Ülke futbolu şöyle dursun, kurulduğu günden bugüne Konyaspor’da bir şeyler yıllarca hep eksik kaldı. Ya takım kötü idi, ya teknik heyet bazen para bulamadılar bazen de saha. Yıllar içerisinde ülkede siyasetle yürümeyen siyaset olmadan futbol düşünülemez hal aldı. Şehrimizde hep tek milletvekili olan şehirler bile siyasi olarak bizden baskın geliyor 16 vekilimiz ne iş yapıyor diye yaygara yaptık. Bir dönem geldi futbolun içi siyaset meydanına döndü o zamanda bu söylemleri unutup siyasetin futbolda işinin olmayacağından bahsettik. Aslında reçete basitti; işi ehline vermek. Herkes anladığı işi yapsa ülke futbolu da dibe vurmayacaktı belki de. Zaman geldi Doğu’da bir meşguliyeti olsun diye harcadılar bizi, zaman geldi zevk olsun diye! Futbol pastasından en az nemalanan takımdık belki de… Belediye başkanı kim olacak takıma yardım edecek mi diye düşünürdük. Ufak tefek dışında ne bir atılım ne bağış ne de vizyon geldi. Saman alevi gibi parladık durduk, hep tamam şimdi olacak mı dedik. Ya bizi yarı yolda bıraktılar ya da biz pes ettik.
Gecenin en karanlık dönemi güneşin doğma vaktidir ya ülke futbolu dibe vurduğu bir dönemde son hafta ligde kalmayı başaran hücum futbolu diye diye dokuz doğurduğumuz sezon düşmeden kurtulmayı başarmıştı. Karanlık içinden güneş doğacak mıydı? Yeni sezona nasıl başlayacaktık?
Belki de bir ilk yaşadık delege sayısı az olsa bile kongrede 3 aday başkan olmak için ter dökecekti.
Hilmi Kulluk ve yönetimi ipi göğüslemeyi başardı. İlk icraat olarak takıma kambur olan futbolculardan temizlediler kulübü. Çok büyük iş yaptılar; bu bile saygınlık için yeterdi aslında ama durmadılar. Kamburlardan sonra iş yapan fakat maliyeti yüksek oyuncuları temizlemeyi başardılar. Dolar ve Euro’nun sonraki dönemdeki çıkışını düşünürsek Konyaspor’u sessiz sedasız batmaktan kurtardılar.
Çağımızın olmazsa olmazı sosyal medyada yaptıkları projelerle nötr insanlarda sempati, nefret duyanların kıskançlık halini almasını başardılar.
Güzel bir takım kurdular başına da Rıza Çalımbay getirildi. İşte yönetimin yaptığı en büyük hata buydu. Aslında Aykut Kocaman’a görev alır almaz teklif götürmüşlerdi. Ancak o gün ki şartlarda Kocaman takım çalıştırmayı düşünmediğinden kabul etmemişti. Çok yönlü bir takım kurdular kalite olarak ligin üzerinde bir takım. Saçımızı başımızı yolduğumuz lider olabileceğimiz bir sezon ilk yarısında talihsiz ve beceriksiz saha içi yönetim anlayışıyla puanları kaptırdık.
Neyse ki hatadan erken dönüldü ve lezzetli yemeğin olmazsa olmazı takımın başına getirildi. Artık her şey vardı. Başarılı bir yönetim, maddi sıkıntı çekmeyen kulüp, başarılı bir teknik adam ve muhteşem bir taraftar. Devre arasında yapılacak yüklemeler ile ligi ilk üç içerisinde bitirmemiz kesinlikle sürpriz olmaz.
Sonuç olarak; Teknik heyet, yönetim ve futbolcular oturup samimi bir şekilde yön çizmeleri ve koyulan hedefle yatıp kalkmaları gerekiyor. Devre arasında futbolcularımızı istemeseler bile kafasını karıştıracak tekliflerle gündem olup form düşüklüğüne sebep olmak isteyeceklerdir. Şuanda ülkemizde hiçbir takım oyuncuları Konyaspor’da olduğundan daha mutlu değildir. Yukarıda saydıklarımızdan hep biri eksik, bizdeki tek eksik ise takıma göre sportif başarıdır.
Kondisyon ve taktik! Onun da bir numaralı adamı artık takımın başındadır. İlla ki takımla irtibata geçen ciddi tekliflere de kapımız açık kalmalıdır. Çünkü biz ülkemizdeki birçok takıma inat para kazanan bir kulüp olmayı başarmıştık. Aykut Hoca soğuk ülkelerden çok daha iyilerini bize düşük maliyetle kazandıracaktır. Bu sezon her şeye gebe ve ilk yarı ikinci yarı sıralaması büyük ölçüde değişimler göstereceği bir ligi belki de ilk kez yaşayacağız. İkinci yarı için şimdiden çok heyecanlıyım. Şampiyonluk mu? Çok zor! Ama her şey de tamam gibi. Neden olmasın?