Allah’ın kulu, Peygamber’in ümmeti olduğumuz bilinciyle yaşıyoruz bu topraklarda. Ümmet olmanın şuurunu kitabımızdan ve önderimizden öğrenmiştik, “Toptan Allah’ın ipine sarılın, ayrılmayın” diyordu Kitab.(Ali İmran/103) “Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücut gibidirler. Vücudun herhangi bir azası rahatsız olursa, diğer azaları da bu yüzden ateşlenir ve uykusuz kalır” (Buhari) buyuruyordu kutlu Nebi...
Aradan çok zaman geçmedi… Unuttuk “İnsanlar Üzerine Şahitler” olmakla “Hakkın Şahitleri” olmakla mükellef bir ümmet olduğumuzu… (Bakara 143) Hakkın ayakta durmasını, hâkim ve güçlü olmasını sağlayan, hangi dinden, hangi ırktan, hangi milletten olursa olsun, bütün insanlığın kendine güvendiği, sözü adaleti tecelli ettirecek olan, sözüyle hak tecelli edecek olan bir toplum olduğumuzu unuttuk… Hakkı gören ve insanlığın da görmesini sağlayan bir toplum olmakla görevlendirilmiştik…
O peygamberin ümmeti şimdi darmadağınık bir halde. Bir önderimiz bile yok. Ümmetin beraber olma iradesi zayıfladı. Sesimiz çıkmıyor, cılız seslerimizi kardeşlerimize duyuramıyoruz. Hizipçilik, mezhepçilik, abicilik, lider bencillikleri amansız bir şekilde varlığını sürdürüyor… Ortak bir ümmet bilinci oluşturamıyoruz. Vazgeçemediklerimizi daha sonra konuşsak, tartışsak belki de sonuca daha çabuk ulaşacağız…
Ümmet, gerçek bir İslam ümmeti olduğunda, Allah’ın lütfu ile sahip olacağı hayrı bilse, Kur’an’ın kendisine biçtiği “öncü ümmet” vasfına kendini adayabilse, şu an içinde bulunduğu perişanlığı, bir zillet ortamı olarak yargılayacak ve onurlu bir yolculuğa çıkacak... İslam önderlerinin görevi de, ümmette o bilinci yeniden inşa etmek... İşte o zaman, bireysellikten sıyrılıp ümmet bilincine sahip olmak için bir duruş sergileyeceğiz…
Ümmet İftarı’nda buluşuyoruz… Küllendiğini sandığımız ümmet bilinci her yıl Ramazan’da dahi olsa yeniden ayağa kalkıyor. Ramazan, ümmet olduğumuzu bir kez daha hatırlamanın adı oluyor…
Konya Büyükşehir Belediyesi Gençlik Meclisi bu yıl 5.sini düzenliyor. 12 Temmuz Pazar Günü Türbe Önü’nde yeni adıyla Mevlana Meydanı’nda ümmet için buluşuyor Müslümanlar. Dünyanın dört bir yerinden ümmetin çocukları misafir oluyorlar. Doğu Türkistan’dan Balkanlar’a, Arakan’dan Gazze’ye ümmetin selamını iletecekler. Ve ezanla birlikte duâ sonrası Ümmet İftarı’na katılanlar simit, ayran, hurma ve su ile oruçlarını açacaklar.
Alışageldiğimiz lüks otel ve salonlarda yapılan, iftarın ruhuna aykırı iftarlara benzemeyecek. İhtiyaç ötesi arzulardan vazgeçilmesi halinde dünyada açlık ve yokluk sıkıntısının olmayacağına dikkat çekilecek biraz da… İnsanlığın israf, Müslümanların konfor düşkünü olmalarının ahiret yurdunda yakalarını bırakmayacağından utanarak… En çok da ümmet olmanın kardeşini düşünmekten, acıları paylaşmaktan geçtiğini hissederek…
Davetliyiz hepimiz, tüm ümmet olma bilincine sahip olanlar…