“Bismillâhirrahmânirrahîm.
Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik.
Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin!
Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.
Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner.
O gece tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” (Kadr Sûresi)
***
Hazret-i Peygamberin 40 yaşlarında bulundukları bir zaman diliminde Hıra mağarasında inzivaya çekildikleri ve tefekküre daldıkları bir Ramazan ayı içinde, vahy-i ilâhî ile yüklü bulunan Cibrîl-i Emîn, Hazret-i Muhammed’le buluştu ve ona;
Oku, dedi.
Hazret-i peygamber;
“-Ben okumak bilmem!” diye mukabelede bulundu.
Sevgili Peygamberimizin bu şekilde karşılık vermesi üzerine vahiy meleği Cebrail Aleyhisselâm onu kucakladı ve sıktı, bırakıp tekrar;
Oku, dedi.
Bu durum üç kere tekrarlandı. Ve sonra…
“Yaratan Rabbinin adıyla oku. O insanı bir alâktan (rahim duvarına asılmış zigottan/aşılanmış yumurtadan) yarattı.
Oku, insana bilmediğini öğreten, kalemle (yazmayı) öğreten Rabbin en büyük kerem sahibidir.” (Alâk/1-5)âyetlerini okudu. Hazret-i Peygamber de bu ayetleri tamamen hıfzetti.
İslâm güneşinin ilk parıltılarını teşkil eden bu ayetler, 19 ayet-i celîleden ibaret olup Kur’an-ı Kerim’in ilk ayetleridir. Bu sûre “Ikrâ” suresi adıyla da bilinmektedir.
Uyanık ile uyanıklık hâlinde tecelli eden bu vahy hadisesinin tesiriyle heyecan içerisinde Mekke-i Mükerreme’ye dönen Hazret-i Peygamber, Veraka’nın “Müjde sana yâ Muhammed! Sen İsâ Aleyhisselâm’ın haber vermiş olduğu âhir zaman peygamberisin” sözleriyle karşılaşmıştı. Daha evvel mühreme refikası Hz. Hatice vâlidemiz; “Müjde sana! Allah’a yemin ederim ki, Allahû Teâlâ seni asla zillete düşürmeyecektir. Sen hukuka riayet edersin, sözü doğru söylersin, misafirlere ziyafet verirsin, yoksullara yardım edersin, zahmetlere katlanırsın” demişti.
Hıra dağında cereyan eden bu ulvî olaydan sonra rehberimiz, zikrimiz ve İslâm’ın ilk anayasası olacak olan 114 sûre ve 6666 âyetten ibaret mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim, Peygamber Efendimize ayet ayet ve 23 yıl içinde inmişti.
Bu ilâhî hadise bir Ramazan ayında ve Leyle-i Kadir’de meydana gelmişti.
Yâni Yüce Kitabımız Kadir Gecesi’nde yeryüzünü aydınlatmaya başlamıştı.
***
Ruhumuzu aydınlatan,
Karanlığı söküp atan,
Derdimize dermân katan,
Dermân’ın indiği gece: Bu gece…
Vecde gelir tüm felekler,
Arza iner, hem melekler,
Açılır Rahmete gökler,
Fermân’ın indiği gece: Bu gece…
AZİZİM DİYOR Kİ…
Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Geceniz mübarek olsun.
Yüce Mevlâ! Bu gecenin hürmetine Ümmet-i Muhammed’i zilletten kurtararak esenliğe doğru çıkartsın…
Atalarımız ne de güzel söylemiş:
“Her geceyi kâdir bil, her geleni Hızır Bil.”