Mustafa Reşit Akçay'ın kulüpten ayrılmasıyla yerine geçen Mehmet Özdilek imzayı attıktan sonra iki gün içerisinde ligde çıktığı ilk maçta üç puanı cebine koyarken az da olsa camia içerisindeki homurdanmalara son verdi. Ardından kendisinin de teknik adamlık kariyerinde ilk defa Avrupa'da maça çıkacak olması kafalarda soru işareti bırakırken burada yenildiğimiz Salzburg'a deplasmanda diş geçirdi. Avusturya'da puan almaktan ziyade Salzburg'a iki puan kaybettirmek çok önemliydi ki Guimaraes de Marsilya'yı yenince bu önem kat kat arttı. Böylelikle Avrupa'da ki 10. randevumuzda 1 galibiyet, 2 beraberlik ve 7 mağlubiyet ile şimdilik Avrupa maceramıza kısa bir ara verdik.
Aranın ardından muhteşem bir Marsilya maçı bizi bekliyor olacak. Bu maç grubun tüm şeklini belirleyecek ve bizim için de final niteliği taşıyor. Perşembe günü gecenin bir yarısı Avrupa maçına çıkınca temsilcimiz cuma günü direk Avusturya'dan Sivas'a uçtu. Osmanlıspor galibiyetinin ardından Salzburg karşısında da alınan bir puanın moral ve motivasyonuyla lige dolu dizgin başlayan Sivasspor karşısında ne yapacağımız merak konusu olmuştu. Nitekim de maçın başlama düdüğünün ardından on dakika içerisinde penaltı atışıyla golü bularak deplasmanda öne geçtik. Geçtik geçmesine de Cüneyt Çakır öyle skandal bir karara imza attı ki böylesine kritik bir süreçte filelerimizi havalandıran isim oldu.
Tecrübeli bir hakemin skora direk katkısı olan bir hataya ortak olması gerçekten insanda iştah bırakmıyor. Bunun üzerine aylardır dile getirip çözüm üretemediğimiz üçüncü bölgede beceriksizliğimiz de devam edince inanın olduğum yerde avazım çıktığı kadar "Hırsız var" diye bağırasım geliyor. MHK tarafından maçına hakem atanır, verdiği skandal kararlarla bariz hata yapar ve puanlarını çalar. Bin bir hevesle oyuncu transfer edersin, heyecanla havaalanında karşılayıp omuzlarında taşırsın ama o sahada gezinince paranın çalındığını fark edersin.
Yönetimdir; mikrofonları görünce ne konuşacağını bilmeden tüm şehrin kaderiyle oynarlar. Buna rağmen taraftar arkasında durur; içlerinden birisi çıkar Beşiktaş TV'ye övgüler yağdırınca ümitlerinin çalındığını anlarsın. Dört bir yanımızı hırsızlar sarmış, ben artık dayanamayıp "Hırsız var" diye sesimin çıktığı kadar bağırıyorum. Şunu belirtmemde de fayda var. Belki de yerel basın içerisinde en çok hoşgörü ve sabır çağrılarını bu kadar fazla dile getiren benden başka birini bulamazsınız. Sabır sabır da gerçekten bir yere kadarmış. Amaç el birliği ile bu takımı küme düşürmekse bize de açık açık söyleyin ki sıkı tutunalım. Yoksa taraftarın cüzdanında ya da gözyaşında boğulacaksınız. Ha bunları yazıyoruz diye beni de düşman bellemeyin. Dost acı söylermiş.