Zamanında; bu şehrin tarihinde yakaladığı ender fırsatlardan biri olan “başbakanlık” makamına sahip çıkılmadığı ile ilgili çok şeyler söyledik. Hatta yeri geldi “Başbakan için susmak, Davutoğlu için konuşmak” (https://www.pusulahaber.com.tr/basbakan-icin-susmak-davutoglu-icin-konusmak-3219yy.htm) başlığıyla içimizdekileri döktüğümüz anlar oldu. İsteyen arşivlerden göz atabilir elbet…
Gün geldi şehrin sahip çıkmadığından tutun, makama verilmeyen değere kadar neler neler yazdık çizdik. Makamın değil de ismin Konya’ya neler yaptığını hep muallakta bıraktık!
Hatta yeri geldi Hoca’nın adını yaşatın dahi demiştik. Bugün acabalar denizindeyiz!
Neden mi?
Önce bir Pelikan dosyası çıktı ortaya. Evvelinde oradaki bazı durumları bilsek de yakıştıramıyorduk, ne diyeyim! Lakin oldu. Başbakanlık da gitti. Kel de göründü.
Şimdi cırcır böceği misali o refahlı günlerde hoyratça harcanan zamana mı kızmalı yoksa başka şeyler mi demeli?
Eleştiriyi olumlu yapınca göklere çıkarılıp olumsuz yapınca tukaka ilan edilenlerden mi olmalı yoksa?
Dün dış politika üzerinden küfreden yerel yazı aktörleri bugün bir işaret almış gibi neyi örtme telaşında Allah aşkına?
14 Ekim’de Cumhurbaşkanımız şehre iltisak ettiğinde son anlara kadar durumu belli olmayan Davutoğlu ziyaretini nereye koymalı?
Bugünlerde bir hurafedir dolanıyor. Güya Hocamız hasta düşen Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın yerini dolduracakmış! Yakın kaynaklar bu olayı yalanlıyor. Hatta Hoca’nın dünya ile bağını koparmış vaziyette, üzerinde çalıştığı İngiliz dilinde yeni kitabının uğraşı içinde olduğunu söylüyor.
Söylüyor söylemesine de! Bu meşakkat şuan içinden geçtiğimiz süreçten daha mı mühim?
Örneğin 100 yıla yaklaşan Cumhuriyet tarihimizde ilk kez Anayasa değişikliği gibi tarihi bir ana tanıklık ediyoruz. Lakin neredeyse her olaya bir açıklama yapan özellikle sosyal medya hesaplarını aktif kullanan hocamız bu aralar suskun. Sessiz.
Ne meclisteki anayasa çalışmalarıyla ilgili ne de ‘evet’ temasıyla ilgili tek bir satır yok!
Bu durum sizce de garip değil mi?
Garip olan sadece bu değil aslında.
Bir güzel insan da çıkıp “hocam ben evet diyorum sen ne diyorsun” demiyor!
Belki yazının başlığını hocanın sessizliği değil de
HOCAM SEN DE VAR MISIN?
yapsak daha sansasyonel olabilirdi ya… Hadi bununla yetinelim!