Hz. İbrahim’in hayatından kıssadan hisse almak lâzım

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

TARİHE YOLCULUK

(9)

  • Rabbimiz, ümmetini, ailesini ve kendisini putlardan korumak için putlarla mücadele eden ve Nemrut zâlimine karşı kafa tutan Hz. İbrahim’in güzel huy ve sıfatlarına uymamızı istiyor.

 

 

BALIKLIGÖL

Şanlıurfa şehir merkezinin güneybatısında yer alan ve İbrahim Peygamberin ateşe atıldığında düştüğü yer olarak bilinen Ayn-ı Zeliha ve Halil-Ür Rahman gölleri, kutsal balıkları ve çevrelerindeki tarihi eserleriyle insanı âdeta cezbediyor.

Balıklıgöl’ü ikinci defa ziyaret ediyorum. Bu göle baktığımda Zeliha’nın gözlerini göremesem de, Allah’ın dostu Hz. İbrahim’in, “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut” (İbrâhim/35) niyazıyla birlikte Nemrud’a karşı verdiği Tevhid Mücadelesinden kıssa alan ziyaretçilerden olmayı her zaman istemişimdir. Ben en azından bu gölü ve içindeki “kutsal” addedilen balıkları görmeye gelenlerin Hz. İbrahim kıssasını en azından bilerek geliyorlardır diye düşünüyorum. Bilmeyenler de elbette vardır. Özetle hikâye şöyle:

Hz. İbrahim, devrin zalim hükümdarı Nemrut ve halkının taptığı putlarla mücadele etmeye, tevhid inancını savunmaya başlayınca, Nemrut tarafından bugünkü kalenin bulunduğu tepeden mancınıkla ateşe atılır. Bu sırada Cenâb-ı Hakk tarafından ateşe “Ey ateş, İbrahim'e karşı serin ve selamet ol” emri verilir. Bu emir üzerine ateş suya, odunlar da balığa dönüşür. İbrahim bir gül bahçesinin içerisine sağ olarak düşer. İbrahim'in düştüğü yer Halil-ür Rahman gölüdür. Rivayete göre Nemrut'un kızı Zeliha da İbrahim'e inandığından kendisini onun peşinden ateşe atar. Zeliha'nın düştüğü yerde de Ayn-ı Zeliha Gölü oluşmuştur. Her iki göldeki balıklar halk tarafından kutsal kabul edilmekte, avlayarak yememekte, yem atarak onların karnını doyurmakta ve korunmaktadır.”

 

PEYGAMBER KANADIYLA ÖTELERE DOĞRU YOL ALMAK

Hz. İbrahim de diğer peygamberler gibi ümmetine; “Tohumu benden al ki, mahsul veresin; benim kanadımla uç ki, ötelere yol bulasın!” demişti.

Beraberce çıktığımız bu Tarihi Yolculuk’ta, Hz. İbrahim’in kanadına binerek ötelere doğru yol almak da varmış…

 

***

“Halil (a.s.) tam ateşe atılacağı sırada Cebrâil gelmiş ona; “Bir dileğin varsa, sana yardım edeyim, yoksa çabucak çekilip gideyim.” demişti.

İbrahim (a.s.) Cebrâil’e; “Hayır bir murâdım yo, sen aradan çekil” demişti. Hakîkat meydana çıktıktan sonra vâsıta yersizdir, gerekmez.

Şerîat sahibi olarak gönderilmiş olan peygamberler, bu dünya hayatını yoluna koymamız ve âhiret hayatına hazırlanmamız için bize ilâhî mesajlar ulaştıran birer hat, birer bağ gibidirler.” diyor Hz. Mevlânâ (Mesnevî, 2976-78 beyit).

Cebrail aradan çekildikten sonra Hz. İbrahim, Allah ile harfsiz, sessiz, sözsüz, gönül yoluyla konuşmuş olacak ki, gül bahçesine düşercesine ateş suya, odunlar da balığa nasıl dönüşmez ki…

 

***

“35. Hani İbrahim demişti ki: “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut.”

36. “Rabbim! O putlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Artık kim bana uyarsa, o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, şüphesiz Sen çok bağışlayan, çok merhamet edensin.”

37. Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazısını, senin kutsal evinin (Kâbe’nin) yanında ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için (böyle yaptım). Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir, onları ürünlerinden rızıklandır, umulur ki şükrederler.”

40. “Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle.”

 

***

Ârif bir bilgin, “Çünkü namaz; ‘Gönül huzuru olmadıkça namaz değildir’ diye buyrulmuştur.” Çünkü namazın temeli bedeni, oğlu terk etmek, İbrahim (a.s.) gibi Hakk uğruna oğlunu kurban edip, Nemrud’un ateşine atılmaktır. Namazın kemâli için bu lâzımdır. Bu huyları benimsemesi için Mustafa (a.s.)’a da; “İbrahim’in şeriatına uy, İbrahim’de sizler için uyulacak güzel huylar, sıfatlar vardır” diye emir gelmiştir.” buyuruyor.

Kur’an’da geçen Hz. İbrahim kıssasından alınacak hisseler elbette iman esasları olmalı.

 

YARIN: Bediüzzaman’ın kabri nerede?

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (14)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.