HERKES BAŞARILI İNSANLARI SEVER

Muzaffer Kırmacı

           Başarılı olmak güzeldir. Hatta çok güzeldir.

            Başarılı olmak için öncelikle çok çalışmak gerekir.

Ama bir gerçek daha vardır ki; her çok çalışan mutlak başarı sahibi de olmayabilir. O zaman da “Çok çalıştım ama olmadı” der kendinizi teselli edersiniz.

Başarılı olan ve kazanan insanın yanında, başarıyı paylaşmak isteyen birçok kişiyi bulabilirsiniz. Başarı ve kazanç adeta mıknatıs gibi çeker insanları.

Başarıdan pay almak isteyen tanıdık tanımadık birçok kişi sizinle tanış olduğunu her ortamda dile getirir. Hele bir de bir vesile hasbelkader bir fotoğraf karesinde yer almışlarsa, nemalanmak adına bir de bakarsınız ki sosyal medyada bu fotoğraflar paylaşılıyor.

Başarılı insanı eşi de çok sever. Anası babası da çok sever. Tüm akraba-i taallukat başarılı insanın etrafında pervanedir. O “Benim oğlum”dur. O “Benim eşim”dir. O “Benim babam”dır. O “Benim emmimdir, dayımdır, yeğenimdir.”

Başarılı insan hele bir de kıymetli, hatırı sayılır, üst kademe bir koltuğa oturmuşsa öğretmeni bulunur, ondan dinlenir başarıya giden yolun hikâyesi.

“O yaşlardan belli idi büyük adam olacağı. Şöyle uçardı, böyle kaçardı, gözlerinden ateşler çıkardı daha o yaşlarda” diyerek ballandıra-ballandıra anlatılır. Ne gariptir ki bu öğretmenlerin öğrencilerinden hiç hırsız çıkmaz. Hiç katil çıkmaz. Bunca dolandırıcının nedense bir öğretmeni ortaya çıkıp da “O da benim eserim” demez. Demek istiyorum ki; kimse de düşenin yanında yer almaz.

Adamın birinin hali vakti iyiymiş. İşleri yolunda, kazancı yerindeymiş.

Her gün evine gelirken elleri dolu-dolu gelirmiş. Kapıda karşılarmış eşi. Ellerindekini alır, bir de yorgunluk kahvesi yaparak gününün nasıl geçtiğini sorar, sohbet edermiş.

Günlerden bir gün nasıl olduysa, adamın işi bozulmuş eve de eli boş gelmiş.

Evin hanımı kapıyı açmış bakmış ki adamın elleri boş.

Adamın yüzüne bakmış, “Aaaa…Efendi! Senin gözünün biri kör müydü?” demiş.

Elbette hanımlar bu kadar acımasız değillerdir. Eşlerinin hep ellerine değil, yüzlerine de bakarlar. Hep iyi gün dostu olmazlar. Maksat kıssadan hisse çıkarmak.

Tuttuğumuz takım hep galip gelsin isteriz. Yenilgiye hiç tahammülümüz yoktur. Beklemediğimiz bir mağlubiyet aldığında hep beraber bağırırız.

“Yönetim istifa…Yönetim istifa…”

Sevgisi gerçek olanlar, gerçek dostlar kötü günde yanınızda olurlar.

Gerçek dostları anlamak için bazen düşmüş numarası yapmalı insan…

Düştüğünde elinden tutanı sakın bırakma. Çünkü o, gerçek dost.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.