Başta Meteoroloji Müdürlüğü olmak üzere yetkililer Allah’ın izni ile şehrimize ikinci bir kar dalgasının geldiğini bildiriyor. İnşallah hayırlısı olur. Zaten bu günlerde ayağımız kayınca(!) tüm millet gibi hepimiz saatlik meteoroloji uzmanı olduk.
Birinci kar dalgasında şu haklı, bu kabahatli, orada da eksik var gibi yorumlarına artık girmeyelim. Olan oldu şimdi yenilerine hazırlanalım.
Bu kez şehri yöneten isimlerin resmi ya da siyasi bu kez daha hazırlı ve dinamik olduklarını görüyoruz. İnşallah bizi de yanıltmazlar. Yoksa bu akıllı millet zaten şaşı beş baktığımızı, adam gibi gazetecilik yapamadığımızı biliyor, maazallah bu kez kör olduğumuza inanır.
Ama okurlarımızı bilgilendirmek için şunu da yazmak isek vebal altında kalırız.
O ilk kar düştüğü andan itibaren sahada çalışan, soğuk ve mesai gözetmeyen Meram Belediyesi’nin Temizlik Müdürü şimdiki ismi ile Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü bu çalışma anında kalp krizi geçirir. Müdür hâlâ yoğun bakımda imiş.
Meram demişken malum Başkan Fatma Hanım çok ciddi bir trafik kazası geçirdi. Bakmayın millet işin ciddiyetinin farkında değil. Belki bu günlerde hanımefendi bile ağrılarından dolayı kazanın nasıl kötü olduğunu ve ölümden döndüğünü bire bir yaşıyordur. Bakın Meram Belediyesi denildi mi basından dostumuz Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü Önder Çiftçi ilk aklıma gelen isimlerdendir.
Belki şimdi Başkan Fatma Hanım bana kızacak ama buradan sırrı verelim. Fatma Hanım karın düştüğü ikinci gün evinde istirahatlı olmasına rağmen temizleme çalışmalarını kontrole çıkmış. Bizim Önder de bunu görüntülemek istemiş. Ama Başkan izin vermemiş.
Tamam biliyorum Meram’da sokaklarda büyük sıkıntı hâlâ var. Ancak yine biliyorum ki Meram Belediyesi cumartesi ve pazar günleri de dahil ne kadar iş makinesi varsa kendi araçları yetmediği için araç kiralamış.
Bana kızmayın ama bunları da yazmayayım mı?
Önceki gün bir yemek daveti için Meram’da Melikşah Mahallesine bir abimin evine gittim. Ana cadde üzerinde arabamı koyacak yer yok. Greyder geçmeye geçmiş belki de kenarlara sıyırmış. Ancak o koca sitenin hiçbir yetkilisi merdiven dışında kar temizliği yapmamış. En az 20 araç hâlâ o ilk günkü karın altında bekliyor. Kimse ne aracını ne çevresini temizlemiş.
O zaman ben enayi miyim?
Üç gün sabah akşam eşim ve oğlumla hatta komşularla evimin kapısının sadece önünü değil duvar boyu beş araçlık temizlik yaptım. İnanmayan gelip bakar fotoğrafını bile paylaşırım.
Ama önce kendimiz yapacağız sonra beklentilerimiz karşıdan yapılmaz ise onları da eleştireceğiz.
Neyse laf nereden nereye geldi.
Bu arada Başkan Uğur İbrahim Altay’ın gece 00.50’de ekibi ile çalıştığının şahidiyim. Hadi bana Erenköy bölgesinden bu saatte çalışma yoktu denilsin.
Tahir Başkan’la üç gün önce bu konuyu birebir konuştum. Hatta işin ayarını kaçırdık sizlerin sesi olmaya çalıştım. Bir ara Tahir abimi kırdım. Üzdüm. Çünkü ben de çok çok dolu idim. Kendisi her zaman ki mütevaziliği içinde hem dinledi, hem yapılanlar ile yapılmak istenilenleri anlattı. Tabii en sonunda da o derin siyasi tecrübe ile İbrahim Hakkı Hazretlerinden örnek bile verdi.
Başkanların genel durumundan özel sizlerden gelen isteklere geçecek olursak.
Mesela sıkı okurumuz dostumuz Taner Bey nasıl bir istekte bulunuyordu;
“Uğur abi malum bu sene kış sert geçiyor. Şehrimizin yetkili kurumları özel araçlarınızla trafiğe çıkmayınız diye öneri veriyor. Konya Büyükşehir Belediyesi mübarek bayramlarda otobüsleri bedava yapıyor. 15 Temmuz’da da 1 aya yakın bedava ulaşım yapıldı. Şimdi de bu karlı havada 4-5 gün toplu ulaşım bedava yapılsa da halk, ulaşımını rahat rahat sağlasa daha iyi olmaz mı? Çünkü minibüsler bile yetişemiyor halkımızın ihtiyacına.”
………….
Haksız mı? Hayır haklı.
Bu istek olabilir mi? Olabilir.
Yine resmi bir kurumdan can dostumuz Mustafa ….. abimiz ikinci gün şöyle diyordu “Uğur abi bu vatandaşın otomobil düşkünlüğü ne? Kar lastiği yok yolun ortasında dans ediyor. Biz yayaların can güvenliği kalmadı. Niye böyle durumlarda tek plaka çift plaka uygulaması yapılmaz ki?”
………….
Bu da mantıklı bir alternatif olabilir düşüncesindeyim.
………….
Sonuç yine herkes haklı tek haksız var oda bu konuları dile getiren gündem yapmaya çalışan biz gazeteciler.
OTELCİLER ŞAŞKIN VE ÖFKELİ
Bu arada dün öğle saatlerinde duyduğum bir konu şaşırttı. Dahası turizmcilerin öfkesi ve şiddeti daha da şaşırttı. Olayı tam olarak öğrenebilmek dahası anlayabilmek için birkaç dost tanıdık ismi aradım.
Önce konuyu sizlerle paylaşalım.
Bizim Türkiye’deki turizmcilerin ortak bir internet sayfası varmış. Dün buraya eğitim kurumları bölümüne giren milli eğitim bakanlığına bağlı öğrenci yurtları da dahil edilmiş. Yani bunun öğrenci yurtları ile bir alakası yok ama site yönetimi bunu yapmış.
Bunun üzerine bizim turizmciler otel yöneticileri tek yumruk olmuşlar ve hemen şu açıklamayı yapmışlar.
“Kıymetli iş ortağımız, değerli booking.com yöneticileri
İçerisinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntılar ve bilhassa turizm faaliyetlerinin çok zor şartlarda sürdürülebildiği, işletmelerin bırakın para kazanmayı ayakta kalabilmek için çaba sarf ettiği, ki bunu fiyatlardan en iyi sizler görüyorsunuz, bugünleri el ele verilerek atlatabileceğimizi temenni ediyoruz.
Ancak şunu belirtmek istiyoruz, sistemde Konya otelleri arasında, kız ve erkek öğrenci yurtlarının gözükmesine anlam verebilmiş değiliz. Bu durum kullanıcılar tarafından da şaşkınlıkla karşılanmaktadır
Sisteme kayıt esnasında Turizm İşletme Belgesi beyan ediliyor.
Bu belge olmadan oteller arasına nasıl girdiler bilemiyoruz.
Konya turizmi ve otelleri açısından. KIZ-ERKEK YURTLARININ sistemde OTEL gibi gözükmesi. Bizlerin görünürlüğünü ve Konya turizmine ve otellerine zarar verdiği ve de haksız rekabet oluşturduğu kanaatindeyiz.
Bu durum tüm otel işletmelerince kabul edilebilir bir şey değildir. Bizler Konya otelleri olarak bu hafta içinde bu konu ile ilgili gerekli bir değerlendirme toplantısı yapacağız. Konu hakkında hassasiyetinizi rica eder en kısa zamanda gerekli düzenlemenin yapılması hususunu bilgilerinize arz ederiz. Saygılarımızla.”
…………….
Bizi de işin içine dahil ettikleri ikinci kısım için ise ben önce sizlerle paylaşmak için fotoğrafları aldım, kızlarımızın yüzlerini de kapattırdım ama yine de pek ahlaki bulmadığım için buraya koymaktan vazgeçtim.
Otel yöneticileri der ki bu öğrenci yurtlarında kalan kızların yataklar üzerinde gazete okurken çay kahve içerken ki kareleri niye kullanılıyor?
O zaman biz Konya’daki otellerin sahipleri ve işletmecileri de asla tasvip etmediğimiz kadınların kızların bu şekilde kullanılmasını mı yapalım? Ya da yaptıracaksınız?
…………..
Dedim ya bu işte bir karışıklık var.
Otelciler, turizmciler haklı mı haklı?
İki farklı sektör.
Öğrenci yurtlarının sahiplerinin ve yöneticilerinin yaptığı da yasal, yani onlarla da konuştum.
Kim haklı kendine göre herkes haklı.
………….
Bugün ben bu işlerin içinden çıkamayacağım.
Herkes haklı.
Hani Hoca Nasreddin işin içinden çıkamayınca her iki kesime de “Sen de haklısın” dermiş yaaaa.
Herkes haklı olmaya haklı gibi olsa da ortada biraz da topluma, millete ters görünen bir şeyler var gibi. Bakalım bu konuda da bugün yarın nasıl bir gelişme olacak.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Her gün biri çıkar, başlar, benim ben demeye. Altınları, gümüşleriyle övünmeye. Tam işleri dilediği düzene gire. Ecel çıkıverir: Benim ben, diye”.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bencillikten, nemelazımcılıktan ve tembellikten kurtulduğumuz zaman daha iyi ADAM oluruz.