Değerli Pusula okurlarına merhaba diyerek yazıma başlamak istiyorum. Uzun bir aradan sonra değerli kardeşim Uğur Özteke’nin isteğiyle gazetemiz Pusula’nın özelliklerini ve amaçlarını dinledikten sonra, kendisine memnuniyetle yazacağımı söyledim. Beni tanıyanlar bilirler, Konya sporunun hangi branşı olursa olsun doğru olduğuna inandıklarımı her platformda savunur ve eleştiririm. Ancak bunları yaparken, doğru tezleri de koyarım. Bunları niye yazıyorum; bir tane Konya’mız var. İstiyorum ki yanlış yapılmasın, sporumuz zarar görmesin hep en iyisini yapalım. Bazen yazdıklarımızla belki bazı dostlarımızı da kırıyoruz ama bilinsin ki asla kötü niyetimiz yoktur. Bu böyle bilinsin istiyorum.
Bu hafta çok önemli bir maçımız var. Fenerbahçe maçı… Mesut Bakkal’ın gelişiyle birden olumlu değişiklikler oldu hem takımımızda hem de Konya’mızda. Hocamızın sıcak enerjisi hepimize yansıdı. O gerilen suratlar gülmeye ve futbolcularımızdaki hırs ve arzu doruk noktasına ulaştı. Muhteşem taraftarımızın kendine güveni geldi. Yani her önüyle mükemmel bir hava yakaladık.
Fenerbahçe aynı durumda mı? Koskocaman bir HAYIR. İlk yarısında büyük bir hava yakalayan Fenerbahçe, ikinci yarının başlamasıyla büyük bir kaos içine girdi. Bana göre camiasına büyük hizmetler vermiş Aziz Yıldırım’ın, haksız bir durumla karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Bütün bu olumsuzluklar Fenerbahçe ile oynayacağımız maçta karşımıza iki olasılık çıkarır. Birincisi bu baskı ile rahatlıkla alabilirler gibi görünüyor. İkincisi bu kaos durumundan demoralize olup kafaları başkanlarında kalır ve rahat olamazlar. Belki maç gününe kadar Sn. Aziz Yıldırım’ın itirazları kabul görmeyip içeri bile alınabilir.
İşte böyle bir atmosferde Fenerbahçe maçına çıkacağız. Gönlümüz isterdi ki; bu olayların hiçbirisi olmasın ve dostane bir maç oynayalım. Ama maalesef şuandaki durum bu. Yukarıdaki saydıklarımı lehimize nasıl çevirebiliriz. Bir kere bu maçta Saraçoğlu’nda seyirci rekoru kesin kırılacaktır. Ve atmosfer sportif tezahürattan çok kesinlikle siyasi olacaktır. Bu durumda bizim yapmamız centilmenliğine inandığımız takım ve sporcularımızın agresif hareketlerden kaçınıp sadece futbola yoğunlaşmalarıdır. Kesinlikle centilmenliği ön planda tutarak, bu atmosferde seyircinin sempatisini almamızdır. Ve sezonun ilk yarısında son 20 dakikada ortaya koyduğumuz futbolu tekrarlayarak, iyi bir başlangıç yaparak puan veya puanlar alabiliriz. Biliyoruz ki Konyasporumuzun futbolcuları hocamızın deyimiyle yüksek tempoda oynayabilen, inatçı bir yapısı vardır. Bize burada ne demek düşer, gönlümüz sizlerle birlikte çarpacak ve iyi haberlerinizi bekleyeceğiz.
Haydi hayırlısı…