Haricilere Ne Kadar Mesafedeyiz?

Barbaros Ulu

İslam tarihinde Hariciler adında siyasi ve itikadi bir mezhep vardı. Biliyor olmalısınız. Vardı diyorum. Zira şimdilerde bu mezhebin müntesibi yok. Tarih oldu gitti. Mezhebin kendisi yok oldu ama fikri, zikri, düşüncesi, bakış açısı, olayları yorumlayıp ve değerlendirme yöntemleri bugün milyonlarımızın beyninde yaşıyor. Birbirinden habersiz bu kişiler bir araya gelip bir mezhep kursalar veya tarih olan Hariciliği tekrar diriltmeye kalksalar öyle zannediyorum, bugünkü yaşayan mezheplerin en büyüğü olurlar. Bu tiplere Hariciler gibi düşünüyorsun desen, hakaret kabul eder, kendilerinin Harici olmadığını bir güzel izah da ederler.

Ne demek istediğim daha iyi anlaşılsın diye kısaca Haricilerden bahsetmek istiyorum. Hz Ali ile Muaviye, Sıffın denilen yerde karşı karşıya gelmişler, aralarında anlaşamayınca savaşa tutuşmuşlardı. Savaşın ilerleyen safhalarında savaşı kaybedeceğini anlayan Muaviye, yol arkadaşı Amr b. As'ın akıl vermesiyle askerlerine emir vererek mızrakların ucuna Kur'an sayfalarını taktırır. Bu, aramızda "Kur'an hakem olsun" demekti. Hz Ali, "Bu bir hiledir, savaşa devam edin" dese de emrindeki askerlerden bir grup "Ya Ali, Kur'an'la mı savaşacaksın? Durdur şu savaşı, hakemliği kabul et" der. Hz Ali mecburen savaşı durdurur. Hüküm ve karar vermesi için Hz Ali ile Muaviye birer hakem tayin ederler. Hz Ali'nin hakem tayin etmesine az önce "Kur'an'a karşı mı savaşacaksın" diyen grup, bu sefer "Ya Ali! Hüküm Allah'ındır. Hükmü ancak Allah verir. Sen hakem tayin etmekle kafir oldun" diyerek cephedeyken Hz Ali'nin safından ayrılırlar. Kendilerine çıkıp gidenler anlamında Hariciler denmiştir.

Tarihte "Hakem olayı" diye bilinen bu olaydan (bu grubun yaptığından) sonra cephede kaybetmeyen Hz Ali masada kaybeder, hilafet kendisinden alınıp Ümeyye oğullarına verilir. Bu sonuçların müsebbibi olan Hariciler bu olaydan sonra da rahat durmazlar, sabah namazına giderken Hz Ali'yi de öldürürler.

İslam tarihinde Hariciler denen bu zümre, anladığım kadarıyla olaylara yüzeysel bakan, muhakeme güçleri gelişmemiş, olayın perde gerisini anlamaktan aciz, sözün maksadını anlamayan, kaba, ham softa kişilerden oluşuyor. Üstelik inandıklarında samimiler. İbadet düşkünüdürler. Birkaç ayetin lafzına takılarak sloganik yaşamışlar ve Müslümanlar arasında kapanmayan yaraların açılmasına sebebiyet vermişlerdir. Arap bedevisi diyebileceğimiz bu tipler için "Akılsız dostun olacağına, akıllı düşmanın olsun" sözü söylenebilir.

Şimdi gelelim tekrar günümüze. Bakın etrafınıza adı ve grubu Harici olmayan nicelerine rastlarsınız. Çoğunluğu da İslam dinini yaşayamaya çalışan bu samimi -görünümlü- kişiler, tıpkı Hariciler gibi dini duyarlılıkları fazla. Bir kısmı dini yüzeysel bilmekle beraber çoğunun bilgi birikimi vardır. Sosyal medyada etkindirler. Ezmek ve linç etmek istediklerini yerle bir ederler, bir kaşık suda boğarlar. Kamuoyu destekleri de var arkalarında. Çoğu zaman bir konuşmanın özüne yoğunlaşmazlar, kelimelere ve bazı ifadelere takılıp kalırlar, boş plak gibi döndürür dururlar. Çok kolay tekfir ederler. Sözüne, kastetmediğin anlamlar yükleyerek seni elfazı küfürle itham ederler. Yeni görüşlere, inanç ve fikir hürriyetine kapalıdırlar. Farklı fikrinden dolayı hakareti ibadet bilirler. Aynı zamanda iyi birer niyet okuyucusudurlar.

 

Gördüğünüz gibi Haricilik günümüzde modern bir şekilde yaşıyor. Bence bu zihniyet İslam'ın daha iyi anlaşılmasının ve İslam’ın geniş kitlelere yayılmasının önündeki en büyük engeldir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.