Aralık geldi hoş geldi! 2020’nin geldik son ayına, bitti bitiyor, gitti gidiyor diye yine sevinemedi hiç kimse.
Doğalgaz Aralık ayı ile fatura bazında öne geçti.
Bundan böyle bütün kış, hatta Mart-Nisan beni kimse geçemez deyiverdi.
Aralık ayından başlamak üzere, Doğalgazla işimiz var.
Doğalgazın peşine takılacak olan elektrikle de…
Doğalgaz yüksek faturalarıyla hepimizi fena zorlayacak gibi görünüyor.
En düşük seviyede yanan doğalgaz beş yüz liraya yakın faturalarla Aralık ayına merhaba dedi.
Şehrimiz Korona açısından yeniden kırmızıya döndü.
O böyle dönüşler yaparken, kırmızıya dönen dönene…
Korona kırmızıda…
Enflasyon kırmızıda…
Doğalgaz kırmızıda…
Elektrik kırmızıda…
Yangını söndürecek olan su derseniz, o bütün yaz kırmızıdaydı, bu aydan itibaren bayrağı doğalgaza devretti hepsi o kadar.
Bu kadar kırmızı arasında, yanan kim?
Sen, ben, siz, biz, hepimiz!
Her ayı birbirinden çok daha kötü geçti 2020’nin.
*****
Aralık ayı bazı göstergelerin netleşeceği, ücret ve maaşlara yapılacak zamların aşağı yukarı belirleneceği bir ay.
Zam yağmurları, zam sağanakları yola çıktı. İlerleyen günlerde mevzi olarak yağmaya başlayacak.
Nasıl olacak derseniz, onu en güzel merhum Ziya Paşa söylemiş.
Diyor ki;
“Bî-baht olanın bağına bir katresi düşmez, / Bârân yerine dürr ü güher yağsa semâdan.”
Yani, “Bahtsız olanın bağına bir damla düşmez / Yağmur yerine inci mercan yağsa gökten.”
Kim bu bahtsızlar?
Kim bu bağına bir damla niyetine para-pul düşmeyecek olan insanlar?
Asgari ücretliler!
İşçiler!
Her kesimden Emekliler!
Çok düşük aylık ve ücretlere çalışanlar, çalıştırılanlar!
Aralık ayı bizi yanıltabilir mi?
Keşke!
Garibim Aralık!
Senin ne suçun, ne taksirin var?
Ücret ve maaşlara zam yapmayan sanki sensin!
Marketlerdeki, çarşı ve pazarlardaki fiyat dokunuşları sanki senin eserin!
Bütün zamlar, artışlar, münakaşalar, tartışmalar, atışmalar sana denk geldiği için, Aralık ayında diye başlıyor bütün cümleler.
*****
Müjdeli haberlere başlanmış bulunuyor. O kadar çok müjde alacağız ki bu ay, her haneye müjde yağacak!
Müjdeli haberleri kim veriyor?
Basınımız!
Ekranlarımız!
Müjde konulu programlarımız!
Yüzde üçün üzerine gelebilecek enflasyon farkına müjde diyorlar!
Şimdilik yüzde bir bile değil!
Bu müjdeyle çarşı-pazarlarda, marketlerde neler yapılmaz neler?
Kimse de çıkıp, utanmıyor musunuz, böyle müjde mi olurmuş demiyor?
Enflasyon ne kadar?
Efendim TÜİK’e göre münasip görülen kadar…
Piyasa TÜİK gibi düşünmüyor!
Onun münasip gördüğü rakamlar daha başka…
Çok daha üst perdeden.
Cepleri yakıyor, mutfakları yakıyor, tencereleri kaynatmıyor, ödenemeyen faturalar insanları kara kara düşündürüyor.
Enflasyon bu rakamların çok üzerinde olduğunu her haliyle belli ediyor!
*****
Çalışanlarımızı, asgari ücretlilerimizi, emeklimizi enflasyona ezdirmedik denecekse, gerçek enflasyon rakamlarına bakılması gerekiyor.
Enflasyon 2020’nin istisnasız her ayında bizi ezmekle kalmadı, yerden yere vurdu!
Korona ise sevdiklerimizi, yakınlarımızı, dostlarımızı, arkadaşlarımızı aldı gitti, bir daha geri dönülemeyen bir yola.
Bu insanlar işsiz kaldı!
Bu insanlar iş aradı bulamadı!
Bu insanlar karantinalarda, yoğun bakımlarda, solunum cihazlarında çok sıkıntılı, çok ıstıraplı anlar, günler ve haftalar geçirdiler.
Bu insanlara müjde diye verdiğiniz açıklamalar gerçekten çok düşündürücü, Bu rakamların neresi müjde denilecek cinsten.
Bu kadar perişan olan, hayatı paramparça olan insanların bari bu ayda güldürülmeli.
Bu insanların bu yıl içinde yaşadıklarına, çektiklerine bakılmaz da, yüzde üç artı, 0.5 denirse, 0.75 denirse daha da yanar bu insanlar.
Dahası hiçbiri iflah olmaz.
İnsanımız bıçak kemiğe dayandı diyorsa!
Yalan değil!
Uçan kuşa borçluyuz diyorsa!
Yalan değil!
*****
Aynı hikaye yine önümüzde, bu hikayeyi biz hiç sevemedik!
Yine, temcit pilavı gibi yine ısıtılıp önümüze kondu.
Her defasında gönlümüzden geçeni verelim diyoruz, veremiyoruz diye başlayan bu hikayenin girizgahları yine başladı!
Korona’nın perişan ettiği, enflasyonun nefes aldırmadığı bir yıl geçirdiğimiz yalanmı?
Halen bu süreç bütün şiddetiyle sürüyor!
Bırakın geçtiğimiz yılı!
Bırakın bir yıl önce almış olduğunuz yüzde üç artış kararı hikayesini!
Yüzde üç mü kaldı?
Koronanın biçtiği,
Enflasyonun yere serdiği,
Tabiri caizse sıfırı tükettiğimiz bir yılın son ayında,
Bırakın bir yıl önceki oranları da, güldürün hepimizin yüzünü!