Ben de siz değerli okurlarımız gibi artık “YETER, YETER ARTIK” diye haykırıyorum. Ben de bıktım, sıkıldım şu siyasetin keşmekeşliğinden, yozluğundan. Biz de bizim gibi düşünenlerle şehrimiz için üzülüyoruz, ülkemiz için üzülüyoruz ama nafile.
Elden bir şey gelmiyor ki.
Bizim yapacağımız tek şey dua etmek ve inanmak. Gerisi Cenab-ı Allah’ın bileceği bir şey. Nasıl bir imtihanda olduğumuzu ancak o bilir. Yatalım kalkalım dua edelim. Cenab-ı Allah’ın gazabından korkalım. Gerisi yalan dolan.
Bakın ülkenin ardından şimdi şehrin kartları yeniden karılmaya başlandı.
Şimdi yine birileri oturup saf saf şehrin abisini, şehrin akil heyetini kuracağız diye kendilerince bir şeyler yapmaya çalışsınlar. Gerçi artık onlarda da bir şey demiyorum. Yalan dünyada herkese bir rol biçilmiş. Onlarda bu oyuncukları ile oynayıp duracaklar.
Hiç elleşmeyelim değil mi?
***
Ve siyasetten samimiyetsizlikten sıkılan sizler için yine gıcık mı gıcık bir yazı konusu ile bugünkü gündemimize başlıyoruz.
Sayın Valimiz Muammer Erol Bey’in iyi niyetine yüzde yüz inanıyoruz.
Tahir Başkan’ın samimiyetinden asla kuşkum yok.
Özetle şehri yöneten siyasetçisi, bürokratı en iyi niyetli insanlar.
Bu insanlar önce Allah’tan korkuyorlar. Ardından en iyisini yapmak için gayret sarf ediyorlar. Ama alanlarında, sahalarında, sorumluluk bölgelerinde 1 numara olanların çapsızlıkları artık arşa uzanmış durumda.
Şehri yöneten büyüklerimiz özünde “Konya’nın Dünya şehri olması için çabalıyorlar. Maddi manevi ellerinde avuçlarında ne varsa eteklerinden döküyorlar. Ancak nafile. Olmuyor, olmuyor, ol-mu-yor”
***
Niye olmuyor?
Dua ordusunda bir eksiklik mi var?
Yoksa bizde bir gudubetlik mi var?
Allah korusun insanın aklına her türlü çirkinlik dahi geliyor. Biz nerede ne hatası yapıyoruz?
Bende oluşan kanaat arktık şu, katılırsınız katılmazsınız ama dükkan bizim olmayınca çapsızlarla çalışmayı bir marifet olarak kabullenmişiz. Bu iş bu şehirde gelenekselleşmişiz.
Falanca en yetkili isme soruyorum, “Abi burası senin fabrikan olsa. Sen şu sağ kolun ….. adamı fabrikanın genel müdürü yapar mısın?
Abimiz düşünmeden cevap veriyor “Bahçesine bile sokmam”…
Eeee o zaman devletin, milletin makamını, parasını, makam arabasını, sekreterini ona niye veriyorsun?
Haaa falanca bakan rica ettiği için. “Amenna”.
Haaa falanca hoca efendinin istediği ona da “Amenna”…
İyi de be güzel abim, canım abim bu memlekette ne kadar çapsız varsa hepsi mi burada olmak zorunda?
Allah rızası için şu fotoğrafa bir bakın.
Burası şehrimize gelen yerli yabancı turistlerin Hazreti Mevlana Türbesinden çıktıktan sonra ama yaya olarak ama tur otobüsleri ile akın akın geldikleri Şems-i Tebrizi Camii’nin avlusu. Çeşmesi. Caminin önü.
Büyüklerimiz ne güzel havuz yapmışlar. Allah için tertemiz.
Birileri üşenmemiş fıskiyesini bile yapmışlar. Allah razı olsun.
Ama bu fotoğrafı bize Konya dışından gelen bir tanıdığımız atıp gönderiyor.
Ve altına da diyor ki “Uğur Bey suyun içindeki o tekerden öyle utandım ki abdest alırken arkadaşlar görmesin diye duamı karıştırdım”…
Ya tamam bize de kızıyorsunuz.
Yok, efendim yazdığımız yazılar ile yaptığımız yorumlar ile Ankara’da şehri kötü duruma düşürüyormuşuz.
Bunu diyenler sizde hiç mi vicdan yok. Siz hiç mi Allah’tan korkmazsınız? Böyle bir savunma yaparken neden aynaya bakıp da, “Peki bu yazılanların söylenenlerin yarısı doğru olsa. Benim hiç mi hatam yok?” diye niye sormazsınız.
O manevi atmosferdeki güzel havuzun içine koca tekerlek lastiğini dağdan inip gelen PKK’lı mı attı?
O alçaklar, o hainler, elleri kanlı, yürekleri kararmış kömür, olmuş alçaklar ne ise benim güzel Konya’mı başkalarına rezil eden, işini adam gibi yapmayan, aldığı paranın hakkını vermeyen çapsız zihniyette aynıdır.
Kimse kusura bakmasın.
Haber Merkezi “Uğur abi yazını uzun yazma reklam var” dediği için bu günlük bu kadar diyoruz. İnanç turizmindeki yerimiz ile ilgili inşallah nasip olursa pazartesi günü yine kaldığımız yerden devam ederiz.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Kabiliyetsiz olmak bir kusur değildir ama karaktersiz olmak çok büyük bir kusurdur.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Sürücüler döner kavşağa en dış şeritten girip dönerken sinyalsiz direk en iç şeride geçmediği zaman daha iyi ADAM oluruz