Hem iman hem insanlık borcu

İbrahim Talha Bayburt

Çevre temizliği, hem bireysel hem de toplumsal sorumluluğumuzdur. Sokaklarımızı, parklarımızı ve doğal alanlarımızı korumak, sadece estetik bir zorunluluk değil, aynı zamanda insan sağlığını, doğayı ve geleceğimizi korumak için bir gerekliliktir. Ancak ne yazık ki bazı insanlar çevremizi kirletmeyi sıradan bir davranış olarak görüyor. Parklarda bırakılan plastik şişeler, yol kenarlarına atılan sigara izmaritleri ya da sokaklara saçılan ambalaj atıkları, sadece göz kirliliği yaratmakla kalmıyor; ekosistem üzerinde de geri dönülmez zararlar bırakıyor.

Bu noktada, çevreyi koruma bilincini artıracak ciddi adımlar atmamız şart. Çevreyi kirletenlere yönelik caydırıcı cezalar ve yaptırımlar, bu sorunun çözümünde etkili bir yöntem olabilir. Ancak cezalar tek başına yeterli değildir; toplum olarak çevre bilinci geliştirmeli, bu bilinci çocuklarımıza erken yaşlardan itibaren aşılamalıyız. Okullarda ve kamu alanlarında düzenlenecek eğitim kampanyaları, çevre temizliği konusunda farkındalık yaratmak için önemli bir fırsat sunabilir.

Unutulmamalıdır ki, temiz bir çevreye sahip olmak aynı zamanda inancımızın da bir gereğidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), "Temizlik imanın yarısıdır" buyurarak, temizliğin İslam’daki yerini açıkça ifade etmiştir. Bu hadis, sadece kişisel temizlikle sınırlı kalmayıp, çevremizi temiz tutmayı da kapsar. Çünkü doğa, Allah’ın bizlere bir emanetidir. Bu emaneti hor kullanmak ya da kirletmek, hem ahlaki hem de dini açıdan sorumluluğumuzu yerine getirmemek anlamına gelir.

Tarihî ve doğal güzellikleriyle ön plana çıkan Konyamızda, çevre temizliği konusuna özel bir önem verilmesi gerekir. Tarihî eserlerimiz, doğal alanlarımız ve kamusal yaşam alanlarımız, hepimizin ortak mirasıdır. Bu mirası korumak ve gelecek nesillere daha temiz bir şehir bırakmak için hepimize görev düşüyor. Sokaklara çöp atmamak, geri dönüşüm alışkanlığı geliştirmek, çevre temizliği etkinliklerine katılmak gibi küçük görünen adımlar, aslında büyük bir değişimin başlangıcı olabilir.

Sonuç olarak, temiz bir çevre, hem bugünümüz hem de geleceğimiz için vazgeçilmezdir. Çevremizi korumak, insanlığa ve doğaya olan borcumuz olduğu kadar, inancımızın da bir gereğidir. Bu bilinci yaygınlaştırarak, daha yaşanabilir bir şehir ve dünya oluşturabiliriz. Unutmayalım ki, temiz bir çevre, temiz bir vicdan ve temiz bir gelecek demektir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.