PUSULA Gazetesi’nin değerli okurlarını en içten duygularımla selamlarken Türk futbol camiası adına da; üzücü günler yaşadığımız şu günde yeniden sporun kardeşlik, barış ve dürüstlük olduğunu daha iyi anlamamız gerektiğini belirtmek isterim. Ülke olarak zaten gözyaşları içerisinde acı günler yaşıyoruz. Spor bu acılarımızı biraz olsun bastırabilmek için dünyanın en büyük oyunu. Adı üstünde oyun. Ancak dikkatli okurlarımız hatırlayacaklar ki 10 gün önce yine PUSULA gazetemizde yayınlanan köşe yazımda hakemlerimizin çok sıkıntılı maçlar yönettiklerine dikkat çekmiş ve iyi niyetle hakemlerimizin formsuz hatta kafalarının karışık olduğunu yazmıştık.
Son oynanan Galatasaray-Trabzon maçının ardından Türk hakemliğinin gelmiş olduğu noktayı sadece Türk basını değil ne acıdır ki, dünya basını yazar konuşur oldu. İşte zamanında gerçeklerin hasıraltı edilmesi pisliklerin halının altına süpürülmesiyle geldiğimiz nokta burası. Bu noktada inşallah son olur.
Türk spor basını adına da bir başka dikkat çekici nokta ise bu maça kadar susmayı tercih eden ya da sadece birkaç hakeme odaklanan anlı şanlı yorumcularımız birden aslan kesiliverdiler. Sporun içinde olup da yaşanılanları ve geldiğimiz noktayı bilmeyenimiz var mıdır?
Eğer acil olarak Spor Bakanımız ve Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu olaya neşter vurmazsa her türlü dedikodu bundan böyle ayyuka çıkacak zaman içerisinde de sıradan söylentiler haline gelecektir. Bu durumda yine Türk futbolu kaybedecektir.
Eğer merkez hakem komitesinin temiz ellere teslim etmez isek bu sıkıntıyı tuttuğumuz takımın rengi ne olursa olsun zaman içerisinde herkes zamanını görerek yaşayacaktır. Konuyu daha da derinleştirip kimsenin kafasını karıştırmamak için bu haftalık bu kadar diyor. Saygılar sunuyorum.