Malum çevreler “Ne pahasına olursa olsun Tayyip’i indireceğiz” diyorlar.
Bu uğurda denenmesi gerekli tüm olasılıkları da deneyecekler.
Gerekirse tekeden süt bile çıkaracaklar.
Nitekim oy oranı bindelik dilimdeki Saadet Partisini parlatmak için sol cenah canhıraş bir şekilde algı operasyonları yapıyor.
Dün, Milli Görüş’ün en azılı düşmanları olanların şimdilerde şirinliklerinden yanına yaklaşılmıyor.
Saadet Partililer bu durumlardan o kadar sevindirik olmuş ki; ağızlar kulaklarda.
Onların da tek derdi Tayyip Erdoğan.
Görünen o ki; Kılıçdaroğlu’na duydukları muhabbetin yarısını bile Erdoğan’a duymuyorlar.
Parlatılan diğer parti de İP.
İP’ten kastımız İyi Parti. (Bazıları bunu yanlış anlıyor da.)
Öncelikle Meral ablanın şu iki konuya açıklık getirmesi gerekmektedir.
Birincisi: Henüz parti bile değilken “Ben başbakan olacağım” sözünü neye istinaden söyledi?
İkincisi: Henüz 15 Temmuz hain kalkışması vuku bulmadan “15’inden sonra işler inşallah değişeceeeek” derken ne kastetti?
İP’yi parlatmak isteyenlerin en büyük kozu Ülkücüler.
Ülkücüler yaş tahtaya basmazlar. Layık olmayanı “Başbuğ” yapmazlar. Başbuğ dediklerine de kumpas kurmazlar. Başbuğ sorgulanmaz Ülkücülerin töresinde. Bu anlayış bir biat değildir, itaattir. Ayrıca kol kırılsa da yen içinde kalır.
Öyleyse İP, MHP’yi bölecek demenin manası nedir?
Olsa-olsa MHP safralarından arınmıştır.
Zaten Meral abla da dikkat ederseniz “Ben Ülkücüyüm” demiyor. Madem Ülkücü değilse, MHP’yi bölecek olanları ne olarak tanımlamak gerekir?
İYİ Parti’ye transfer olanlar Ülkücü ise, CHP ile dirsek teması içlerine nasıl sinecek?
Saçınız ak mı, kara mı önünüze düştüğünde göreceksiniz.
Hayırlı tıraşlar.