İslam, dini davetin yanı sıra eğitim sistemi, toplumlar ve insanlar arası ilişkileri düzenleyen bir değerler ve davranışlar sistemi de ortaya koymuştur. Bu konuda insanlık için en güzel örnek, şüphesiz bu dini insanlığa tebliğ eden Hz. Muhammed (sav)’dir. Onun bir eğitimci olarak yeni yetişen nesillere yaklaşımını, onlarla ilişkilerini doğru tespit etmek, tavır ve davranışlarının gerisinde yatan temel prensipleri kavramak ve çocuklarını bu doğrultuda yetiştirmek Müslüman toplumların öncelikli görevi olacaktır.
Peygamberimizin kendi evlatlarıyla ilişkisinin nasıl bir zemin üzerinde olduğundan bahsedelim öncelikle. İyi ve müşfik bir baba olduğuna şüphe yok elbette. Çocuklarına karşı samimi ve içten sevgi besleyen efendimiz, yeri geldiğinde bu sevgiyi açıkça göstermekten de çekinmemiştir.
Ebu Davud'un Sünen’de aktardığı bilgiye göre Efendimiz Hz. Fatıma’yı görünce sevinir, kendisini ayakta karşılar, elini tutarak yanaklarından öper, iltifat edip yanına ya da kendi yerine oturtarak ağırlardı. Yolculuğa ya da sefere çıkarken en son onunla vedalaşır, seferden dönünce de ilk onunla görüşürdü.
Sadece kendi evlatlarına karşı değil, bütün çocuklara derin bir sevgi ve şefkat besleyen peygamberimiz, onları ciddiye alır ve seviyelerine inerek sorunlarıyla ilgilenirdi. Onları kucağına alıp sevdiğine dair pek çok rivayet vardır. Onlara yetişkin gibi davranır, bazen şakalaşır, her karşılaştığında selam vererek hal ve hatırlarını sorar hasta olanlara geçmiş olsun ziyaretinde bulunurdu.
Katı, acımasız, sert karakterli Araplar, O’nun çocuklara gösterdiği sevgi merhameti hiçbir zaman anlayamamış hatta tavırlarını tuhaf karşılayıp eleştirenler bile olmuştur.
Peygamberimiz çocuklara, cinsiyeti ne olursa olsun, eşit davranılmasını öğütlemiştir. Cahiliye toplumunda yerleşmiş değer yargılarını değiştirmek için kız çocuklarına özel bir ilgi göstermiştir. Bu hususta: “Kim ki iki kız çocuğu ergenlik çağına vardıktan sonra yanında kaldıkları veya o kimse onların yanında kaldığı sürece onlara iyi davranıp ihsanda bulunursa kızları onu cennete dâhil eder.” Buyurmuştur.
Çocuk ana ve babası için yalnızca gönül eğlendirecek bir sevgi ve tatmin konusu değildir. Efendimizin dikkat çektiği ve bizzat örnek teşkil ettiği gibi onun her bakımdan zamanın şartlarına uygun şekilde yetiştirilip eğitilmesi, güzel ahlak ile süslenmesi gerekir. Ayrıca aile iyi bir meslek edinmesi için çaba ve fedakârlık göstermelidir.
Rabbi evlatlarımızı bizlere bağışlasın ve onlara hayırlı uzun ömürler nasip ederek ailesine, vatanına, dinine ve milletine karşı güzel işler yapanlardan eylesin.
Not: Yazımızda Prof. Dr. Âdem Apak’ın Derin Tarih Dergisi’nde yazdığı “Hz. Muhammed Çocukların da Peygamberiydi” isimli makalesinden yararlanılmıştır. Makalenin tamamını Derin Tarih Nisan sayısında bulabilirsiniz.