14 Temmuz 2017… Konyaspor camiası için belki de ciddi bir sınavın başladığı tarih. İnsanların en zayıf oldukları an, en güçlü olduklarını hissettikleri anlardır derler. Gerçekten de doğru. Kupaların dayanılmaz hafifliği yaşarken yediğimiz tokatlar bizi bizden etti.
14 Temmuz akşamı Nalçacılılar Taraftarlar Derneği olarak organize ettiğimiz Birlik ve Beraberlik Gecesi’nde söz alan Ahmet Şan’ın, siyasi propagandaları şekillendirmek için bazı tribünlerin söylediği İzmir Marşı hakkındaki konuşması, fitili ateşleyen olay oldu. Bunun akabinde hemen hemen her gün futbol dışı bir konuyla gündeme gelen Konyaspor takımı, her ne kadar kampta olsa da mental anlamdaki gelişmeyi bir türlü sağlayamadı.
20 gün boyunca süren bu fikir çatışmalarının akabinde Süper Kupadaki Beşiktaş mücadelesine çıktık. Siyasi düşünce olarak birbirine taban tabana zıt olan bu iki ekibin taraftarları, İzmir Marşı açıklaması üzerinden atıştılar sosyal medya mecralarında ve haliyle de ortam oldukça gerildi. Yaşanan maç öncesi ve maç sonrası olayların zemininde de bu gergin ortam yatıyordu. Hal böyle olunca ulusal medyada görev yapan bazı kiralık kalemler hemen devreye girdiler. Ve yaptıkları yanlı yayın ile Konyaspor’un 5 maç ceza almasını sağladılar.
Oyun olarak lige oldukça pozitif başlayan Konyaspor’umuz, Trabzon’daki hakem faciasını içerdeki Gençlerbirliği karşılaşmasında nispeten de olsa unutturmuş oldu. Akabinde bence ligin en iyi ekibi olan İstanbul Başakşehir’e karşı deplasmanda oynadığımız mücadelede ortaya konan efor da bizleri açıkçası umutlandırıyordu. Milli maç arasında biraz daha toplanır ve Alanyaspor karşılaşmasına daha hazır bir takım çıkar diye bekliyorduk.
Saha dışı olaylar da unutulmuştu hem. Son 20 gündür sadece futbola konsantre olan bir Konyaspor camiası vardı artık. Ama bu sefer de kendi ayağımıza sıktık. Mustafa Reşit Akçay ile Ali Çamdalı arasında yaşanan gerginlik, Ali Çamdalı’nın kadro dışı kalmasıyla neticelenince tekrar lig öncesi girdabın içine girdik. Ve bu tartışmaların gölgesinde de Marsilya mücadelesini oynadık. Çok da kötü oynamamıza rağmen tecrübe eksikliğimiz nedeniyle sahadan 1-0 mağlup ayrıldık. Teknik Direktörümüz Mustafa Reşit Akçay’ın maç sonu açıklamalarını da hayretler içerisinde izledik.
Ne dedi peki Mustafa Reşit Hoca? Kötü oynamadıklarını, bazı oyuncuların verilen şansları kullanamadığını, oynanan oyunu skorla destekleyemediklerini, strateji değiştirebileceklerini ve son olarak da bavulunun elinde olduğunu söyledi. Buradan sevgili hocamıza birkaç kelam etmek istiyorum. Bak hocam; son 3 yılda Konyaspor camiasında Aykut Kocaman öyle saçma sapan nedenlerden ötürü eleştirildi ki, şahsım adına bazen yapılan bu eleştirilerdeki zeka dozunun düşüklüğüne de kızıp belki de Aykut Kocaman’dan çok savundum Aykut Kocaman’ı. Sonunda da haklı olduğum alınan başarılar neticesinde ortaya çıktı. Hocam, yeni oluşan bu takımın belli bir düzeye gelmesi için taraftarın sabretmesini istemeniz kadar doğal bir şey yok ama bizimle beraber bu takıma sizin de sabretmeniz gerekiyor. Nihayetinde Marsilya gibi Fransa liginin en köklü takımına deplasmanda 1-0 yenilmişken, futbolcu kalitesinin yetersiz olduğu, transferleri yaparken mali kıstaslar nedeniyle düşük çapta oyunculara yöneldiğimizi ya da işinize geliyorsa budur gelmiyorsa çantamı pardon bavulumu alır giderim gibi birleştiricilikten uzak yorumlar inanın bize faydadan çok zarar verir. Bizler sizlere güveniyoruz hocam, oyuncu kadronuza güveniyoruz ve sağlam bir ruh hali eşliğinde o kolej ortamı tekrar sağlanırsa başarının geleceğine de eminiz. Taraftar sizlere inanıyor ve sizden de kendinize ve ekibinize inanmanızı bekliyor. Eğer takımın geleceği ile ilgili olumsuz bir düşünceniz var ise de bunu gerekçeleriyle beraber anlatmanızı bekliyoruz. Geminin kaptanı sizsiniz hocam, ilk hırçın dalgada filikaya binip uzaklaşmayı düşünmek, Titanic filminde çocuklar ve bayanlar dururken filika derdine düşen o zengin kocanın (Hockley) durumundan farksız olur.