Atiker Konyaspor’un Galatasaray ile oynadığı maç bir kez daha gösterdi ki bizim takımın sistemi mistemi yok. Hani son günlerin moda şarkısında “taktik maktik yok, bam bam bam…” diyor ya aynen öyle, Konyaspor’da taktik maktik yok!
Mustafa Reşit Akçay Hoca, Galatasaray maçında gelecek adına iyi sinyaller almış ama bizim en azından benim aldığım sinyaller öyle değil.
Sezon öncesi oynanan 6-7 tane hazırlık maçını yapılan onca antrenmanı saymıyorum. 1 süper kupa, 2 Avrupa Ligi ve 8 lig maçını hep beraber izledik. Yani 11 resmi müsabakaya çıktı bu takım hâlâ bir oyun anlayışı yok.
Takla üstüne takla atacak forvetleri, rakipleri baskı altına alacak nefes aldırmayacak futbolu bir kenara bıraktık. Rakip kaleye şut atamaz, ceza alanına top indiremez hale geldik.
Hatta gözlemlediğim kadarıyla Konyaspor’da iş tamamen bireysel yeteneğe kalmış durumda. Milosevic iyi oynarsa, Musa araya iyi kaçarsa ya da taklacılardan biri çıkıp kendisinden bekleneni yaparsa Konyaspor’da bir hareketlenme olacak, değilse bal yapmayan arı misali top peşinde koşup duracağız.
SAHADA ÜRKEK VE NE YAPTIĞINI BİLMEZ BİR TAKIM VARDI
Sezonun belki de en kötü futbolunu oynayan aklı tamamen gelecek hafta oynayacağı derbiye dönmüş Galatasaray’a karşı kaleyi tutan topumuz yok. Takımın kötü performansı, Mustafa Hoca’nın formsuzluğu maçın hakemini eleştirmemizi verilen kararların sorgulanmasını bile engelliyor. Bunun için sahadaki oyuna fazla değinmeye gerek de yok. Kötüydük, belki de bir daha böyle vasat bulamayacağımız bir takıma karşı hiçbir şey üretemedik. Dahası rakipten çekindiğini belli eden ürkek ve rakip sahada ne yapacağını kestiremeyen eli ayağı birbirine dolanan bir futbolcu topluluğu gördüm.
İki yıldır ligi kasıp kavuran, kötü olduğunda bile belli bir ritmi olan, düzeni olan Konyaspor bu noktaya nasıl geldi, ne oldu bu takıma? Oysa Süper Kupa, ilk haftadaki Trabzon maçı ve biraz da ikinci haftadaki Gençlerbirliği maçında Aykut Kocaman’dan kalma disiplinli ve sistematik oyun vardı ve hepimiz alınan sonuçlara bakılmaksızın takımı beğenmiş, yarınlar için umut depolamıştık.
YA SERKAN İLE ALİ TURAN OLMASAYDI!..
Ama Başakşehir maçı ile birlikte Mustafa Reşit Akçay kendi sistemini monte etmeye başladı ya işte o günden beri Konyaspor’a bir haller oldu. Resmen futbol olarak klasman düştük. Bakmayın ligdeki iki galibiyete ve Avrupa’daki tarihe zaferimize. Tablo iyi değil, hatta kaleci Serkan’ın sezonun en iyi performans gösterin kalecisi olması ve Ali Turan’ın “yıllanmış şarap” misali enerjisi ve tecrübesi olmasa hapı yutmuştuk.
İlk geldiğinde “Mustafa Reşit Akçay; Konyaspor tarihinin en şanssız hocası. En başarılı dönemin ardından geldi ve Aykut Kocaman ismi Demokles’in kılıcı gibi sırtından inmeyecek” demiştim. Ama hocanın bu kadar kötü bir performansının olacağını tahayyül dahi etmemiştim.
Biz tribünden, ekran başından izliyoruz hoca da saha kenarından… Taktik yok, oyuna müdahale neredeyse sıfır, kenardan oyuna girenlerin katkısı da hiç yok. İşler iyi giderse gidiyor, kötü giderse de yapacak bir şey yok. El mecbur sonuca razı geliyoruz. Çünkü oyunu değiştirecek bir hamle yok. Çıkart forvet al forvet; orta saha aksamış, kanatlar iş yapmamış kimin umurunda?
ZİRVEYİ GÖRDÜK ARTIK, BAŞARISIZLIĞA TAHAMMÜLÜMÜZ YOK
Netice itibariyle ilk devrenin ilk bölümü tamamlandı. Biraz can sıkıcıydı hatta gelecek adına karamsar da bir tablo oluştu.
Trabzonspor (D), Gençlerbirliği, Başakşehir (D), Alanyaspor, Beşiktaş (D), Akhisarspor, Yeni Malatya (D) ve Galatasaray maçlarını oynayan Konyaspor; ikinci bölümde Kayserispor (D), Osmanlıspor, Sivasspor (D), Antalyaspor, Kasımpaşa (D), Bursaspor, Karabükspor, Göztepe (D), Fenerbahçe maçlarıyla devreyi tamamlayacak.
Kağıt üstünde ikinci bölüm daha kolay. Hani Mustafa Hoca diyor ya “Bizim rakibimiz Beşiktaş, Galatasaray değil” diye. İşte o minvalde bir fikstür var önümüzde. Taraftar da yakında dönüyor…
Konyaspor’u geriye götürdüğünü ve işe yaramaz transferlerinle birlikte bir an önce gitmen gerektiğini düşündüğümü not düşmekle birlikte “Buyur hocam, meydan senin” diyorum…
Tabi öncelikle lütfen silkelenip kendinize gelin ve nereye geldiğinizin farkına varın. Unutmayın ülkemizi Avrupa’da temsil eden takımlardan birinin hocasısınız!..
Ve bu camia iki kupa alıp zirveyi gördüğü bir yılı yaşıyor. Emin olun kimsenin dipleri görmeye tahammülü yok...