Ligin ilk yarısını hayal kırıklığı ile bitiren Konyaspor camiası, haftalardır devre arası kampına ve yapılacak transferlere odaklanmıştı. Çünkü takıma güvenleri kalmamıştı. Hep, “hoca gereğini yapacaktır” dediler. Ben ilk yarı bitmeden transfere fazla bel bağlanmaması gerektiğini net şekilde söylemiştim. İlaç takımın yeniden formatlanmasındaydı. Aykut Hoca ya gidecekti, ya da düzeltecekti. Kocaman bir de üstüne Ankaragücü maçı öncesi “her şey paraya bağlı. Futbolcuların alacakları, transfer…” vs. deyip kendisine sonuna kadar güvendiğini belirtip görevine son vermeyen yönetimin kucağına bombayı bıraktı.
Aylardır kamera karşısına geçmeyen Başkan Hilmi Kulluk, hayli eleştirilen açıklamalar yaptı.
Borcun ödenmesi için 50 milyonluk takım kurulması gerektiği, böyle olursa da takımın düşeceği, takımın gelirlerinin maç kazanamamaktan dolayı düştüğü, futbolcuların ve hocanın bu konuda sorumlu olduğu yönündeki çarpıcı ifadeleri taraftardan tepki aldı.
Ortak eleştiri, “her şeyi futbolcu ve teknik heyetin üzerine atacaksanız, yönetim neden var?” soruları soruldu. Başkan söylediklerinde aslında haklıydı ama yönetimin etkisiz gibi gösterilmesine verilen tepkilerin de haklılık payı var.
Sonuçta ikinci yarı öncesi şehirdeki karamsarlık havasını dağıtacak hiçbir gelişme olmadı. Bu ortamda çok kritik Ankaragücü maçı geldi, çattı. Düşme hattındaki rakibe karşı mutlak galibiyet alınması gerekiyordu.
Konyaspor maç başlar başlamaz golü ilk atan taraf olmak için elinden geleni yaptı. Çok isteklilerdi gerçekten. Ankaragücü de ligin dibine demir atmamak için her şeyi denedi.
Volkan tercihi hariç takım yerli yerindeydi. Yeni transfer Thuram sahadaydı. İlk yarı iyi de bir görüntü sergiledi. Kaçırdığı golde ters ayakta yakalanmasa Konyaspor çok rahatlayacaktı ama olmadı. Ankaragücü de Konyaspor’un üstüne çok gitti. Pozisyon buldu. Savunması sürekli öndeydi. İki takımın da orta sahaları savunmalara çok yakın oynayınca maç aşırı riskli bir hız kazandı. 30. Dakikadan sonra ise enerjiler azalmaya başladı.
Açıkçası kaliteli futbol beklenecek bir maç değildi. Can havliyle saldıran iki takım da maçı bir şekilde kazanıp rahatlamak derdindeydi. Çünkü ikinci yarının gidişatı, ligden kalıp kalmama mücadelesi bu maça bağlıydı.
İkinci yarı Konyaspor aynı oyununu devam ettirdi. Aykut Hoca yerinde bir müdahaleyle Daci’nin yerine Miya’yı aldı. Gol bölgesi daha da hareketlendi. Vurduğu kafa direkten dönem Miya ve uzatmada, umutlar bitti derken profesyonel işi bir gol atan Shengelia takımın yine kurtarıcısı oldu.
Konyaspor taraftarı, yönetim, teknik heyet, yeşil beyaz renkleri seven herkes inanılmaz rahat bir nefes aldı. Bir galibiyete bu kadar bağlı olan bir gelecek Konyaspor’a yakışmıyor ama futbol böyle işte. Hatalar ve şanssızlıkların önüne bir şekilde geçmek gerekiyor.
Umarım kabusa dönüşen haftaların nedeni olan o hatalar yeniden yapılmaz. Çünkü en az 5 hafta bu kritik günler devam edecek. Özellikle Aykut Hoca çok dikkatli olmalı. Tüm çözüm onda çünkü.