Dua etmeyi hocalara,
Kurban kesmeyi kasaplara,
Vesayetle mücadeleyi de Sayın Başbakan’a bırakmış durumdayız.
Hocalar dua etsin cennete gidelim,
Kasaplar kurban kessin etimizi yiyelim,
Başbakan savaşsın ve kazansın biz de gölgesinde geçinelim.
Oh ne ala.
Gel keyfim gel.
Ucuz, emeksiz ama bir o kadar da kişiliksiz bir yaşam.
Bu konu o kadar netameli bir konu ki; Sayın Başbakan üstüne basa basa söylemese hiç kimsenin söylemeye cesaret etmesine imkân yok.
ATV canlı yayınında ne demişti Başbakan; Bakan ve Milletvekillerinden yüreğini ortaya koymayanlar var rahatsızım, o yüreği ortaya koymaları lazım.
Var mı bir kıpırdanma?
Yok.
Çok az sayıdaki milletvekili ve bir elin parmağını geçmeyen sayıdaki üst düzey yönetici dışında tavır değişikliğine giden var mı?
O da yok.
Yani Sayın Başbakan belki silkelenip kendilerine gelirler diye kibarca sitem ederek uyardı ama nafile.
Gezide susanlar 17 Aralık’ta da sustular,
25 Aralık’tan sonra da susmaya devam ediyorlar.
Ve sonuca dair beklentileri “acaba kim kazanır?” merakından öteye gidemiyor.
Hatta taşın altına elini koyması gerekenler taşın üstüne oturmuş bekliyor.
Sonra da AK PARTİ’liyim diye ortalıkta dolanıyorlar.
Maç mı seyrediyoruz beyim? Bahis mi oynadınız? Ne bu hal?
Bu kadar mı güvenmiyorsunuz Başbakan’a?
Bu kadar mı bencillik bürüdü ruhunuzu?
Her neyse.
Aslında çok uzatmaya gerek yok.
Bu süreçte apaçık görünen şudur ki; partide makam mevki sahibi olmuş pek çok kişi hükümete destek olmayı / partiyi savunma işini / siyasi mücadeleyi / Başbakan’ın üzerine yıkıp arazi oldular.
Eh yani kurbanı kasaba kestirenlerin kesilirse kasabın eli kesilsin dediği gibi bizim tatlı su balıkları da aman bana bir şey olmasın, asarlarsa Başbakan’ı assınlar modunda gezinip duruyorlar.
Allah muhafaza Başbakanın başına bir şey gelse “canım o da fazla ileri gitti” diyecekmiş gibi bir halleri var.
Allah Başbakan’a güç kuvvet versin. Bu savaşta az kişiyle çok yol alıyor.
Ha bu arada tatlı su balıklarımız bize nasihat vermekten de geri durmuyorlar.
Ne olacağı belli olmaz fazla ileri gitme yanarsın falan diyorlar.
Gülüyorum.
Bu siyaset arenasında 30 yıldır yanıyoruz. Yanmaktan değil yatmaktan korkarız.
Bu da böyle biline…