Huzurevinde kalmaya başlamadan yıllar önce şiir perisiyle dost olmuş şair. Bugünlerde doksan ikisine merdiven dayamasına rağmen yazdığı ilk şiirini dün gibi hatırlıyor. 1953 yılının Temmuz ayında baba ocağından ayrılması ile yolunu İstanbul’a düşürür. Gurbette altıncı ay bitmişken, o günkü duygularını dile getirmeye çalışır. ‘İlk Ayrılık’ ismini verdiği ilk şiirinde, şunları yazar:
1953 Temmuzunda ayrıldım evden
Dayanamıyor sinemdeki yaralar bu acıya
Çalışıyor hıncını almaya gurbet benden
Nasip olmadı elveda demek ana ve bacıya
* * *
Kıymet veren yok yadelde yabancıya
Atılmışım gurbete bir sene evvelden
Verir yüce Mevla’m isteyen duacıya
Asla erişilmez arzulara sabretmeden.
Hayatı zorluklar ve acılarla geçer. Sait Faik ‘yazmasaydım, çıldıracaktım’ der. Bekir Sıtkı Amca da yaşadığı zorlukları dile getirmiş şiirlerinde. Çektiği acılardan bir nebze olsun kurtulmuş belki. Şiir atına bindikten sonra bir daha da hiç inmez. Üç giriş kapısı bulunan üç katlı, altmış odalı bir konakta dünyaya gelir. Mevlana Türbesi yakınında inşa edilen evleri üç senede tamamlanır. Yapımı için üç yüz bin altın lira harcanır. - bir altın lira günümüzde bir çeyrek altına tekabül ediyormuş- Babası Başaralı Zade Mustafa Lütfü Efendi. 1930’lu yıllarda babasının serveti saymakla bitirilemeyecek kadar çoktur. Başaralı Oteli, Başaralı Çarsısı taşınmaz mal varlıklarından sadece ikisi. Fakir fukaraya yardım ettiği gibi Ordu’ya da hizmet eder. Konak’ın orta katını on üçüncü piyade alayına açar. Devrin tanınan, sevilen ve saygı gösterilen bir büyüğüdür babası. İşlettiği otelinde Atatürk, İsmet İnönü, Fevzi Çakmak, Büyük Millet Meclisi Başkanı Abdülhalık Renda ve pek çok paşa Konya’ya geldiklerinde misafir olarak kalırlar. O yıllarda henüz Medeni Kanun olmadığından dolayı babasının imam nikâhlı üç hanımı vardır. Altısı kız, altısı erkek olmak üzere de 12 kardeştirler. Kardeşlerden en küçüğüdür. Ömrünün ilk yılları bolluk ve bereket içinde konakta geçer. Babasının işlerinin bozulması sonrası aile dağılır. Otuz üç dükkânlı ve altmışaltı odalı otel icra ile sekiz bin liraya satılır. Büyük Millet Meclisinin aldığı bir kararla dört bin dokuz yüz dönüm arazinin bataklıktan kurtarılması karşılığında bedelsiz verilir arsa aileye. Babası arsanın tapusunu Annesi’nin üzerine yapar. 37 ay askerlik sonrası, çiftlik hayatı başlamış olur. Gün gelir arazi abisinin üzerine geçer. Çiftlikte daha fazla kalamayacağını anlayıp, İstanbul’un yolunu tutar. Geride bıraktıklarının durumu, abisi ve yengesinin tutumlarını şiirlerinde işler. Kader’i sorguladığı, torunlarına yazdığı şiirleri de vardır. Nefis, ölüm, şeytanın hileleri, dünya hayatı, ahiret konularını sıklıkla işler. Acılarını dışa vuramamasının etkisiyle yazdığı ‘İçten Yanarım’ isimli şiirinde “Seni menziline ulaştıracak vasıta şükürle, zikir” diyerek sabır ve olgunlukla karşılar yaşadığı hadiseleri. Vasiyeti niyetiyle yazdığı şiirinde ise, şöyle yazar:
‘Tek taş kâfi mezarımın başına
Harcamayın boş yere yaradan aşkına
Sığabileceğim kadar nizami bir kazı
Yeter bana iki satırlık yazı
İşte Kitabemin Tarifi Şöyle;
Memnun Olurum Yazılırsa Böyle:
Mustafa Oğlu
Bekir Sıtkı Başaralı
Dünya’ya Geldi ve Gitti
Olanca Ömrü Cefayla Bitti
Doğumu- 1923 Ölümü – 2023’
Allah’tan hayırlı ve uzun bir ömür dileklerimle.