Hollanda-Amsterdam-2

Amsterdam Avrupa’nın en temiz-bakımlı şehirlerinden biridir. Her yol her köşe ve sokaklar temiz olmak zorunda.

Amsterdam Avrupa’nın en temiz-bakımlı şehirlerinden biridir. Her yol her köşe ve sokaklar temiz olmak zorunda. Bu bakımdan eskiden kalan ve bazı yeni kurallar geçerliliğini koruyor. Türkiye’ye döndükten sonra kredi kartımızdan 30 Euro paranın toprak bastı parası olduğunu söylediler.

Amsterdam dışarıdan bakıldığında "her şeyin serbest olduğu" bir yer gibi görünse de yalnızca kısmen. Amsterdam’ın kırmızı ışık bölgesinde dışarıda esrar içilmesini yasak. Kırmızı ışık bölgesinde seks işçilerinin fotoğraflarını çekmek te yasak.

Amsterdam'da alkol yasal olsa da, şehir merkezindeki çoğu kamusal alanda alkol tüketimi yasak. Bira ve şarap için içki içme yaşı 2015 itibarıyla tüm alanlarda 18 oldu. Açık havada içki içmek yalnızca teras ve parklarda serbest. Festival olmayan bir günde açık kaplarla dolaşmak size para cezası getirebilir. Hollanda, 2008 yılında barlar da dâhil olmak üzere halka açık yerlerde tütün içilmesi sınırlandırıldı.

Bütün bu yasaklara rağmen nihayet insan yasakları ceza ödenmesi pahasına ihlal edebiliyor. Şehrin en önemli yeri olan Kırmızı Işık Caddesi üzerinde sıralı odalarda, seks kölesi kadınların fotoğraflarını çekmek için yaya veya kanalda botlarla seyahat edenlerin bu yasağı deldikleri de oluyormuş.

Eski Amsterdam birçok ülkede olduğu gibi eski ile yeni şehrin mimaride akustik bir karışımı haline getirilmiş durumda. Gerçekten tarihi mimari motiflerle süslenen binalar o kadar güzel renklendirilmiş ki, bunların yakınına ilave edilen yeni binalar da modern mimari ile inşa edilmiş olsa da, bunlar bir birini tamamlar hale getirilmiştir.

Bu manada gezilecek çok tarihi yerler var. Bunlardan Anna Frank’ın Evi, Van Gogh ve Rijks Müzesi, Red Light District gibi yerler görülmeye değer. Bunlardan Red Light District, Kırmızı Yol seks işçilerinin bölgesi olması yanında, oldukça güzel mimari eserler ve tekne evleriyle görülmeye değer durumda.

Amsterdam, çoğunlukla 17. yüzyıldan kalma yapılarıyla, en köklü kent dokularından birini barındırır. Kentin eski bölümü ay şeklindeki kanallardan oluşur. Bazı kanalların üzerinde 60'lı 70'li yıllarda ev sıkıntısı sonucu olarak ortaya çıkan tekne evler, günümüzde daha çok bir hayat tarzı durumundadır. Tekne evler yasal olarak inşa edilse de, ana yoldan daha aşağıda su üstünde ve gürültülü alanlarda olması ile günümüzde pek de tercih edildiği söylenmiyormuş.

Amsterdam tarihi dokusu, eski binaların korunması ve hala faal olarak işletilmesi yanında, düzenli ve temiz şehirlerarasında dünyada önde gelen yerlerinden birisidir. Sıkılmadan gezeceğiniz şehrin her yerinde bir Türk işletmecisine (bakkal, manav, kafe ve lokantalar) rastlamanız mümkündür. Bu arada birkaç Türk esnafı selamlıyoruz. Her zaman olduğu gibi sempatiyle karşılıyor, ikramla uğurluyorlar.

Sahip olduğu kilometrelerce uzunluğu,90 adası ve 1500 köprüsü ile Amsterdam kanalları Amsterdam'ı kuzeyin Venedik'i olarak kabul edilir. Bu kanallar Unesco Dünya Miras Listesi'nde de yer almaktadır.

Gemilerin geçişinde kanallarda bulunan köprülerin açılışını seyretmek dahi insanı keyiflendiriyor. Yolda yürürken en dikkat edilmesi gereken konu bisiklet yollarından yürünmemesidir. Bir Türk burada gezerken bisiklet yollarında yüründüğünde bir Hollandalının sert bir tepki göreceğini bilmelidir.

Amsterdam’ın en merkezi yeri tarihi istasyonudur. Gezmeye buradan başlayabilirsiniz. Tarihi İstasyon çevresi ve önündeki alan başlı başına bir tarih. Buraya açılan birçok yol olsa da en dikkat çekici olanı bir zamanlar Amerika ve Afrika’ya açılan limanda tarihi gemilerin bulunduğu açık deniz ve kanallardır. Burada dikkat çeken bir bina da kırmızı renkli Çin Lokantası ve Çin yemekleridir, diyebilirim.

Şehrin her tarafında yürüyüş yolları, yeşil alanlar ve küçük parklarda bulunan tarihi temsil eden heykel ve diğer balık, kuş, çiçek motifli heykellerdir.

Hollandalılar tüccar adamlar. Kendileri üretmese de başka ülkelerde üretilen malları dünyanın her tarafına ihraç ederler. İhracatı 900 milyar doları bulan gelirin bir bölümü sömürge ülkelerine bağlıdır. Tarım ihracatı 135 milyar dolar olup bunun 100 milyar dolarını ithal ürünler olup, işlendikten sonra ihraç ederek kazanırlar. Bir anlamda tarıma bağlı üretim 30 milyar dolar kadardır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

KÜLTÜR-SANAT HABERLERİ Haberleri