Bazen insanın çok şey söylemek isteyipte söyleyemediği anlar olur. Şuan bu duygu ve düşünceler içerisinde Bursa'dan Konya'ya dönüş yolundayım. Gerçi Fuzuli'nin de dediği gibi söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil. Bazı sırıtan şeyleri transfer dönemi de dahil olmak üzere sezon başında çok söyledik fakat biz hocalardan, başkanlardan iyi mi bileceğiz de konuşuyoruz oldu. Susmaya çalışıyoruz, hatta susuyoruz fakat bu sefer de gönlümüz razı gelmiyor. Konya'mız diyoruz, şehir sevdalısıyız, şehrimizi, hemşehrimizi herdaim daha iyi yerlerde görmeyi canı gönülden istiyoruz, Konya'da her alanda kendine yakışan tarihiyle marka şehir olsun dediğimiz için elimizin tersiyle nasıl iteriz. Konya futbolu adına evet geçen sezon nerdeyse birçok alanda ilkleri yaşadığımız muhteşem bir yıl oldu ama bu sadece bir yıl mıydı? Yani geçen sezon gördüklerimiz sadece fragmandan mı ibaretti? Tabi ki elimizde ki malzemeden en fazla ne çıkıyorsa bizde onu izliyoruz. Takım kadrosu içerisinde sadece dört yahut beş futbolcunun dışında ben öyle aman aman dedirtecek bir hırsa, ruha sahip futbolcu göremiyorum. Benim mi yanlışım var diyorum, tribünün sesine kulak veriyorum onlar benden de karamsarlar. Evlerinden, işlerinden, sevdiklerinden feragat gösterip akın akın deplasmanda takımlarını yalnız bırakmayan, maddi manevi hiçbir masraftan kaçınmayan hatta yenildiklerinde üzüntülerini sitemlerini içlerine atıp takımlarını yine de alkışlayan bu insanlara yazık değil mi? Bir masör aman futbolcu öksürmesin, aman üşütmesin diye peşlerinde koşarken, yediği içtiği önünde olan, cebini ısıtacak parayı kulübünden zamanında alan bu adamların neden başarısız olduğunu anlamakta gercekten zorlanıyorum. Avrupa'da ödül almış stadınız var, taraftarınız zaten her zaman arkanızda, kulüpten alacağınız yok diyebilirim. Eh be kardeşim daha ne istiyorsun da oynamazsın. Bunları eleştireyim diye yazmıyorum, bildiğin sitem ediyorum. Çünkü gelsen trübüne otursan kendini izlesen senin sana tahammülün olmaz maçı yarıda bırakır gidersin. Bizim gözlerimiz artık çoğunlukla yeşil sahaya değil de trübündeki yapılan türlü şovlara kayıyor. Bu kadar paranın döndüğü, bu kadar insanın konuştuğu bu sektörde elbette kolay diye birşey yoktur. Varsa da kolay olan biz olmayalım. Sirkelenip kendinize gelin de kimsenin canı yanmasın. Futbol mu? Gittik, gördük ve geldik. Gittik ve geldik kelimelerini çıkarırsak gördüğüm şeylere geçen sene ki biz derim. Trübün olarak tek ses olmuş ve yeni stadlarında ofansif futbolu yeri geldiğinde çok iyi oynayan bir Bursaspor izledik. Geçen sene ki başarısızlıklarının aksine bu sene zirveyi zorlayacak bir görüntü veriyorlar. Yani puan zaten timsahın ağzındaydı ve biz elimizi ağzına bile yaklaştıramadık. Hal böyle olunca sol kanadımızdan üç dakikada iki golü filelerimizde görünce kazananın adı Bursaspor, kaybedenin adı temsilcimiz Konyaspor oldu. Elbette daha biten birşey yok, lig uzun bir maraton ama bu görüntüde pek iç açıcı değil. Bu haftaiçi Braga maçından sonra evimizde konuk edeceğimiz Kasımpaşa umarım ligde yeni bir sıçrayışın ilk habersicisi olur.