Yaratılan her canlı rızkıyla birlikte yaratılmıştır. Rızık peşinde koşmaya gerek yok; çünkü rızık sahibinin peşinden koşar. İnsan rızkının peşinde değil, rızkının helal olmasının peşinde koşmalıdır.
“Haram helal ver Allah’ım, garip kulun yer Allah’ım” sözü gelişi güzel söylenecek bir söz olmayıp içerdiği anlam itibariyle çok tehlikeli bir sözdür. Şakası bile Allah(cc)’a dokunabilir. Çünkü, Yüce Yaradan’dan haramı istemek Allah(cc)’a karşı büyük saygısızlık olur. Normal şartlarda azıcık akıl sahibi bir Müslüman bu sözü asla söylemez, söyleyemez!
Ne acı ki, günümüz Müslümanları bu sözü söylemeseler bile haram helal demeden ne bulurlarsa yemekteler hiçte rahatsızlık duymamaktalar. Hatta, haramın helal gibi meşrulaştırıldığına şahit olmaktayız. En tehlikeli olanı burası ve buna çok çok dikkat etmeliyiz. Dikkat etmemiz bizi büyük bir sorumluluktan kurtarabilir.
Helal kazanç ve helal lokmayı elde etmek zor olsa bile peşinden koşmalı en azından mücadele etmeliyiz. Her ne kadar “insanın kazancının helal mi haram mı olduğunu anlamak için nereye harcadığına bakmak gerek” denilse de günümüzde bunu bilebilmek oldukça zor. Çünkü, kazancın ve yediğimiz lokmaların harama bulaşmaması neredeyse imkansız gibi. Harama bulaşmamak imkansız ise helalin peşinde koşmak boş çaba gibi düşünülebilir. Tam tersi daha fazla dikkat etmemiz gerektiğini düşünelim.
1-Helal Kazanç:
Yüce Allah(cc); "Ey insanlar! Yeryüzünde meşru ve iyi ne varsa ondan nasibinizi alın..." (Bakara 2/168) buyurarak helal yani meşru kazanç için çalışılmasını emretmektedir. Bir kazancın helal olması için birinci yapılması gereken Allah(cc)’ın helal kıldığı işlerden elde edilmesi gerekmektedir. Haram işin helal kazancı olmaz. Misal, içki yapmak satmak gibi.
İkincisi ise meşru işe hile karıştırarak yasal gibi görünen yollarla kazanç elde etmek ve işini istenilen ölçüler içerisinde yerine getirmemek, bir nevi savsaklamak. Genelde meşru işlerimizi bu tür yollarla gayri meşru hale getiriyoruz. En yaygını da budur. İster devlet işinde çalışanlar isterse ticaret isterse üreticiler olsun bu yollara tevessül etmektedir. Herkes devletten bir şeyler koparmaya çalışıyor. Kimisi çentik çentik kimisi kalıp kalıp kimisi de hamuduyla götürüyor!
Maalesef çok iğrenç hatta düşüncesi bile insanı rahatsız eden “Devletin malı deniz yemeyen keriz” sözünün hayatın içinde gerçekleştiğine tanık olmaktayız. Herkes herkesi hırsızlıkla, yolsuzlukla suçluyor ama hiç kimse kendi durumuna bakmıyor. Oysa ki, herkes görevi dahilinde artı kazanç elde etmeye çalışıyor; helal haram demeden!
Devlet memurları içinde yolluk, yevmiye, ek ders, mesai, oturum, döner sermaye gibi ek kazanç getirici işlerde mutlaka haksız kazançlarla helal kazanca halel getirilmektedir. İhaleye fesat, zimmete para geçirme veya bunlara aracılık etme gibi suç teşkil eden kazançlara hiç girmiyorum.
Ayrıca, bulunduğu makamın gereği israf eden, devletin parasını çarçur edenlerde aldığı meşru maaşına halel getirmektedirler. Bunların hepsinde 82 milyon kulun hakkı vardır. Hiç kimse yok diyemez!
2-Helal Kokma:
Helal olarak çalışıp kazanılan paradan alınan yiyeceklere helal lokma denilse de yaşadığımız devirde bu tarifin geçerliliği kalmamıştır. Çünkü, helal kazancımızı nerede harcadığımıza dikkat etmezsek lokmaya haram karışmaktadır.
Geçen yıl “Hiç Kimse Domuz Eti Yemedim Diyemez” adı altında iddialı bir yazı yazmıştım. Belki, başlığı okuyanlar kızmıştı ancak yazıyı okuduktan sonra tepkilerin değiştiğini biliyorum.
Bu ülke vatandaşının yüzde kaçı domuz etinin kasaplık et olduğunu, jelatini, tavuk gerçeğini vs. biliyor. Büyük çoğunluk bilmiyor; söylediğin zaman da inanmak istemiyor.
Kozmetikten gıdaya, ilaca kadar bir çok sektörde jelatin kullanılmaktadır. Jelatinin yüzde 80 hatta daha fazlasının domuz derisinden elde edildiğini toplumun yüzde kaçı biliyor. Araştırma şirketleri bir araştırma yapsınlar hatta kendiniz çevrenizdeki insanlara sorun, kaç kişi bilecek.
Helal gıda konusu çok çok önemli. Ülkemizdeki domuz gerçeğini herkes bilmeli, bilmek zorunda. Çünkü, domuz haram olmanın yanında fıtratı da bozmaktadır. Demek ki neymiş, helal kazancınla bile bir alış veriş merkezine girdiğin zaman haram olan gıdaları bilmeden alabiliyorsun. Çok dikkat etmemiz gerek.
Bu konuyla ilgili Çamlıca Yayınevi tarafından basılan ”Helali Arama Stratejileri” adlı kitabı zaruretle tavsiye ediyorum. Her evde bulunması ve okunması gereken bir araştırma kitabı; mutlaka faydalanacaksınız!
.