“HATASIZ KUL OLMAZ”

Muzaffer Kırmacı

Ne diyor Orhan baba: Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni.

Doğru söylüyor.

Kul hatasız olur mu?

Hiç birimiz de hatadan münezzeh değiliz. Azdan az, çoktan çok hepimizin de hatası, kusuru mutlaka vardır. Geriye dönüp baktığımızda “Keşke şöyle yapmasaydım” dediğimiz hatalarımız, kusurlarımız olmadı mı? Deruni dünyamızda bizi rahatsız eden, pişmanlıkları olmayan kaç kişi vardır şu dünyada? Ama biz kendi hatalarımız için kendimizi rahatlatacak gerekçelerimizi de üretiriz. Mizana çıktığımızda bizim gerekçelerimiz ne kadar dikkate alınır, onu da orada göreceğiz.

Kendimiz için ürettiğimiz gerekçeleri başkalarına da çok görürüz. Hatta kendimize gösterdiğimiz hoş görüyü başkalarına göstermediğimiz gibi, onların hatadan dönmelerine de itirazımız vardır.

En yakınlarınız bile hatadan dönmenize izin vermez. Yıllar önce yaptığınız bir yanlışı temcit pilavı gibi ısıtıp-ısıtıp önünüze koyarlar. “Ya hu! O gün öyle düşünürken yanlış yapmışım. Bugün öyle düşünmüyorum” deseniz de nafile. Siz artık o yanlışla anılmaya mahkumsunuz. Sanki, sizi mahkum edenler sütten çıkmış ak kaşıklar. Dedik ya, onların yanlış yapmak için gerekçeleri var (!).

Söyleyene değil de manaya bakacak olursak; Dün dündür, bugün bugündür. Maksadımız bahanelerin arkasına sığınmak değilse ve dün söylediklerimizin doğru olduğuna inanıyorsak, aslanlar gibi lafımızın arkasında durmasını da bilmeliyiz.

Siyasi arena bu konularda daha da acımasız. Hele ki her sözünüz, her konuşmanız kayıt altına alınıyorsa. Dediklerinizi inkar etme şansınız da yok. “Yanılmışım” dediğinize kimse itibar etmez. Siyasi rakipleriniz fellik fellik arşiv araştırır. Bugün söylediklerinizin hilafına ne kadar beyanlarınız varsa ipliğinizi pazara dökerler.

Demek ki, siyasetçiler ağzından çıkana daha çok dikkat edecek. Bugün söyledikleriniz yarın aleyhinize delil olarak kullanılacaksa, iki kere düşüneceksiniz demek ki. Neticede suyun üstüne imza atmıyorsunuz.

Peki gerçekten pişman olmuşlarsa?

Samimi olduklarını nereden anlayacağız?

Onu da seçmenin, vatandaşın ferasetine bırakacağız. Çünkü nedamet duyan kullarını Allah da affediyor.

Tekrar Orhan babaya kulak verecek olursak;

“Hatamla sev beni…”

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.