Milletin Meclisi halkın meclisidir.
Milletin meclisine, halk içeriden vekil daveti olmadan giremiyor.
Zaten girdiğiniz yer meclisin toplanıldığı salon değil, vekillerin odalarının olduğu bina.
Meclis içinde vekil binalarına derdinizi anlatmaya gitmek bir zülüm, içeri girerken de taktığınız kartın adı Ziyaretçi Kartı.
Oysa ki kimse ziyarete gitmiyor, benim bildiğim hasta ziyareti yapılır. Meclise gelen işi olan-derdi olan vatandaştır. Bana göre de adı misafirdir.
Misafir Kartı olması neyi değiştirir derseniz? Misafire bizde bir hürmet, sevgi, saygı vardır. Belki o kimlikle içeri girersek öyle karşılanırız diye düşünmüştüm.
Peki şimdi gelelim oralarda görev yapacak vekillerin halk nasıl olmasını istiyor? Ona kulak verelim.
Halk en başta kendisini temsil edecek vekil istiyor.
Sorunlarını paylaşacağı, sorunlarına kulak olacak, sorunlara dil olacak vekil istiyor.
Ülkesinin sorununa, bulunduğu iline, ilçesine, köyüne, köylüsüne tercüman olacak vekilini istiyor.
Görüşmek istediğinde randevu veren, tek başına görüşebileceğin, halk günleri yapan, esnafın derdinden anlayan, açı toku bilen, sadece zengin ziyaretleri değil-fakiri de gözeten, fakirinde sofrasında, cemiyetinde bulunan vekili istiyor.
Kendisine oy istemeye geldiğinde vaatlerde bulunan, güler yüzlü, samimi, sıcakkanlı gördüğü, aday olan o kişiyi vekili koltuğa oturduğunda da aynı samimiyet ile görmek istiyor.
Tersleyeceği, memleketinden uzak, derdine merhem olmayan vekili istemiyor.
1 sene sonra Yerel Yönetimlere aday adayları çıkacak.
Yerel yönetim bir şehri yaşanacak sosyal, kültürel donatılar ile yönetmektir.
Şehrin binalarına inşaat ruhsatı vermek, işlerini zorlaştırmak, ayak bağı olmak değildir.
Yapılacak binada yaşayan vatandaşın, nefes alacağı, huzur bulacağı, bina ve yeşil alana sahip olmasını sağlamaktır.
Yaşadığı şehirde evinden işine, işinden evine aracı ile huzurlu stresten uzak gidip gelmesini sağlamaktır.
Toplu taşım araçlarını ivedi hızda ve ucuz fiyatta her yaşam alanına ulaştırmak için hizmet etmektir.
Kaliteli ürünleri, sağlığa uygun en ucuz fiyata tüketimini sağlamak fakiri fukarayı gözetmektir belediyecilik.
Mahalle muhtarların her an ulaşacağı belediye başkanı, ulaşıldığında çözüm üreten bir başkan, sonucunda mahalleli mutlu oluyorsa budur belediyecilik anlayışı.
Başkan haftada bir gün halk günü yapıyor, geleni tek tek dinliyor, not aldırıp, alınan notları takip ediyorsa. Halkın içinde halkın sürekli yanında ise,
Şehrinizde imarsız yer kalmadıysa, yapılan imar planlarından halk memnun ve görüşleri istekleri göz önünde tutulduysa,
Ulaşım yollarınızda alternatif yollar var ise,
Mesai başlangıcında, mesai bitiminde trafikte bekleme, sıkışma yok ise,
Alt üst geçitleri amacına tekniğine uygun yapıldı ise,
Başkan birde arada mahallenizde bir fakir sofranızda dert dinleyip, vatandaş ile sohbette ise siz çok şanslısınız demeyeceğim. Olması gereken yapılıyor diyeceğim.
Yok bunların hiç biri bizde yok diyorsanız.
Vay o şehrin vatandaşının haline. Vay o belediye başkanının haline…