Bugün Ramazan ayının ilk günü…
Başı rahmet, ortası bereket ve sonu günahlardan arınmaya vesile olan, bereket iklimi, içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ni barındıran, on bir ayın sultanı olarak bilinen mübarek Ramazan ayına şükürler olsun ki kavuştuk...
Ramazan, şehrimize hayırla geldi, inşallah bereketiyle devam edecek…
Ramazan ayının rahmeti ve bereketi inşallah tüm İslam aleminin üzerine olsun…
Olsun ki Kudüs, Gazze, Filistin, Doğu Türkistan başta olmak üzere nerede bir Müslüman kardeşimiz, zalimlerin zulmü altında eziliyorsa, bu zulüm son bulsun. Zalim olan da kahrolsun…
Ramazan ayının bereketinin paylaştıkça çoğaldığını hepimiz biliriz. Bildiğimizle kalmayız, bu bereketi yaşar, sofralarımızı paylaşır, ikramda kusur etmemek için elimizden gelenin en iyisini yaparız.
Paylaşmaktan muradımız aslında her ne kadar ailemizle, akrabalarımızla, eşimizle, dostumuzla, sevdiklerimizle ve sevenlerimizle aynı sofrada buluşmak olsa da bu yıl gelin bir farklılık yapalım.
Elbette ki paylaşmak güzel, elbette ki iftarın bereketinden nasiplenmek hoş…
Lakin bir tarafımız yaprak dökerken bir tarafımızın baharı yaşaması bize yakışmaz.
Yani diyorum ki, bu Ramazan, iftar sofralarımızı en yakınımızdakilere açmak yerine, soframızı bir tutam ekmeğe, bir yudum suya ihtiyaç duyan kardeşlerimizle paylaşalım.
Siyonist İsrail lanetinin ölüm yağdırdığı Kudüs’te, Gazze’de, milyonlarca Müslüman kardeşimizin hali ortada. Biz ne kadar ciğerimiz dayanmadığı için gözümüzü yumsak, kulağımızı tıkasak da içimiz orada olanı biteni çok iyi biliyor.
‘Dua etmekten başka elimizden bir şey gelmiyor’ cümlesinin arkasına sığınmaktansa, oradaki kardeşlerimize yardımcı olmanın, ellerinden tutmaya çalışmanın, umut ışığı oluşturabilmenin tam vakti.
Tok ölsünler demiyorum ama açlıktan da ölmesinler…
Birçok yardım derneğimiz, vakfımız, ulusal ve uluslararası düzeyde insani yardım faaliyetleri yürüten kurum ve kuruluşlarımız var. Onlar aracılığı ile oradaki kardeşlerimize yardımcı olabilmek gayet mümkün.
İsrail laneti yardımların geldiği gibi dağıtılmasına izin vermiyor, Refah Sınır Kapısı’ndan kontrollü ve bir miktar yardım malzemesini içeriye alıyormuş.
Bu, onların mezalimi, onların cibilliyetinin gereği…
Bizi burası bağlamaz.
Karınca misali taşıyalım elimizden geleni… Faydamız olacak niyetiyle hareket edelim. Ulaşırmış, ulaşmazmış, yeterince gidermiş, az gidermiş orası bizi bağlamaz ki…
Biraz cesaret gösterip o bölgedeki öksüz ve yetim çocuklarla yapılan röportajları izlediğimde, “Ramazan ayından beklentin nedir?” sorusuna “Eskiden annem yemek yapar, babam iftarlıklarımızı getirir, birlikte soframıza oturur güzel güzel yemeklerden yerdik. Şimdi ne iftarlık getirecek babam, ne yemek yapacak annem, ne de başımı sokacak bir yuvam var. Yalnız da kalsam ben hayattayım. Allah vekildir” diyen kız çocuğundaki teslimiyeti görünce mübarek ayın henüz başında bunları naçizane hatırlatmak istedim.
Sadakalarımızı, fitrelerimizi, fidyelerimizi, zekatlarımızı güvendiğimiz, tanıdığımız, bildiğimiz vakıf ve dernekler aracılığıyla o bölgeye ulaştırmak yapacağımız en hayırlı hayır olacaktır diye düşünüyorum.
Ramazan ayının tüm İslam alemine huzur, Müslümanlara feraset getirmesi niyazıyla, hayırlara vesile olmasını diliyorum.