Allah’ın rahmeti, bereketi lütfu ve ihsanı hepimizin üzerine olsun inşallah. Eğer izin verirseniz bu haftaki yazımızda güzel şehir Konya’dan bahsetmek istiyorum. Hepimizin bildiği gibi artık yavaş yavaş ekim ayının sonlarına doğru yaklaşıyoruz. Sonbahara veda ediyoruz. Kış mevsiminin gelmesini merakla bekliyoruz.
Biliyor musunuz kadim şehir Konya’mızın kışları biraz sert geçer ve soğuk hava hakim olur; ama olsun biz böyle de seviyoruz kadim şehir Konya’mızı. Çünkü Konya, Hz. Mevlana diyarı, söyler misiniz Hz. Mevlana diyarında yaşayıp da olunmaz mı kadim şehir Konya’ya sevdalı?
Gel ne olursan ol yine gel diyerek davet ediyor, Hz. Mevlana kadim şehir Konya’ya ve Konya’da bulunan Mevlana türbesindeki ilahi huzura çünkü görenler hayran kalıp tekrar, tekrar gelmek istiyor kadim şehir Konya’ya ve Konya’da bulunan Hz. Mevlana'ya...
Bendeniz de Hz. Mevlana'yı her ziyaretimde hayran kalırım içim öylesine ilahi huzurla dolar ki her seferinde iyi ki gelmişim diyerek içimden mırıldanırım. Her yıl Hz. Mevlana hem yurt içinden, hem de yurt dışından ziyaretçi akınına uğramaktadır ve bu kadim şehirde yaşamanın bir şans bir ayrıcalık olduğunu bizlere daima hatırlatmaktadır!
Konya’mızın eşsiz güzellikleri saymakla bitmez, ne kadar anlatsak da ne kadar yazsak da belki de kelimeler yetmez.
Çünkü Konya’mız gerek Mevlana Türbesiyle gerek eşsiz yemek kültürüyle adından söz ettiren güzel bir şehir, kadim bir şehir, hatta deyim yerindeyse İç Anadolu’nun incisi bir şehirdir!
Az önce de bahsetmiştik ya eşsiz yemek kültürü diye evet Konya’mızın damaklara hitap eden o kadar güzel yemek menüleri var ki. Say say bitmez, düğünlerin baş tacı etli bamya çorbası, geleneksel Konya düğün pilavı, etliekmek olmazsa olmazı, su böreği olur sofraların baş tacı, bir de üstüne eklendi mi sac arası tatlısı, ne diyelim başka nasıl anlatalım kadim şehir Konya’yı?
Malum bu yazımızda kalemimiz yettiğince kadim şehir Konya’yı anlatmaya çalıştık ama Konya’nın Tarihi Bedesten Çarşısını, Alaattin Tepesini, Kültür Parkı’nı ve adını sayamadığımız tüm güzelliklerini ne kadar anlatsak da, ne kadar yazsak da anlaşılan kelimelere sığdıramayacağız...
Satırlarıma burada son noktayı koyuyorum.
İç Anadolu’nun incisi kadim şehir Konya gerçekten gelip görmeye değer bir şehir diyorum.
Saygılarımı ve hürmetlerimi sunuyorum.
Tekrar görüşmek dileğiyle.
Allah’a emanet olun...!