Değerli okurlar artık Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık seçimleri bitti. Sonuçların ülkemize, İslam âlemine ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini diliyor hem Cumhurbaşkanımıza hem de Başbakanımız ve yeni hükümete başarılar diliyorum. Ve bu hafta siyasetin dışına çıkmak istiyorum. Dün bir şiir okudum sizinle de paylaşayım:
Hoş geldin bebek!
Başındasın her şeyin.
Bebeksin işte!
Dünyanın bütün bebekleri aynı şekilde doğar,
Tadını çıkar...
Belki Muhammed olur adın,
Belki Musa,
Belki İsa...
Boyun 2 metre olabilir.
Belki de esmer olursun,
Belki kısa...
O zaman bebek demez kimse sana.
Başını aç derler ya da kapa!
Sen çalış!
Sen doğur!
Sen savaş!
Sen sus!
İstedikleri gibi olmazsan öldürebilirler seni!
Töreler daha değerliymiş gibi hayattan...
Herkes eşittir!
Ama göreceksin,
Bazıları daha eşittir hayatta!
Şaşırma!
Burası tuhaf bir dünya...
Gülümse yine de...
Büyüdüğünde eşit yaşaman için çalışan insanlar var burada.
Gülümse bebek!
Gün gelecek, herkes sana sadece
İNSAN
diyecek...
Şiirde bir gazetenin hazırladığı reklam filminde geçen özellikle de George Orwell'in "Animal Farm" (Hayvan Çiftliği) adlı eserinden alıntılanmış olan "Herkes eşittir ama göreceksin bazıları daha eşittir hayatta." kısmı çok önemli ve herkesin üzerinde düşünmesi gerekir. Demokrasinin iki temel ilke üzerine oturduğu söylenir:
-İnsanlar eşit doğar
-İnsanlar eşit yaşar.
Ne yazık ki bu iki temel de büyük bir yalandan ibarettir. Bunun yalan olduğunu görmek istemeyip bütün insanlara eşitlermiş gibi davranmak en büyük iki yüzlülüktür. Bebeklerin ulusu yoktur diyor şair, doğuştan ne iyi ne de kötüdürler. Ne Alevi ne de Sünni, ne sağcı ne de solcudurlar. Hepsinin kanı kırmızı gözyaşları da aynıdır. Ama biz onları daha bebekken nasıl olmalarını istiyorsak onlara o etiketleri yapıştırıyor ve daha doğar doğmaz bu eşitliği kendi elimizle bozuyoruz. Unutmamalıyız ki mesele insan olarak doğmak değil insan kalabilmektir.