İKİ HASTANE, İKİ ACİL

Muzaffer Kırmacı

           Gençliğimizde “Her şeyin başı sağlık” dediklerinde sağlığın ne kadar önemli olduğunu şimdi anladığımız gibi anlamıyorduk.

            Bazı şeylerin yaşanarak anlanması gerektiğini de bu yaşlarda öğreniyor insan.

            Demek ki neymiş?

            Öğrenmenin yaşı yokmuş.

            Sağlık konusunda kat edilen mesafeyi bazıları görmezden gelmeye devam etse de, gören gözler gördüğünü tasdik ediyor.

            Gerek hastanelerin fiziki yapıları, gerekse çalışanların hizmet anlayışları gün geçtikçe daha da iyileşirken, bazıları bu değişim ve gelişmeye ayak uydurmakta zorlanıyorlar.

            İki gün ara ile iki ayrı hastanenin iki ayrı acilini görme imkânım oldu.

            İlkinde bir devlet hastanesinin aciline kayınvalideyi götürdüm.

            Maksadım bir kurumu ve çalışanlarını zan altında bırakmak olmadığı için o hastanenin adını yazmayacağım. Sadece hizmette ne kadar gerilerde olduğunu anlatmak istiyorum.

            İki ayrı kabul bölümü var.  Bu bölümlerde acil hastaları ayakta şikâyetlerini anlatmak için bekliyorlar. Şikâyetleri dinleyip yönlendiren sadece bir doktor var. Her bir bölümde ayrı ayrı 20’şer kişi bekliyor. Bırakın hastaları, refakat edenler bile hasta oluyor.

            Gözlem bölümüne gittiğinizde tahliller için gerekli işlemler yapılıyor, siz tahlil sonucunu koridorlarda beklemek zorunda kalıyorsunuz. Ayrıca tahliller için geçen süre oldukça uzun. İşlemlerimizin gecenin 02.36’sında bittiğini söylersem ne demek istediğim daha iyi anlaşılır sanıyorum.

            Bir gün sonra TIP’ın acilindeyim.

            Ayakta sıra bekleyen hastalar yok. Sizi hekimler karşılıyor. Hemen bir acil müdahale sedyesine yatırıyorlar. Bir doktor şikâyetlerinizi dinliyor. İlk müdahale olarak serumunuz bağlanıyor, ateşiniz ve tansiyonunuz ölçülüyor. Tahlil için kan alınıyor. Sonra şikâyetinize uygun bir uzman hekim sizi muayene ediyor. Bütün bu işler için çok beklemiyorsunuz. Tahlil sonuçları da kısa bir zamanda ilgili hekimlere ulaşıyor.

            Adını yazmadığım devlet hastanesinde anlaşılan o ki, hizmetin şekli hiç sorgulanmıyor. Nasıl alışılmışsa, öyle devam ediyor. Hasta koridorda tahlil sonucunu beklerken acil müdahale sedyeleri neredeyse boştu. İlk muayene esnasında (kan tahlili daha uzun sürdüğü için) öncelikle kan alınması gerekmez mi? Her işin bir öncelik sırası olmaz mı?

            Reis “Bizim çalışma tempomuza ayak uydurmakta zorlananlar çekilsin” diyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.