bel aşağı ve saçma eleştiriler yapılıyordu ki, okurken gerçekten gülümsemekten kendimi alamadım. Haftalardır çok basit konular üzerinden eleştirilen, hatta eleştirildiği yetmezmiş gibi dinine, itikadına varana kadar iftiralar atılan Aykut Kocaman’a, bu sefer de en büyük ilahi güç yardım etti belki de. Eee takdir-i ilahi diyorlar galiba buna… Bazen sen iyisindir, kalbin güzeldir niyetin de halistir ama işler yolunda gitmeyebilir, işte o anda yüce Yaradan’ın adaleti devreye girer ki bu gücün üstünde hiçbir güç bulunmamaktadır. Sanki Beşiktaş karşılaşmasının ikinci yarısı biraz da böyleydi diye düşünüyorum ben. Hatta bu galibiyeti sadece şans ile özetleyen bu topluluğa aşağıdaki 2 satır yeter de artar sanki; Ne diyordu Sezai Karakoç;
Sakın kader deme, kaderin üstünde bir kader vardır;
Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır…