Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Mahkemesi'nin Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili verdiği karar için "Sessiz kalırım ama kararı tanımıyorum, saygı da duymuyorum" dedi.
Erdoğan’ın çıkışıyla birlikte mikrofon bulan ya da eli kalem tutanların ikiyüzlülükleri üzerinde durmak gerekiyor.
Güya Cumhurbaşkanı Erdoğan hak-hukuk tanımayan biri.
Muhalefet ve medyası ise haklar konusunda çok titiz ve mahkeme kararlarına ise olabildiğince saygılılar.
Bu muhteremlere göre “Mahkemeler” işlerine geldiği şekilde milletin aleyhine karar verdiği, inançlı olanları içeri tıktığı, ihaleleri Beyaz Türkler lehine bozduğu sürece dokunulmaz.
Bu şekilde karar verdikleri sürece de mahkemelerin aldıkları kararlar, kutsal metinlermiş gibi muamele görmeli. Millet hiçbir halt bilmez. Milletin seçtiği mecliste aynı şekilde hiçbir halt bilmez insanlardan oluşuyor. Ama “asker ve yargı” mensupları özel yaratılmış insanlar olarak her şeyin en iyisini ve en doğrusunu bilen varlıklar.
Mahkemelere canhıraş bir şekilde sahip çıkan grupların başında her zaman olduğu gibi CHP ve medyası yer tuttu.
Malum CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Anayasa Mahkemesi'nin kararına ilişkin sözlerini düzeltmemesi halinde Anayasa Uzlaşma Mutabakat Komisyonu masasına oturmalarının mümkün olmadığını” söyledi.
Mahkemeler konusunda bu kadar hassas olan CHP, “ne kadar mahkemelere saygılı” diye şöyle bir geri dönüp bakalım. Neler bulacağız CHP’nin mahkeme kararlarına dair tutumunda…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'a, "Sayın Başkan hülle yoluyla Anayasa Mahkemesi'ne seçilen bir kişiyi hangi hukuk anlayışıyla, hangi ahlak anlayışıyla savunacak. Şimdi de çıkmış bize hukuk dersi vermeye çalışıyor" demişti.
Kılıçdaroğlu, Ergenekon davasına bakan mahkemeyi de eleştirmekle kalmamış reddetmişti. "Özel Yetkili Mahkemelerin verdiği kararlar hukuken, siyaseten ve ahlaken meşru kararlar değildir. Bu mahkemelerin verdiği kararlar, gayrimeşrudur" diyen Kılıçdaroğlu, “İstiklal mahkemelerinin de özel yetkili mahkemeler” olduğunu kabul edip bilmem gayri meşru ilan edecek mi?
CHP Milletvekili Barış Yarkadaş, “Hakim’e, hukuk namussuzu…” diyecek kadar ileri gidip Gültekin Avcı'nın davalı olduğu hakim tarafından tutuklanmasına “Hakimin hukuk namusuna bağlı kalarak o davadan çekilmesi gerekiyor” deyip tepki göstermişti.
HSYK atamalarına tepki veren CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, “Bu savcı ve hakimlere yazıklar olsun. Bu tartışmayı yürütenlere, parçası olanlara ve odak noktalara yazıklar olsun. Benim bu konuşmalarımdan sonra bana ne ceza vereceklerse versinler bu sorunu da ben değil yanımda gelen avukatım düşünsün" demişti.
29. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Metin Özçelik ile 32. Asliye Ceza Hakimi Mustafa Başer hakkında gözaltı kararının çıkartılmasına tepki veren CHP milletvekili Ali Özgündüz, “Hakim tutuklama tam bir rezalet” demişti.
CHP Tunceli Eski Milletvekili Hüseyin Aygün’ün hakaretten aldığı 1 yıllık cezaya hem de savcı olan CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner: “Hüseyin Aygün’e verilen cezayla yargı, tüm milletvekilleri için Demokles’in kılıcı haline gelmiştir” sözleriyle tepki vermişti.
Saymakla bitmez, CHP’lilerin mahkeme kararlarına dair yaptıkları eleştiriler.
Hele mahkeme önlerinde teröristleri savundukları davalar ve yaptıkları basın açıklamaları gündeme getirseniz emin olun bir kitap çıkar, bunların saygısızlıklarından…