Her şey, 30 Haziran 2012’de tarihi dönüşüm adına, “Tarihi Bedesten Çarşısı Dönüşüm Projesi” ile başlamıştı.
Kapı Camii önündeki o tarihi konuşmada bulunanlardan biri olarak, orada toplanan birçok insan gibi heyecanlanmıştım.
Proje, Konya’nın çehresini tahminler ötesi değiştirebilir, gelen ziyaretçiler ve turistler, şehrimizde eğlenmiyor, kalmıyor, bir bardak çayımızı bile içmiyor, alışveriş yapmıyor diye sızlanan bedesten esnafımızın yüzünü tam anlamıyla güldürebilirdi.
Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, törende yaptığı konuşmada, Tarihi Konya Çarşısı'nın yenilenmesi ve tarihi görkemine yeniden kavuşturulması projesini büyük bir heyecanla başlatıyoruz demiş, projeyi tamamlayabilmek için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da birlik ve beraberlik içinde çalışacaklarını ifade etmişti.
Projenin tamamlanmasından sonra, halen günlük ziyaretçi sayısı 10 bin olan Tarihi Konya Çarşısı’nın ziyaretçilerinin 110 bini geçeceği, yıllık cirosu 300–350 milyon TL olan esnafın cirosunun da en az 4 katına çıkacağı dile getirilmişti.
Ve sonra, proje için düğmeye basıldı.
Dünyanın sayılı yenileme projelerinden birisi olan, Tarihi Konya Çarşısı Restorasyon Projesi çerçevesinde, 2 bin 687 bağımsız bölüm ve işyeri yeniden düzenlendi, çatıları dahil yeniden yapıldı
Bir başka ifadeyle, proje kapsamında, toplam 2 bin 687 dükkân ve bağımsız bölüm, 40 sokak, 84 sokak cephe düzenlemesi, 7 cadde cephe düzenlemesi hayata geçti.
Konya Bedesteni adeta yeniden imar edildi, yenilendi ve şehre eşsiz bir cazibe merkezi kazandırıldı.
Projeye, dünyada kültürel mirasın korunması ve değerlendirilmesini teşvik etmeye yönelik çalışmalar yapan YOCOCU (Youth in Conservation of Cultural Heritage) tarafından Kültür Mirasını Koruma Büyük Ödülü verildi.
Mevlana’ya bakan cephenin yenilenmesi için daha köklü bir proje hazırladıklarını dile getiren dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Akyürek, gerekli izinler alınabilirse bölgede Altın Çarşı’yı da kapsayacak “Selçuklu Kervansarayı” şeklinde bir yer yapmayı planladıklarını söylemişti.
Şehrin gündemine, böylece “Selçuklu Kervansarayı” da dahil oldu!
TİCARİ HAYATIN KALBİ BEDESTENDE ATIYOR
Yedi yıl öncesinde, Konya ticari hayatının merkezi olan, Romalılardan Selçuklulara, Osmanlı’dan günümüze binlerce yıllık geçmişe sahip tarihi çarşıdaki çalışmalarla “Bedesten”in eski görkemli günlerine döneceğini ileri sürülmüştü.
Tarihi Bedestendeki çalışmanın dünyada başka bir örneği olmadığı vurgulanmış, ekonomiye ve istihdama önemli katkılarda bulanacak projenin daha kaliteli, yaşanabilir mekanlar ortaya çıkaracağı anlatılmış, bölgede tarihle bütünleşmiş yeni mekanlar ile alternatif bir turizm destinasyonunun meydana geleceği dile getirilmişti.
Bu çalışmanın tamamlanması sonrasında ziyaretçi sayısının önemli oranda artacağını, bununla birlikte ticaret hacminin de artarak esnafın cirosunun en az 4 katına çıkacağı vurgulanmıştı.
Bu sayılanlardan gerçekleşen, gerçekleşme yolunda olan ne var?
Konya’da, ticari hayatın kalbi bedestende atmıyor muydu, Bedesten Çarşısı 2 bin yıllık bir geçmişe dayanmıyor muydu?
Her neyse… Bedesten, yenileme çalışmalarından sonra adeta yeniden imar edilmiş, yeniden hayat bulmuş, yeniden bedestende güller açmıştı. Güller açmıştı açmasına da, biz güllere, güller bize umutsuzca bakmaya neden devam ediyor bilen var mı? Çünkü, bedesteni şenlendiren bir program, bir etkinlik henüz yapamadık, yapmaya niyetimiz varmış gibide görünmüyor.
Bedestende, eski el sanatlarını, ölmeye yüz tutmuş sanatları sergileyen ülke çapında programlar, günler, paneller yapmak için ne beklediğimizi de henüz bir açıklayan yok!
Bedesten bu şehrin olmazsa olmaz bir vitrini, yenilenmiş bir cazibe merkezi. Lakin nedendir bilinmez onu bir kenarda bekletmeye devam ediyoruz.
Kimin için bu bekletme bilinmiyor? Şu kadar bin adet binayı restore ettik, Bedestene kazandırdık demek yetti mi? Bedestenin yürüyeceği yollar bitti mi?
Konya, elinde var olan zenginlikleri, değerleri değerlendiremeyen bir şehir olmaktan kurtulabilecek mi?
MESELA, “40 SOKAK, 40 ETKİNLİK” DİYEMEDİK…
Mesela “40 sokak, 40 etkinlik / Kırk gün kırk gece, Bedesten” diyemedik. Oysa sen bir zamanlar, yüz gün yüz gece etkinlikleri filanda yapmıştın sevgili belediyemiz? Kırk gün kırk gece ne ki…
18-28 Nisan 2018 tarihleri arasında gerçekleşecek olan Geleneksel El Sanatları ve Zanaatkarlar Buluşması, bedestende yapılacaktı. Sonra bir anda fikir değişti, duyduk ki, Meram Belediyesi bu işi üstlenmiş. Konya Olgunlaşma Enstitüsünün daracık bahçesine sıkışan etkinlik Meram’ın etkinliği olarak değer bulurken, bedestende herhangi bir etkinlik yapılmama ısrarına devam edilmişti!
Bu buluşmada, Konya’da ikamet etmeyen, aslen Konyalı olan bir tek Konyalı sanatçı yer almıştı.
Böyle olunca da, “Tarihi Bedesten Günleri” adı altında, Konya el sanatlarını, Konya’nın halen sürdürülen sanatlarını sergileyen günler yapılamadı, lafta kaldı, Konyalı sanatçıların içerisinde bulunacağı bu türden bir etkinlik ise yine çıkmaz ayın son çarşambasına bırakıldı.
Sonrada cevabı verilmeyen, sorular yankılandı şehrin cadde ve sokaklarında…
Bedesteni atıl bekletmek için mi, restore ettiniz? Madem bekliyor, kimin için bekliyor, bekletiliyor bu bedesten?
Cevap o günde yoktu, bugünde yok!
Hani o Bedesteni 2012’li yıllarda on bin kişi geziyordu da, bu dönüşüm bitince 110 bin kişi gezecekti ya… Esnafın kazancı en az 3-4 katına çıkacaktı ya…
Atıl bekleyen Bedesteni merak ederek gezen gezdi, gezdik-dolaştık bitti diyenler gitti.
Ne mi dediler?
Hoş bedesten, boş bedesten!
BEDESTENİN HEPİNİZE SELAMI VAR!
İlgi çekecek programların yapıldığı bir bedesten olsaydı eğer, değil yüz bin, milyonlarca insan gelir, gelen, bir daha gelmek için can atmaz mıydı?
İyi de bu bedesteni niye bunca zamandır atıl bir vaziyette bekletiyorsunuz sevgili yöneticiler?
Konyalı sanatçıların, müzisyenlerin icra edeceği “Tarihi Bedesten Musiki Günleri” yapamadık!
“Konya Türküleri diye, Konya Şarkıları diye”, günler koyamadık!
Dünya kadar etkinlik bulunabilir, yapılabilir ve 365 güne yayılabilirdi.
Sevgili Belediye Başkanlarımız!
Kültürle ilgili dairelerimiz, müdürlüklerimiz, kurumlarımız!
Amaçları, hedefleri, ilgi alanları kültür olan STK’larımız!
Çok meşgulsünüz ki, bedestenin hali ahvali sizlere malum olmuyor, arada çıkıp bir dolaştığınızda olmuyor belli ki…
Sevgili Bedesten, var mı bir şikayetin, var mı bir derdin, senin için ne yapabiliriz diye en son ne zaman sordunuz?
İşte sormadığınız içindir ki…
Bedestenin hepinize selamı var!
İyiler mi, bir dertleri, bir şikayetleri var mı, kendilerine nasıl yardımcı olabilirim diye soruyor?
Var mı yardımcı olunacak bir şey, ben hazırım hazır olmasına da, onlar hazır mı diye de ekliyor!
İşin özü, özeti, kültür adına, sanat adına, şehir adına, sanatçılarla, sanatkarlarla birlikte sizleri bekliyor!