Mübarek günlere adım attık. Bu şehrin tüm hücreleriyle üç ayları ve Ramazanı yaşaması, maneviyatını kaybetmemesi en büyük arzum… Konya denildiği vakit zihinlerde oluşan o ulvi algının yıkılmaması için hep birlikte gayret sarf etmeliyiz. Şahsi olarak işgal ettiğimiz makamların bir vebali varsa bunu almamak için şu kıymetli vakitlerdeki duamız bu olsun.
30 yılı geçmiştir, bu şehri Milli Görüş veya o tabana ait partiler yönetiyor. Son 18 yıldır da iktidarda Müslümanların daha çok destek verdiği bir parti var. Bu dönemde yaşanılan birçok sıkıntıya hep birlikte şahitlik ettik. Zor günlerdi eyvallah.
Lakin darbe sürecinden sonra kritik alanlarda arınma süreci gerçekleşti. En azından bu zamana kadar artık gerçekleşmiş olması gerekirdi.
Eğer bu halledilemediyse sorunu artık hep etrafta değil biraz kendimizde aramamız gerekiyor. Zaman zaman AK Parti içindeki AKP’liler minvalinde yazılar yazdım. Uyarılarım eleştirilerim genel olarak dostçadır. Bazen gördüklerimize duyduklarımıza şahit olduklarımıza bu taraftan bir baksanız “nasıl dayanabildiğimizi” sorgulamadan bizleri bırakmazsınız.
İktidardayken adaleti kaybetmezseniz yarın muhalefet olduğunuzda adalet istemeye yüzünüz olur!
Falanca tanıdığınızın ödemesi için teşkilatınızın çeşitli uzuvları bir müdürü amiri ciddi derecede zorluyorsa bunu sorgulamayacak mıyız? Hep kapalı kapılar ardında mı konuşacağız!
Bir vekilinize yakın diye “kurumda kendini istediği yerde konumlandırma” hakkı mı tanınıyor kişiye?
Hiçbirine yanmam da Reis’e yazık ediyorsunuz! Onun verdiği güvenin içine ediyorsunuz. Ondan sonra halk nezdinde “Reis iyi ama AK Parti sıkıntılı” algısını perçinliyorsunuz!
Ya kendi ellerinizde atayıp büyüttüğünüz il müdürleri? Elbet onların da sırası gelecek.
Bu konuda bugünlük susuyorum. Sanmayın ki yalan dolan ya da iftira olduğundan! Sadece biraz mühlet!
“Kol kırılır yen içinde kalır” değil mi? Ayıpları örteceğimizde nasıl da sığınırız buna! Olmuyor işte bazen örtmek değil ifşa zaruri hale geliyor! Zaten sözün hikayesi de bugün anladığımız şekilde değil.
Yazık. Zannediyorlar bazı konularda sessiz kalıyoruz diye uysal koyunuz. Buraları “bostan korkuluğu” zannedilsin diye işgal etmiyoruz. Sustukça azgınlık çoğalıyor. Kuldan utanma diye bir şey yok hadi de din, iman, Allah, kitap korkusu da kalmadı!
Helallerin dahi hesaba çekildiği gün, haramlar denizinde azaba gark olanlardan eylemesin Rabbim.
PEKİ, YA VAKIF MALINA TASALLUT EDENLER
Laf zamanında Müslümanlığı zirvede yaşayanlar için karşıma enfes bir cümle çıktı. Yaramadığını ve yaramayacağını bile bile yıllarca bu mülkleri kullanıp sonra üzerine geçirenler var ya… Vay hallerine…
“Bir Vakıf Malını Vakıf Olmaktan Çıkarmak İnsanlık Suçudur! Dünyanın her yerinde vakıf demek; ırk, din, dil milliyet ayrımı yapmadan insanlığın hizmetine verilmiş mal demektir. Bir malı vakıf olmaktan çıkarmak yani insanlığın hizmetinden çıkarmak ve kişileri zengin etmek için vermek insanlık adına işlenmiş bir suçtur.”
BÜYÜKŞEHİR’İN ŞİVLİLİK VE FENER ALAYI ŞENLİĞİ
Şivlilik gerçekten Konya için bir değer. Asla unutturmamamız gereken bir gelenek. Hatta başka şehirlerden çocuklar Konya’ya davet edilerek belki tüm ülkeye yayılması sağlanabilir.
Bu yıl Konya Büyükşehir Belediyesi 10 bin kişilik spor ve kongre merkezinde çeşitli etkinlikler kapsamında çocukları bu alana davet etti. Tam Kanal 42’de program yaptığımız esnada canlı yayına onlarca şikâyet geldi. Vatandaşlar kapılarda tartışma videolarını atıyorlardı. Biz de durumu ekranlardan duyurduğumuz gibi o arada kurumdan ilgililere de ilettik. Gelen cevap aynen şuydu: Program, Konya’nın en büyük salonunda düzenlendi. Hava şartları nedeniyle kapalı salon tercih edildi. Saatler öncesinde tıka basa dolan salona geç kalanlar kapıda kaldı. Programa 14 bin kişi geldi. Yaklaşık 1000 vatandaşımız içeriye giremedi. Seneye daha büyük bir alanda planlama yapacağız.
Evet, çocukları üzülen aileler için zor bir durum. Ancak bu ortadaki iyi niyeti saf dışı etmemeli. Herkes dersini aldı bence. O aileler daha erken gitmek için gayret ederken Büyükşehir de daha büyük alan için kolları sıvayacak.