Ünlü Türk ve İslam mutasavvıfı Mevlana Celaleddin-İ Rumi’yi, 741. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri münasebetiyle bir kez daha rahmet ve saygıyla anıyoruz
Bu hafta nedeniyle yaşamını "Hamdım, piştim, yandım" sözleri ile özetleyen Hazreti Pir-i anmanın yanı sıra, onu anlamak için tüm sözlerini gözden geçirdiğimizde onun felsefesinin kaynağının Allah(c.c) sevgisinin tabiattaki yansımaları olduğunu görüyor ve bu haliyle onun çok iyi bir çevre gözlemcisi ve yorumcusu olduğunu anlıyoruz.
Yüce yaratan çevremizdeki kainatı o kadar güzel ve o kadar anlamlı ortaya koymuştur ki onun manasını ve mesajını ancak Hz Mevlana gibi hak dostları anlayabilir. Bizim gibi fakirlerde o muhterem zatları anarken, anlamaya çalışmak düşer.
Hazretin meşhur yedi öğüdü bunun en belirgin örneğidir.”,Şefkat ve Merhamette Güneşi, Cömertlikte Akarsuyu, Tevazu ve Alçak Gönüllülükte Toprağı,Hoş Görülülükte Denizi örnek gösterirken, çevremizdeki en önemli değerlerin ancak tabiatın kendisinde var olduğuna işaret etmektedir.
Hz Mevlana “ Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz, Şu tertemiz tarlaya sevgiden başka bir tohum ekmeyiz biz” derken hakka giden yolun sevgiden geçtiğini toprak ve tohum ilişkisiyle ele almaktadır.
Bakınız; hayatımızın her alanında karşılaştığımız veya karşılaşmamızın muhtemel olduğu her türlü duygu ve düşüncelere yaklaşımında, örneklerinde, hep doğal olayları ve onun yansımalarını görmekteyiz;
“Üzülme! Çünkü Yaradan umudu en çaresiz anlarda yollar. Unutma, yağmurun en şiddetlisi en kara bulutlardan çıkar”
“Sanmasınlar yıkıldık, sanmasınlar çöktük; bir başka bahar için, sadece yaprak döktük”
“Nuru bir su bil, suya yapış, suyu elde ettin mi ateşten korkma! Ateşi su söndürür.”
“Yeşilliklerden, çiçeklerden meydana gelen bahçe geçici, fakat akıldan meydana gelen gül bahçesi hep yeşil ve güzeldir.”
“Adalet nedir? Ağaçları sulamak. Zulüm nedir? – Dikene su vermek”
Kuru duayı bırak, ağaç isteyen tohum eker.
Bazı insanlar vardır ki selam verirler ve selamlarından is kokusu gelir. Bazıları da vardır ki selam verirler ve onların selamından misk kokusu gelir.
Sen beni sevdikten sonra malın mülkün değeri mi olur? Zaten toprak üstünde ne varsa hepsi de toprak olacaktır.
“Buğdayı değirmende ezmeseydin ondan ekmek yapılabilir miydi?”
Yüz binlerce birbirine benzeyenleri seyret de aralarında ki yetmiş yıllık farka dikkat et. İki şey birbirine benzeyebilir: Acı su da berraktır, tatlı su da..
Gönlü ışık yakmayı, aydınlanmayı öğrenen kişiyi, güneş bile yakamaz. Gündüz gibi ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye benzeyen benliğini yakıver.
İki deniz gibi olan gözlerimin incilerle dolması için, gam toprağını gözüme sürme gibi çekmekteyim.
Nedâmet ateşiyle dolu bir gönülle ve nemli gözlerle duâ ve tevbe et! Zirâ çiçekler, güneşli ve ıslak yerlerde açar!
Hz Mevlana’nı Peygamber( s.a.v) efendimize olan sevgisini ise “Can tende var oldukça kulum Kur'an'a; Yol toprağıyım Peygamber-i zişana,” sözleriyle ifade ediyor.
Şeb-i Arus; Hz Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin hakka yürüdüğü 17 Aralık gecesi; onun Rabb’ine, sevgiliye kavuşma gecesi olarak düşündüğü Düğün Gecesi olarak adlandırmaktadır. Onun bu mutlu gününe bir kez daha şahitlik etmenin gururunu yaşayanlar onu anmanın yanı sıra anlamaya çalışmalıdır. Önemli olan da zaten budur.
Hz. Mevlana'ya sormuşlar "aşk nedir?" diye. Ben ol ki bilesin! demiş. Ne mutlu Mevlana olabilene. Kalın sağlıcakla.
ÇEVRE SÖZÜ: "Herkes Ayrılıktan Bahsetti, Bense Vuslattan” Hz. Mevlâna