Seçim adım adım yaklaşırken, Ankara’nın bağları, kıvrım kıvrım yolları görünmeye, hatta hafiften -hafiften aşındırılmaya başlandı bile.
Seçim olurda Ankara rüzgarına kalbini bağlamayan olur mu?
Ne demişler?
“Ankara, Ankara güzel Ankara/ seni görmek ister her bahtı kara / Senden yardım umar her düşen dara/ yetersin onlara güzel Ankara!”
Ankara Marşının dizeleri dün olduğu gibi, bugün siyaset peşinde koşturanların olmazsa, olmazı!
Hatta ilaç gibi!
Normal şartlarda seçime kaç ay var!
Sekiz mi, dokuz mu?
Yoksa, kilit ay Ağustos mu? Temmuz, Ağustos’un ve Sonbaharın kapısını aralayan gelişmelerin habercisi mi?
Ortada netlik diye bir şey yok. Her şey tahmin, her şey varsayım! Bütün mesele yoksa ile başlayan cümlelerde ve gelişmesi muhtemel olan ve olmayan olaylarda, sözlerde, atışmalarda, sataşmalarda ve tartışmalarda!
Seçim deyince durmak, düşünmek lazım! Hava açar, hava bozar, fırtına başlar, yaz ayında dolu yağar, kar yağar, tipi olur, boran olur, tarihler yalan olur, hayat durur, kırağı vurur!
Ne mi diyorduk?
Seçim! Seçim demek sandık demek! Sandık demek seçmek demek, demokrasi demek!
Hem seçim, hem siyaset, hem de siyasetçiler sürprizleri pek sever!
Onun için gönlünde aslan yatanlar her türlü ihtimale karşı hazırlıklarını yapmaya başlayalı çok oldu.
Kim nerede yer alacaksa, kimin yanında duracaksa, hangi ekibin içinde bulunacaksa aldı yerini, ben bundan sonra buradayım demeye başladı.
*****
Gönlünde aslan yatanların bazıları kendilerinden çok eminler!
Diyorlar ki; Adın, şanın şöhretin, çeşitli unvanların var. Siyasete olur desen maddi-manevi her türlü imkanın var! Bir Cuma mesajı yayınlasan binlerce beğeni, paylaşım ve yorum geliyor. Nereye gitsen, daha düşünmedin mi, vardır bir şeyler, seni şurada gördük, falanca siyasinin, vekilin yanındaydın, hiçbir siyasi gelişmeyi kaçırmıyorsun, düğünlerde, cenazelerde, toplantılarda hep varsın, birkaç kelime mutlaka konuşuyor, konuşturuluyorsun. Arada bir televizyonlarda da varsın! De haydi!
Bunun adı ne?
Bunun adı bal gibi adaylık!
Bazıları saklamaya devam ederken, bazıları dolaylı bir şekilde, arkadaşların aklından geçtiğimi söylüyorlar, nasip kısmet diye başlayan, istemem yan cebime koy babından cümleler kuruyorlar!
Hiçbir siyasi etkinliği ve oluşumu kaçırmayanlara iyi dikkat edin. Bir de adını sürekli her yerde dolaştıranlara…Bunların içinde oldukça kontrollü gidenleri olduğu gibi, bazıları reklamın iyisi-kötüsü olmaz reklam reklamdır, su akar mecrasını bulur, adım bir yerlere eninde sonunda duyulur, ulaşır düşüncesinde.
Bu arada, kendini anlattırmak, kendinden bahsettirmek son yılların vazgeçilmezi! Birileri de, muhtemel adayı, gittikleri ve katıldıkları her mecliste bir şekilde anlatıyor, tanıtıyor, merak ettiriyorlar! Adı şehri çoktan aşanlar, Ankara’da olması ve duyulması gereken yerlerde de duyulan ve bilinenler az değil!
*****
Gönlünde aslan yatanların, gönüllerinde yatan o aslanlar, uykuyu, dur durağı kaybedeli çok olsa da,
bazı adayların geçmiş tecrübeleri, deneyimleri, kendilerine göre geçmişte yapmış oldukları siyasi hataları bir daha yapmama temkinliliği var!
Kim rahat? Şimdilik hiç kimse! Çünkü rahat diye, garanti diye bir şey yok!
Bu seçim bilinenlerden çok daha değişik bir seçim olacak! Bu seçimin gaflara, saygısızlıklara, çam devirmelere, ulu orta konuşmalara, oy verecek insanlara karşı yapılacak anlayışsızlıklara tahammülü yok!
Kaş yaparken göz çıkaranın yeri yok bu seçimlerde. Bizden başka bir yere gidemezler cümlesi de öldü. Çantada keklik hikayeleri de geçerliliğini kaybetti. Çanta kendiliğinden açıldı, açıldığının farkında değilmiş gibi yapılan konuşmalarda insanları gülümsetmeye başladı!
Anadolu’nun siyaseten en karışık, en karmaşık illerinden biri Konya!
İttifakların listeleri ne olacak, nasıl oluşacak, sıralamanın şartları nasıl gelişecek, bu sorular için oldukça erken.
İttifaklar için en önemli konu seçimin nasıl kazanılacağı noktası ise, seçimin kiminle ve kimlerle kazanılacağı önemli! O zamanda sürpriz gelişmelere ve isimlere herkes hazır olsun!
*****
Siyasetin kendine has, oldukça değişik olan matematiği, yüksek matematik bilenleri dahi sulu dereye götürüp, susuz getirecek cinsten! İki kere ikinin kaç ettiğini ancak kendi bilen bir Matematik. Bu Matematiğe ise konjonktür hakim!
Konjonktür mü, o da kim diyenler için, konjonktür görünmez, bilinmez, hatta sezilmez bir şey. Kimden yana, kime destek, kimin yanında, kimin sağında, kimin solunda kendinden başka kimse bilmez! İsimleri uçurur, en yüksek dala kondurur, en zirvedekini alır, unutturur! Koluna girdiğini yolundan eder, övünenleri, atıp savuranları çıkmaz sokakların tam ortasında bir başına bırakır!
Konjonktür, çok değişik bir bilinmeyen! Konjonktürün yayından fırlayan okların kimi vuracağını, kimi ıskalayacağını kendinden başka kimse bilmez! Ancak, daha bugünlerden ben adayım, ben hazırım, beni mutlaka görün diyenler var! Siyaset bazen böyle öne çıkanları cesaretinden dolayı sever. Bazen de, vakitsiz öten horozun, benim yanımda, çevremde, etrafımda işi ne diyebilir! Bazen de gel bakalım, listenin ilk üçündesin der, bir de bakmışsınız, listede yoksunuz! Şimdi anladınız mı Konjonktürü?
*****
Konya aday adaylığı noktasında Anadolu’nun en renkli şehirlerinin belki de başında geliyor. Nedeni bizde hikaye de çok, tevatürde, rivayette, dedikodu da…
Neler mi anlatılıyor?
“İyi dedin o isim kesinlikle aday, falanca çok düşünüyor abi, siyaset fazla düşünmeye gelmez, sen düşünürken, atı alan Üsküdar’ı geçiyor, haberi yok! Ha o mu? O davet bekliyor! Bildiğin gubuz! Gurur, kibir abidesi abi! Hiç şansı yok! Hele böyle bir seçimde! O sorduğun bulunduğu ekibin en iyisi! Lakin her an olmadık birilerinin ayağına basabilir! İşte o zaman seyreyle sen gümbürtüyü! Hele biri var ki, ağzıyla kuş tutsa olmaz, kendini banko aday sanıyor, lakin onu aday göstermeyecekler! Abi be! Bu işi hak eden biri var amma, ileride önümüze geçer, bize engel olur diye takoz koyan koyana! Genel Başkanları o olacak demezse, hiçbir şansı yok!”
Daha bugünden mevzu böyle, yarın ne olur, varın siz düşünün!