Diyarbakır'da meydana gelen vahşi cinayet, hepimizi derinden sarsan bir olaydır. Masum bir kızımızın hayatına kıyılması, toplumumuzdaki şiddet ve duyarsızlık sorununu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu acı olay, sadece Diyarbakır'ın değil, tüm ülkemizin ortak sorunu haline gelmiştir
Televizyon, sosyal medya ve diğer iletişim araçlarını kullanırken bile tedirginlik duyuyoruz. Trafikte, tartışmalarda, hatta evlerimizde şiddet olaylarıyla karşılaşıyoruz. Cinayetler, uyuşturucu bağımlılığı, kumar gibi sorunlar, gençlerimizi ve geleceğimizi tehdit ediyor.
Gençlerimiz, geleceğimizin teminatı
Bugünün gençleri, yarının anne ve babalarıdır. Onları ahlaki ve manevi değerlerle yetiştirmek, geleceğimiz için en önemli yatırımdır. Eğer bu konuda gereken özeni göstermezsek, çok daha vahim sonuçlarla karşılaşabiliriz.
Çözüm için neler yapılabilir?
Ceza kanunları: Suçluları caydıracak ve korkutacak şekilde ceza kanunları oluşturulmalıdır.
Eğitim: Okullarda ahlak ve manevi değerlere yönelik eğitim programları güçlendirilmelidir.
Aile: Aileler, çocuklarının yetiştirilmesinde daha aktif rol almalıdır.
Toplum: Toplumsal duyarlılık artırılmalı, yardımlaşma ve dayanışma ruhu güçlendirilmelidir.
Medya: Medya, şiddet ve olumsuz haberlerin yerine, topluma faydalı ve örnek olacak haberlere yer vermelidir.
Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, sivil toplum kuruluşları, vakıflar ve eğitim kurumları, düzenli olarak kurultaylar yaparak gençlerin yaygın sorunlarını belirlemeyi gündemlerine almalıdır. Gençlerle nasıl daha etkili iletişim kurulabileceği ve onlara nasıl değerler eğitimi verilebileceği konusunda kapsamlı araştırmalar yapılması şarttır.
Sonuç olarak,
Yaşanan bu olaylar, hepimizi bir araya gelerek çözüm üretmeye çağırmaktadır. Unutmayalım ki, geleceğimiz, çocuklarımızın elindedir. Onları iyi yetiştirerek, daha güvenli ve huzurlu bir ülke kurabiliriz.
Allaha emanet olun