Şükran Mahallesi... Şükran Mahallesi... Şükran Mahallesi...
Meram.. Meram... Meram...
Başkan Fatma Toru... Fatma Toru... Toru... Toru...
............
Yani Meram Belediye Başkanı Fatma Toru Hanımefendi, bizler belki görürüz belki de göremeyiz bilmiyorum ama Konya Şehir Merkezi’nin kaderini değiştirecek Şükran Mahallesi Kentsel dönüşüm projesi ile Türkiye’de bir ilke imza atıyor.
..........
Başkan Toru dün 100’e yakın gazeteci ile Şükran Mahallesini bizlere sokak, sokak gezdirdi ve yerinde bilgiler verdi.
Şükran Mahallesi dediğimiz zaman benim anam babam, ya da bazı okurlarımız buranın neresi olduğunu bilmeyebilirler.
O zaman şöyle tarif edelim, Kayalıpark’taki PTT binasının arkası, Bedesten’den Aziziye caddesi, Furkan Dede caddesi, Sahip Ata, Larende caddesinden Larende yokuşunun rampayı çıkarken sağında kalan kısmını içine alıyor.
Hani bizim eski Konya dediğimiz yerlerin tümü bugün Şükran Mahallesi.
Fatma Hanım makama oturur oturmaz şehri yöneten ve yönlendiren, yüz kişiden 99 unun “yapamaz, boyunu aşar” diyerek dudak büktüğü bu alanda ki kentsel dönüşümde kazasız belasız son viraja girmiş durumda.
Burada 800’ün üstünde bina sahibi ile anlaşma yapılarak büyük kısmında da insanlar tahliye edilmiş durumda.
İnsanların tahliye ettiği binalarda da kepçeler binaları yıkıyor, kamyonlar enkazları taşıyor.
Öyle ki bu yıkım için belediyenin kamyonları yetmemiş, kiralamaya gidilmiş.
Bütün bu işler yapılırken de kimseden tık çıkmamış kimsenin burnu kanamamış.
Dün öğreniyorduk ki İstanbul’dan bile adı büyük o anlı şanlı belediyelerin yetkilileri gelip “Bu işi toz kaldırmadan nasıl becerdiniz?” diye işin sırrını soruyorlarmış.
............
Vallahi eğri oturup doru söylemek gerekirse eski hali ile Konya’nın en yerlisi köklüsünün doğup büyüdüğü, son durumu ile başta Suriyeliler olmak üzere şehrin en sıkıntı kesiminin yerleştiği, ev sahiplerinin evlerini terk ettiği, kiralarını bile tahsil edemedikleri bu sıkıntılı bölge şimdi kavgasız gürültüsüz yerle bir oluyordu.
............
Ardından burada öyle bir alan oluşturulacak ki Konya’nın tarihi, kültürü ve modern yapısı bir anda yeniden doğacak.
..........
İşte tam bu noktada Hanımefendinin en önemli açıklaması “Merkezdeki daireler 2 katlı daha sonra 3 katlı ve en dış cephedeki binaların en yükseği 4 katlı olacak”...
Aha....
Hani burada 10-12 katlı daireler yükselecekti?
Demek ki bunlar tamamen Fatma Hanım’ı yıpratmak için belli kesimlerin ürettiği dedikodularmış.
Başkanın bu açıklaması karşısında şoke olan bazı meslektaşlarımız ısrarla sorularını sürdürüyorlardı “Ama Başkanım buralarda alışveriş mekanları, oteller, iş merkezleri olmayacak mı?”...
Fatma Başkan kendinden son derece emin, o taviz vermeyen duruşu ile devam ediyor;
“Olacak hepsi olacak. Ama hepsi yeri ve sokağına göre en fazla 4 katlı olacak”...
............
Başkan anlatmaya devam ediyor.
Şükran Mahallesinde dünü ile tarihi Konya olacak.
Nasıl mı?
- sinemasının unutulmaz ismi merhum Erol Taş’ın çalıştırdığı çağ ocağı burada yeniden yaşatılacak.
Öbür sokakta Ekmekçi Hayık’ın (Hayk Buğdaycıgil) fırını olacak...
Ekmekçi Hayk’ı bilmiyor musunuz?
Peki o zaman tanıyanların görenlerin anlattıkları ile Ekmekçi Hayık.
“Osmanlının son dönemlerinde Konya'da yaşamış bir Ermeni.
İyi bir esnaf, usta bir fırıncı... Namı, Ekmekçi Hayk (Hayık)…
Hayık sıradan bir Osmanlı Ermenisi.
Hayık, Müslüman müşterilerinin hesabını tutmaz. Onun bu tutumunu yadırgayan kendi dindaşlarına ise şöyle der “Müslüman haram yemez, onlara güveniyorum” der.
Zaman içerisinde yaşanılan sıkıntılar nedeni ile Hayk’da zorunlu sürgüne tabi tutulur, tüm Konya'nın muhalefetine rağmen.
Çare yoktur...
Velhasıl Konyalı, Ekmekçi Hayk'a büyük bir uğurlama töreni düzenler. Beyrut'a sürülen Hayk, yeni ikamet yerinde yapamaz; köklerinden koparılmış bir çınar gibi kurumaya, dökülmeye başlar.
Ne yapıp eder ve Konya'ya, vatanına döner.
Dün onu uğurlamak için istasyona akan çoluk çocuk tüm Konyalılar, yine istasyona yığılırlar ve meşhur ekmekçilerini, kendilerinden olan Hayk'ı büyük bir sevinçle bağırlarına basarlar.
................
Zaman içerisinde ekmekçi Hayk yaşlanır ve hastalanır.
Bu iriyarı adam hasta yatağında biraz zayıflamış solgun bir benizle yatmakta iken hayata gözlerini yummadan bir isteği vardır
Müslüman olmak.
Rahmetli Ahmet Tevfik Kafalı ve eşi Hikmet Hanım ekmekçi Hayk’ın son isteğini yerine getirmesinde yardımcı olurlar.
Ve Ekmekçi Hayk Kelime-i şahadet getirerek Müslüman olur.
...................
Çok güzel İngilizce bilen ve İngiltere’ye iki sefer giden “Ekmekçi Hayk 1980’de Müslüman olarak ölür.”
.................
Bu cümleleri tarih ve yaşayanlar anlatıyor.
Bende, Güllükbaşı Mahallesi Doktor Abdullah Salim Sokakta doğup büyümeye çalışan bir çocuk iken Ekmekçi Hayk’tan çok ekmek aldım. Aldığım üç ekmeği arabasının arkasına beyaz tebeşirle üç çizgi ile çizişi hala gözümün önünde.
Zaman zaman da o ekmek arabasını götürürken arabasının arkasına binişimiz.
..............
Offfff offfff.
Fatma Başkan bizi yine çok eskilere götürdü.
Ama inşallah Konya’da tarih yeniden canlanacak ve bir yandan da tarih ile gelecek adına tertemiz düzenli sistemli bir bölge şehrin ortasından fışkıracak.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Başkaları yararına iyi bir şey yapmak görev değil, zevktir. Çünkü sizin sağlık ve mutluluğunuzu artırır.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Önümüzde giden araca sürekli korna çalarak taciz ederek yol alamayacağımızı idrak ettiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.