Bu günler de geçer. Kara gün kararıp kalmaz. Her gecenin bir sabahı varsa, her sıkıntının da bir sonu vardır.
Zaman, dik durma zamanıdır. Zaman, bir olma zamanıdır. Zaman, devlete sarılma, devlete güvenme zamanıdır.
Zor günlerden geçtiğimiz aşikar. Bu zoru daha da zorlaştırmak için parazit olmaya gerek yok. Bir koyundan iki post çıkmayacağına göre, bu gelişen olaylardan siyasi rant çıkarmak isteyenlere de yazıklar olsun.
Böyle zamanlar, kişilik testi için en uygun zamanlardır. Kişi kalitesini hemen ortaya koyar. Bir insan en zor zamanda durumdan vazife çıkarıyorsa, o kişinin kişilik zafiyeti içinde olduğunu söylemek için, ne toplum bilimci olmaya, ne de psikolog olmaya gerek yoktur. O insanlar nebbaş karakterli insanlar oldukları için zor anları kollarlar ve olayı kendi lehlerine döndürmeye çalışırlar. Yazıklar olsun onlara. Böyle zamanların bumerang etkisi yaptığını, dönüşün kendilerine de olacağını bilemeyecek, hesap edemeyecek kadar da aptaldırlar.
Herkes, bilip bilmeden, ileri-geri konuşmaya başladı. Maksat yara sarmak değil, daha çok acısın diye yaraya tuz basılıyor. Şimdi böyle durumlarda hâlâ siyasi rant devşirmeye çalışanların canlı bombadan ne farkı var sizce? Bence hiçbir farkı yok.
“Akılsız dostun olacağına, akıllı düşmanın olsun” diyenler boşuna söylememişler. Bu sözler ot gibi yerden bitmemiş. Deneyimler, tecrübeler, yenilen kazıklar, ihanetler sonunda bu noktaya gelen atalarımız bu veciz sözleri bırakmış bizlere. Demem o ki, attığımız adıma çok dikkat etmek durumundayız. Hepimizin canı yanıyor. Ama hainleri de sevindirmemek için sözlerimizi seçerek kullanacağız, kullanmalıyız.
Sıcacık evimizde, koltuğumuza kurularak ahkam kesmek çok kolay. Evet, hepimiz kahroluyoruz ama, hiç birimiz hainlerle mücadele içinde olanlar kadar olayın ve hametini görmüyoruz. İşin inceliklerini bilemediğimiz için de yapılanları yetersiz görüyor, zaman-zaman haddimizi de aşıyoruz. Yani bir bakıma şaşırdığımızdan şalvar yamıyoruz. Neyse ki niyet kötü değil.
Dünyanın, bizi sıkıntısız, dertsiz, tasasız bırakmaya niyetinin olmadığı artık biliniyor. Bunları görmek için öyle çok fazla bilgeliğe de gerek yok. Kabuğumuzu kırmamız birilerini rahatsız ediyor belli ki. İçerideki uzantıları da ateşi harlıyor.
Allah’ın da yardımı ile bu engeller de aşılacak.
Dik duracağız, devletimize inanacağız, güveneceğiz.
Bir olduktan sonra bu millete engel mi dayanır?
Kara gün kararıp kalmaz…